"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ÜNYE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit dışı bırakılan taşınmazın tapuya tescili istekli davanın yapılan yargılaması sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın ... ve ... yönünden husumetten, Hazine yönünden ise esastan reddine karar verilmiştir. Karara karşı, davacı vekilinin yaptığı istinaf başvurusu üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından, davacının istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık nedeniyle kısmen kabulüne, Ünye 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.02.2018 tarihli ve 2016/448 Esas, 2018/78 Karar sayılı kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden karar verilmesi suretiyle davanın tüm davacılar yönünden esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmekle; dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ...; kadastro sırasında dere yatağı-kumluk vasfıyla tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmazı imar-ihya ederek nizasız ve fasılasız, kanunda aranan süre boyunca zilyet ettiği iddiasıyla, taşınmazın adına tapuya kayıt tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, dava açılması için belirlenen hak düşürücü sürenin dolduğunu, çekişmeli taşınmazın dere yatağı vasfında olup Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ve zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, ayrıca somut olayda davacı yararına imar-ihya ve zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını, taşınmazın imar planı kapsamında kaldığını bu nedenle zilyetlikle kazanımının mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... ve ... vekilleri dava açılması için belirlenen hak düşürücü sürenin dolduğunu, müvekkili idarelerin eldeki davada husumet ehliyetinin bulunmadığını, çekişmeli taşınmazın dere yatağı vasfında olup Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ve zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 23.02.2018 tarihli ve 2016/448 E., 2018/78 K. sayılı kararıyla; davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığı, davalı belediyelerin ise eldeki davada husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın ... ve ... yönünden husumetten, Hazine yönünden ise esastan reddine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Yerel Mahkemenin vermiş olduğu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davaya konu taşınmazda ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğin 40-50 yıl önce başladığı, zilyetliğin kavak, çeltik ve mısır tarımı yapılarak sürdürüldüğü dikkate alınması gerekirken Yerel Mahkemenin bu hususları irdelememesinin istinaf nedeni olduğunu, bir yerin imar ve ihya ile kazanılması için taşınmazın emek ve para sarf edilerek tarım arazi haline getirilmesinin gerektiği, ekime dikime ve ürün yetiştirmeye müsait olmayan yerlerin ihya edilecek taşınmazlar olduğunu, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki tarıma elverişli olmayan bir taşınmazın tarım arazisi haline getirilmesi halinde imar ve ihyadan söz edilebileceğini, bu bağlamda taşınmazın tarıma elverişli hale getirilmesinin önemli bir olgu olduğunu, çekişmeli yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve dere boşluğu vasfıyla tespit dışı bırakıldığını, yapılan keşif sırasında toplanan delillerden taşınmazın tarım arazisi niteliğinde olduğu bu bağlamda masraf ve emek sarfı ile söz konusu taşınmazın imar-ihya edilip tarıma elverişli hale getirildiği imar-ihyanın tamamlandığı tarihten söz konusu tescil davasının açıldığı tarihe kadar 20 yıla aşkın bir süre ile davacı tarafından zilyet edildiğini bu hususun dosya içeriği ile teknik bilirkişi tarafından fotoğraf ve memleket haritasının uygulanması sonucunda dava konusu taşınmazın 1978 yılından sonraki zamanlarda tarım arazisi haline getirildiğinin belirlenmesine rağmen bu tarih ile dava tarihi arasında çekilmiş uydu fotoğrafları, memleket haritası, hava fotoğrafları hiç bir şekilde incelenmeden sonuca gidilmesinin itiraz nedenleri olduğunu, dava konusu taşınmazın toprak yapısı ile komşu parsellerin toprak yapısının aynı olması, nehrin yatak değiştirdiği 1978 yılından itibaren davacı tarafında imar-ihya edilmek sureti ile kullanıldığı belirlenmesine göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, taşınmazın öncesinin dere yatağı olduğu imar-ihya ile kazanılamayacağı gerekçesi ile reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, kararın kaldırılması isteğiyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 19.06.2020 tarihli ve 2020/670 Esas, 2020/826 Karar sayılı kararıyla; Yerel Mahkemenin davacı yararına zilyetlikle taşınmaz iktisabına dair koşulların somut olayda oluşmadığı yönündeki tespitinin isabetli olduğu; ancak eldeki tescil davasında ilgili kamu tüzel kişiliği sıfatıyla ... ve Ordu Büyükşehir Belediye Başkanlığının taraf sıfatının bulunduğu, Mahkemenin aksi istikametteki kararının doğru olmadığı gerekçesiyle, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından, davacının istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık nedeniyle kısmen kabulüne, Ünye 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.02.2018 tarihli ve 2016/448 Esas, 2018/78 Karar sayılı kararının kaldırılarak esas hakkında yeniden karar verilmesi suretiyle davanın tüm davacılar yönünden esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ile re'sen nazara alınacak hususlar da gözetilerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yörede yapılan kadastro sırasında "dere yatağı- kumluk" vasfıyla tespit harici bırakılan taşınmazların, davacı adına tescili isteğinden ibarettir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3.) numaralı paragrafında yer verilen Bölge Adliye Mahkemesinin kararında dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığının dosya kapsamıyla saptanmış olmasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 08/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.