Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4868 E. 2022/6358 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, tapuda kayıtlı olmayan yol bölümü ile davalı adına kayıtlı bazı taşınmazların kendi adına tescilinin talep edilmesi nedeniyle, tapu iptali ve tescili davası açılmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı lehine hükmedilen kısım yönünden Türk Medeni Kanunu'nun 713/4.-5. maddeleri uyarınca gerekli gazete ve yerel ilanlar yapılmadan karar verilmesinin isabetsiz olduğu ancak ulaşılan sonuç ve dosyanın geldiği aşamada bu hususun kararın kaldırılması sebebi olarak değerlendirilmeyeceği ve vekalet ücretinin hangi davalıdan alınacağına dair hükmün düzeltilmesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : SELENDİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili ile tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın, davacı vekili,davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ile katılma yolu ile dahili davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili, davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ..., tapu kaydında ....... Mahallesinde bulunan 136 ada 83 ve 86 parsel sayılı taşınmazların kendi adına, 136 ada 84 ve 85 parsel sayılı taşınmazların ise davalı ... adına kayıtlı olduğunu, 136 ada 83 ve 84 parsel sayılı taşınmazlar arasında kalan bölüm için davalının Mahkemenin 2008/77 Esas sayılı dosyasında aleyhine elatmanın önlenmesi davası açtığını, 136 ada 83 ve 84 parsel sayılı taşınmazlar arasındaki tespit dışı yol bölümünün kendisine ait olduğunu, 136 ada 84 parsel sayılı taşınmaz içinden geçerek devam eden yol bulunduğunu ve 136 ada 85 parsel sayılı taşınmazın üzerinde küçük dam bulunan bölümün dışındaki kısmın da kendisine ait olduğunu ileri sürerek, 136 ada 83 ve 84 parsel sayılı taşınmazlar arasındaki tespit dışı yol bölümünün adına tesciline, 136 ada 84 ve 85 parsel sayılı taşınmazlardan geçen yolun terkinine ve 136 ada 85 parsel sayılı taşınmazın küçük dam dışında kalan bölümünün tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., dava konusu taşınmazları ......’dan satın aldığını ve 15 yıldan beri kullandığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Hazine vekili, dava konusu bölümün umuma ait yol olduğunu, taşınmazın niteliği gereği zilyetlik ve zamanaşımı yolu ile kazanılmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Selendi Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi ile yargılama yapan Selendi Asliye Hukuk Mahkemesi 25/04/2017 tarihli 2016/74 E. 2017/90 K. sayılı kararıyla; 136 ada 84 no.lu parselin içerisinden yol geçtiği iddiası ile ilgili davacının husumet ehliyeti bulunmamakla beraber, davanın açıldığı tarih itibariyle söz konusu taşınmazın köy sınırları içerisinde olduğu, husumet ehliyeti ..... köyü tüzel kişiliğine ait olup, yargılama süresi içerisinde söz konusu parselin mahalle içerisinde kaldığı gerekçesiyle, davanın husumet yönünden reddine, 136 ada 85 parsel ile ilgili olarak dosya kapsamında bulunan tanık ve mahalli bilirkişi beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, söz konusu taşınmazın davacıya ait olduğu sonucuna varıldığı, davalının bu parseli satın aldığına ilişkin dosya kapsamında bulunan senedin 136 ada 84 parsel ile ilgili olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davacının talebi doğrultusunda söz konusu 136 ada 85 parsel yönünden davanın kabulüne, 136 ada 83 no.lu parselin bitişiğinde bulunan yol ile ilgili bilirkişi raporlarında söz konusu alanın yol boşluğu mahiyetinde olduğu sonucuna varıldığı, diğer delillerle de söz konusu alanın yol olmadığı ve davacıya ait olduğu ispatlanamadığı gerekçesiyle bu parsel yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Kaldırma Kararı

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 05/03/2018 tarihli ve 2018/13 E. 2018/159 K. sayılı kararıyla; davacı tarafından açılan davada, davacının tüm talepleri yönünden kararın gerekçe bölümünde değerlendirme yapılmakla birlikte, hüküm bölümünde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi uyarınca yöntemince hüküm kurulmadığı; 136 ada 85 parsel sayılı taşınmaz hakkında kurulan hükmün, infazda tereddüt oluşturur nitelikte olması nedeniyle infazının mümkün olmadığı gerekçesiyle, davacı vekili ile davalı Hazine vekilinin istinaf itirazlarının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-a/4. maddesi uyarınca kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

Selendi Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/10/2018 tarihli 2018/30 E. 2018/112 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile,

136 ada 83 no.lu parsel yönünden (04/07/2018 tarihli fen bilirkişisi raporunda A harfi ile gösterilen alan) davanın reddine,

136 ada 85 no.lu parsel yönünden (04/07/2018 tarihli fen bilirkişisi raporunda B harfi ile gösterilen alan) davanın reddine,

136 ada 85 no.lu parsel yönünden (04/07/2018 tarihli fen bilirkişisi raporunda C ve D harfleriyle gösterilen alanlar) davanın kabulü ile 136 ada 85 no.lu parselin tapu kaydının kısmen iptali ile söz konusu C ve D harfleriyle gösterilen alanın davacı ... adına kayıtlı 136 ada 86 parsel sayılı taşınmaza dahil edilmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ile katılma yolu ile dahili davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

5. İstinaf Nedenleri

5.1.Davacı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle, kararın yol olarak terkin ve tescil taleplerine konu olan bölümler yönünden usul ve yasaya aykırı olduğunu, ret hususunda kurulan hükümde isabet bulunmadığını, aleyhlerine vekalet ücreti takdir edilemeyeceğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

5.2.Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazların niteliği gereği zilyetlik ve zamanaşımı yolu ile kazanılamayacağını, vergi ödemelerinin yapılmadığını, davanın reddi gerektiğini ileri sürerek, kararın Hazine lehine kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

5.3.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle davacı lehine karar verilen 136 ada 85 parsel sayılı taşınmazın (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerine yönelik kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının bu kısımları satın alarak kullandığını, bu yöne ilişkin kararın eksik ve yetersiz inceleme ile verildiğini, yargılama giderlerinden diğer davalıların da sorumlu olması gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

5.4.Dahili davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle, kararın hukuka uygun olmayıp kaldırılması gerektiğini, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanlığının sıfatının kararda yanlış yazıldığını, hükmün 9. fıkrasında vekalet ücretinin hangi davalıdan alınacağının belirtilmediğini, hükmün infazında sorunlar yaşanabileceğini, kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

6. Gerekçe ve Sonuç

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 14/11/2019 tarihli ve 2019/1049 E. 2019/1165 K. sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan keşif ve uygulamalar, alınan uzman bilirkişi raporları, dosya içine getirtilen kayıt ve belgeler ve tüm dosya kapsamından; tapu iptali tescil talebine konu olan bölümün davacının kullanımında olup davacı adına tescil koşullarının oluştuğu ve bu bölüme ilişkin olarak verilen kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, davacının tescil talebine konu bölüm yönünden Türk Medeni Kanunu'nun 713/4.-5. maddeleri uyarınca gerekli gazete ve yerel ilanlar yapılmadan karar verilmesi isabetsiz ise de ulaşılan sonuç ve dosyanın geldiği aşamada bu husus kararın kaldırılması sebebi olarak değerlendirilmeyeceği gerekçesiyle davacı ... vekili ile davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili ve dahili davalı ... vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekili kararın ( IV/2) bendinde yer verilen gerekçelerle kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

3.Gerekçe

3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, hakkında tutanak düzenlenmeden tespit dışı kalan yol bölümü yönünden davacı adına tescil, davalı ... adına tespit ve tescil edilmiş taşınmazların yol olduğu iddia edilen bölümleri yönünden yol olarak terkin ve davalı ... adına tespit ve tescil edilmiş taşınmaz yönünden tapu kaydının iptali ve davacı adına tescil isteğine ilişkindir.

3.2.İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 03/07/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”

İhya edilen taşınmaz mallar başlıklı 17. maddesinde “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun olağanüstü zamanaşımı başlıklı 713. maddesinin birinci fıkrasında “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinin 2. fıkrasında “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemeleri yer almaktadır.

3.3.Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (IV/3.) ve (IV/6) numaralı paragraflardaki yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı vekili, davalı Hazine vekili, davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.

3.3.2. Dahili davalı ... vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak HMK'nın 297/2. maddesi gereğince hakim, yargılama sonunda, davacının talebinin kapsamını da dikkate alarak taraflara yüklenen hak ve borçları açıkça gösterir ve infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde hüküm kurmakla yükümlüdür. Hükmün 9.fıkrasında “Davacı kendisini vekille temsil ettiğinden (kendisi yönünden ilgili 04/07/2018 havale tarihli fen bilirkişisi raporunda C ve D harfi ile gösterilen alan) karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilerek vekalet ücretinin hangi davalıdan alınması gerektiği gösterilmeden infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

3.3.3. Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmektedir.

VI. SONUÇ

1.Açıklanan nedenlerle davacı vekili, davalı Hazine vekili, davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının, dahili davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2.Dahili davalı ... Başkanlığının infaza yönelik temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile, İlk Derece Mahkemesinin 02.10.2018 tarihli 2018/30 Esas ve 2018/112 Karar sayılı hükmünün dokuzuncu bendinde “vekalet ücretinin” kelimelerinden sonra gelmek üzere “davalı ...’den” kelimelerinin eklenmesine İlk Derece Mahkemesi kararının bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının yatıranlara iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.