"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ÇORUM 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT - EL ATMANIN ÖNLENMESİ - ECRİMİSİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat, karşı dava olarak açılan el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen tapu iptali ve tescil davasının reddine, tazminat talebinin kabulüne ilişkin kararın, davalı- karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına davaların reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı- davalı vekili ile davalı-davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının çekişmeli 127 ada 4 parselde kayıtlı taşınmazın hissedarı olduğunu, davacının bu taşınmazı 40 yılı aşkın zamandır nizasız ve fasılasız olarak ekip diktiğini, köy halkınca da bu durumun bilindiğini, çekişmeli taşınmazın 29 Nisan 1964 tarihli Noter senedi ile ...ve ...'e satıldığını, resmi satış işleminden beri .... ve mirasçılarının aralıksız olarak kullandıklarını, 29/04/1964 tarihinden beridir tüm köy halkı tarafından bu durumun bilindiğini, müvekkilinin maliklerinden olduğu taşınmazın tapuda ... ve ... adına kayıtlı olduğunu bu kişilerin malik sıfatıyla taşınmazı satmak istediklerini köyde konuşulması sebebiyle öğrendiğini, resmi ya da gayriresmi hiç bir bilgilendirme yapılmadığını, taşınmazın satın alındığı tarihten beri alıcılar ve mirasçıları tarafından kullanıldığını, zilyetlikle kazanma şartlarının davacı lehine gerçekleştiğini öne sürerek, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, bu talebi uygun görülmez ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedelinin tespiti ile belirlenecek bedelin faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalılar ve karşı davacılar vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen kişilerin taraf sıfatı olmadığını, bu sebeple pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın açıldığı tarihteki taşınmaz malikinin ... olduğunu, ...'un taşınmazı 07/09/2016 tarihinde ... ve ...'dan satın aldığını, tapu kütüğündeki kayda dayanarak malik görünen bir şahıstan taşınmaz malı satın alan kimsenin iyi niyetinin ve iktisabının korunmasının esas olduğunu, davacının dava konusu taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı ile kazanıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyetin kazanılması için taşınmazın tapu kütüğüne kayıtlı olmaması veya tapu kütüğünden malikinin kim olduğunun anlaşılamaması, malikinin yirmi yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı olması gerektiğini, oysa ki dava konusu taşınmazın malikinin kim olduğunun belli olduğunu, taşınmazın muris ... adına 1969 yılında tapulama işleminin yapıldığını müvekkillerine taşınmazın miras yoluyla intikal ettiğini, davacının, 1964 yılında taşınmazın Noter senedi ile babası Mehmet Ali Kasap ve ...'e satıldığını iddia ettiğini, tapuda kayıtlı taşınmazların devrinin ancak taşınmazın kayıtlı olduğu tapu dairesinden yapılabileceğini, aksi takdirde hukuken işlemin geçersiz olacağını, Noter senedi ile satış işlemi yapan kişilerin taşınmaz maliki olmadıklarını, davacının kendini malik zannederek taşınmazı kullanarak iyi niyetli olmasının mümkün olmadığını, davacının dava dilekçesinde beyan ettiği gibi 5 yıl boyunca taşınmazı kullandığı ve kullanmaya devam ettiğinin açık olduğunu öne sürerek, tapu iptali ve tescil davasının reddini, davacının haksız zilyetliğine son verilmesini ve davacının şimdiye kadar kullanım sebebiyle verdiği zararları ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal ettiği gelirin tespit edilerek taraflarına iadesini talep etmiştir.
2. Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesinde belirttiği hususların gerçeği yansıtmadığını, davacının iddialarına ilişkin hiçbir bilgilerinin olmadığını, dava konusu taşınmazın 1969 yılında muris ... adına tapulama işlemi yapıldığını, taşınmazın ... ve ...'a miras yoluyla intikal ettiğini, müvekkili ...'un dava konusu taşınmazı 07/09/2016 tarihinde tapudaki kayda güvenerek ... ve ...'dan satın aldığını, davacının dava konusu taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı ile kazanıldığı iddiasını kabul etmediklerini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Çorum 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/12/2018 tarihli ve 2017/1 E. 2018/399 K. sayılı kararıyla; davacı karşı davalı ... tarafından davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, dahili davalı ... hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalılar-karşı davacılar ... ve ... tarafından davacı ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Çorum 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Gerekçe ve Sonuç
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 17/05/2019 tarihli ve 2019/452 E. 2019/968 K. sayılı kararıyla; davacının tapu iptali ve tescil talebi kabul görmez ise tazminat talebinde bulunduğu halde tazminat talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği gibi bu hususa gerekçe kısmında da değinilmediği, yine aynı şekilde karşı davacının haksız işgal tazminatı talebinin yanında el atmanın önlenmesi talebi de bulunduğu halde, bu konuda da olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması nedeniyle istinaf itirazlarının kabulü ile ...nın 353/1-a.6 maddesi gereğince esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeksizin kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kaldırma kararından sonra Çorum 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/12/2019 tarihli ve 2019/196 E. 2019/389 K. sayılı kararıyla; davacı-karşı davalı ... tarafından davalılar ... ve ... aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, terditli olarak açılan tazminat davasının kabulü ile toplam 134.203,74 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı karşı davacılar ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı karşı davalı ...'e verilmesine, davalı - karşı davacı ... ve ...'ın açmış oldukları el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının reddine, dahili davalı ... hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
3. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Çorum 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı - karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
4. İstinaf Nedenleri
Davalı- karşı davacılar vekili istinaf dilekçesinde; kararın hukuka aykırı olduğunu, Mahkemenin zorlama bir gerekçe ile tazminata karar verdiğini davacının iddialarını ispat edemediğini, davalıların ...'ın mirasçıları olduğunu, Mahkeme gerekçesinde iki tane ... olduğunun belirtildiğini ancak dosya kapsamındaki nüfus kayıtlarına göre bir tane ... bulunup, onun da davalıların murisi ... olduğunu, taşınmazın 1969 yılında yapılan tapulama ile murisleri Ahmet adına tescil edildiğini ve ortada resmi olarak düzenlenen tapulama işlemi var iken tanık beyanları ile ortada karışıklık bulunduğu kabul edilerek, davalılar aleyhine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz kazanılabilmesinin şartlarının TMK'nın 713. maddesinde düzenlendiğini, ancak olayda bu şartlar bulunmadığı gibi tapu kütüğüne kayıtlı olan ve maliki bilinen taşınmazın zamanaşımı ile kazanılmasının da mümkün olmadığını, davalıların söz konusu uyuşmazlıkta taraf sıfatlarının bulunmadığını, davanın açıldığı tarihte taşınmazın malikinin davalılar olmadığını, yine davacının iddialarına göre yıllardır kullandıklarını ileri sürdükleri taşınmaz için yıllar sonra dava açmalarının kötüniyetlerini gösterdiğini, karşı dava yönünden ise davacının uzun süredir taşınmazı ekip biçtiğini beyan ettiğini ve bu taşınmazdan gelir elde ettiğinin aşikar olduğunu, iyiniyetli olmayan ve haksız olarak taşınmazdan gelir elde eden davacıdan tazminat isteme haklarının bulunduğunu, kendilerinin malik olduğu dönem ile ilgili olarak ecrimisil haklarının bulunduğunu belirterek kararın kaldırılmasına; davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
5. Gerekçe ve Sonuç
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 21/02/2020 tarihli ve 2020/288 E. 2020/306 K. sayılı kararıyla; açılan davada dava tarihi itibariyle... ve ...’ın malik olmaması nedeniyle pasif husumetlerinin bulunmadığı, davaya dahil edilen ... hakkında yöntemince açılmış dava bulunmadığı, davalı-karşı davacının ecrimisil talebinin incelenmesinde, ecrimisil talebinin bir nevi haksız işgal tazminatı olduğu, davacılar uzun yıllardır taşınmazı kullanmalarına rağmen men edilmek amacıyla yasal bir yola başvurulmadığı, davacının hakkını 1964 tarihli Noter senedine dayandırmış olması nedeniyle
kötü niyetli olduğundan söz edilemeyeceği, bu nedenle ecrimisil talebinin yerinde olmadığı, taşınmazın 11/08/1952 tarih 42 no.lu tapu kaydı ile tapuda kayıtlı olduğu, 1964 yılında düzenlenen Noter senedine dayanıldığına göre tapulu taşınmazın harici senetle satışının TMK.nın 706, BK.nın 213 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddesi hükümleri karşısında geçersiz olduğu, 3402 sayılı Yasa'nın 13/B-b maddesi gereğince satışın yapıldığı 1964 yılı ile kadastro tespitinin yapıldığı 1968 yılı arasında en az 10 yıl geçmediğinden tespite esas tapu kaydının davacı veya babası lehine hukuki değerini yitirmediği anlaşıldığından, davacının çekişmeli taşınmaz üzerinde hak sahibi olamayacağı, bu nedenle davacının taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkı bulunmadığı anlaşılmakla, kendisine hak bahsetmeyen harici bir satışa dayanarak davalılardan tazminat isteyemeyeceği gibi davalıların söz konusu satışta taraf olmadığı için sebepsiz zenginleşmeden de söz edilemeyeceği gerekçesiyle, davalı-karşı davacılar... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan gerekçe ile sınırlı olmak üzere kabulüne,
Çorum 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/12/2019 tarih 2019/196 Esas, 2019/389 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince yeniden ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
1- Davacı-karşı davalı ...'ün davalılar ... ve ... aleyhine açtığı tapu iptali ve tescil davasının pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine,
2- Davacı-karşı davalı ...'ün davalılar ... ve ... aleyhine açtığı tazminat isteminin reddine,
3- Davalı-karşı davacılar... ve ... 'ın ... aleyhine açtıkları el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine yönelik karşı davanın reddine,
4- Dahili davalı ... hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı ... vekili ile davalı-karşı davacılar... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1. Davacı- karşı davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; dava dilekçesindeki taleplerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.2. Davalı-karşı davacılar vekili temyiz dilekçesinde; davacının kötüniyetli olması nedeniyle ecrimisil taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını belirterek, davacının temyiz talebinin reddine, karşı dava yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil, olmaması halinde tazminat, karşı dava elatmanın önlenmesi ve ecrimisil taleplerine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/B-b. maddesi, “Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına,… tespit olunur”
3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Davalı karşı davacıların talep ettiği ve keşfen saptanan ecrimisil miktarı 15.450,63 TL olup, 2020 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 72.070,00 TL’nin altında kaldığı ve temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararların temyizi hakkında 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açık olduğundan davalı-karşı davacıların ecrimisile yönelik karara yönelik temyiz dilekçelerinin reddi gerekmektedir.
3.3.2. Davacı-karşı davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre, (IV/5) numaralı paragrafta yer verilen Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalı-karşı davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
2- Davacı-karşı davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı-karşı davalıdan alınmasına, 14/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.