"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit harici bırakılan ardından ihdasen tapuya tescil edilip imar uygulamasına tabi tutulan çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescili istekli davada, Mahkemece önceki tarihli bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, iş bu karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla süresi içerisinde verildiği anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü;
I. DAVA
Davacılar ... ve müşterekleri Oniki Şubat ilçesi, Fatih Mahallesi çalışma alanında bulunan sınırlarını belirttikleri taşınmazın satın alma, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak adlarına tescili istemiyle dava açmış, yargılama sırasında çekişmeli taşınmaz, tespit harici yerlerin ihdasen tapuya tescili sonucunda 735 ada 48 parsel olarak tapuya tescil edilmiş, ardından yapılan imar uygulaması sonunda davacının iddiasına konu taşınmazın 7920 ada 5 ve 6 parseller ile 7921 ada 3 parsel sınırları içerisinde kaldığı anlaşılmıştır.
II. CEVAP
Davalılar aşamalarda sözlü ve yazılı beyanlarında davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.02.2016 tarihli ve 2014/415 Esas, 2016/179 Karar sayılı kararı ile davacılar yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, teknik bilirkişi tarafından düzenlenen 13.10.2015 tarihli krokili raporda (A) harfi ile gösterilen 4.438,40 metrekare taşınmazın davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin bahsi geçen kararı süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.02.2019 tarihli ve 2016/6592 Esas, 2019/824 Karar sayılı kararı ile: "Kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında 4721 sayılı TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca husumetin yasal hasım konumunda olan Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliğine birlikte yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda dava Hazine ve ilgili kamu tüzel kişisi olarak ... hasım gösterilerek açılmıştır. Ancak, dava ve karar tarihinden önce 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi gereğince çekişmeli taşınmazın bulunduğu Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmiş, aynı Kanun'un Geçici 1/13. maddesine göre de Büyükşehir Belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belde belediyeleri ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. Mahkemece, yasal hasım olan Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya dahil edilmesi gerektiği gözden kaçırılmıştır. Taraf teşkili dava şartlarından olup, bu şart sağlanmadan davanın esasına girilemez. Hal böyle olunca, öncelikle Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığına husumet yaygınlaştırılıp dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir." gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına hükmetmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.03.2020 tarihli ve 2019/223 Esas, 2020/190 Karar sayılı kararıyla taraf teşkili sağlanmak suretiyle yapılan yargılama sonunda davacı yararına iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile dava konusu 7921 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 683,89 metrekare kısmının davalı Hazineye ait olan 68389/85017 hissesinin, 7920 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 372,68 metrekare kısmının davalı Hazineye ait olan 77/250 ve 1617/25000 hissenin, 7920 ada 6 parsel sayılı taşınmazın ise tapu kaydının tamamının iptali ile davacılar adına Kahramanmaraş Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/780-620 sayı ve 10/04/2009 tarihli veraset ilamındaki hisseleri oranında davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda bahsi geçen kararına karşı süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından temyiz isteğinde bulunulmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle mülk edinilemeyeceğini, davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda Mahkemece yapılan incelemenin yetersiz olduğunu, davacı yararına imar-ihya suretiyle mülk edinme koşullarının somut olayda gerçekleşmediği halde aksi istikamette karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakıldıktan sonra yargılama sırasında ihdasen tapuya tescil edilip imar uygulamasına tabi tutulan taşınmazlara yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2 İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dava kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz hakkında 4721 sayılı TMK'nın 713/1., 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açıldıktan sonra yargılama sırasında ihdasen tapuya tescil edilip imar uygulamasına tabi tutulan taşınmazlara yönelik tapu iptali ve tescil isteğine dönüşmüştür. Mahkemece, dava konusu 7921 ada 3 parsel sayılı, 7920 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına kayıtlı payları üzerinde davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır.
6.3.2. Bilindiği üzere bir taşınmazın hangi suretle iktisap edileceğinin belirlenmesi öncelikle o yerin kadastro sırasında hangi nedenle tespit harici bırakıldığının yani taşınmazın öncesi itibariyle hangi nitelikte olduğunun tayin edilmesi gerekmektedir. Somut olayda çekişmeli taşınmazın yörede yapılan kadastro sırasında hangi nedenle tescil harici bırakıldığı yöntemince araştırılıp, saptanmamış; öte yandan çekişmeli taşınmazın yargılama sırasında ihdasen tapuya tescil edildiği, ardından imar uygulamasına tabi tutulduğu anlaşılmasına karşın ihdas işlemi ve imar uygulamasına ilişkin encümen kararı ve parselasyon planı ile imar sonucunda oluşan tapu kayıtları getirtilip teknik bilirkişi marifetiyle tetkik edilerek imar uygulaması sonucunda iddiaya konu bölümlerin hangi imar parselleri kapsamında kaldığı, bu parsellerin maliklerinin kimler olduğu belirlenmemiş, zilyetlik süresinin belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğraflarından yöntemine uygun şekilde yararlanılmamış, hava fotoğraflarının jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi tarafından stereoskopik aletle incelenmesi gerektiği halde hava fotoğrafı incelemesi, bu konuda ehliyeti olmayan orman mühendisi bilirkişi tarafından incelenmiş, zilyetlik süresini tespite elverişli olmayan tarihlere ait hava fotoğrafları üzerinde, monoskopik biçimde inceleme yapılmış, ayrıca ziraat mühendisi bilirkişi raporunda taşınmaz üzerinde çeşitli cins ve yaşta muhdesat olduğu belirtilmiş ise de, rapora ekli fotoğraflar incelendiğinde çekişmeli yerin taşlılık problemi olduğu, eğimi yüksek arazilerden olduğu belirlendiği halde taşınmazın mevcut toprak yapısı ve eğiminin tarımsal niteliği üzerindeki etkisi tartışılmamış, çekişmeli yerin evveliyatı, kullanım süresi, niteliği ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığı hususlarına ilişkin açıklama içermeyen yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
6.3.3. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, taşınmazın hangi nedenle tescil harici bırakıldığı Kadastro Müdürlüğünden sorulmalı bu uğurda gerekirse kadastro paftası getirtilip tetkik edilmeli, çekişmeli taşınmazları kapsayan ihdas işlemi ve imar uygulamasına dair encümen kararı ve parselasyon planı ile imar sonucunda oluşan tapu kayıtları dosya arasına alınmalı, çekişmeli taşınmaz bölümlerini kapsayan imar planının onay tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin en az 3 adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğünden getirtilmeli, ayrıca bulunabilecek en eski tarihli yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları da celp edilerek dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak bu keşifte taşınmaz bölümlerinin önceki niteliği tespit edilip, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı belirlenerek dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı ve kullanımın imar-ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren 20 yıla ulaşıp ulaşmadığı, taşınmaz bölümlerinin kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, taşınmaz bölümleri üzerinde sürdürülen zilyetliğin mevcut olup olmadığı ve mevcut ise imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar zilyetliğin hangi tasarrufla sürdürüldüğü hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli, ihdas işlemine dair belgeler ile imar uygulamasına ilişkin encümen kararı ve parselasyon planı, imar sonucunda oluşan tapu kayıtları incelenmek suretiyle imar sonucunda dağıtımın nasıl yapıldığını belirten, dava konusu taşınmaz bölümlerini komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor düzenlettirilmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümlerinin eğimi ve taşlı yapısının zirai niteliği üzerindeki etkisini tartışan, taşınmaz bölümlerinin toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihyaya konu edilmişse imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını içerir, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının ve eski tarihli uydu fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin sınırlarını ve niteliğini, öncesi itibariyle hangi nitelikte olduğunu, imar-ihyası tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmazda sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlemesi istenilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmüştür.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.