"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ilişkin verilen karar, dahili davalılar Hazine vekili ile ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, .... köyü 280 ada 1 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, aynı parsel üzerine 2007 yılında inşaata başladığını, annesinin rahatsızlığı nedeniyle uzun süre devam edemediğini ve 2013 yılında inşaatı tamamladığını, ikamet ettiği evin bulunduğu alanın kadastro çalışmaları sırasında yapılan yanlışlık neticesinde köy tüzel kişiliği adına tescil edildiğini, yine kadastro çalışması sırasında dere olarak gösterilen ve 284 ada 10 parsel sayılı taşınmaza bitişik olan alanın tamamının da kendisine ait olduğunu, ... köyü 280 ada 1 parsel ve ... köyü 279 ada 10 parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olduğunu sonradan ortasından yol geçirilmek suretiyle ikiye bölündüğünü ileri sürerek yüz ölçümü keşif sırasında belirlenecek olan alanın adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... ve dahili davalı ... davanın reddini savunmuştur.
2. Dahili davalı Hazine vekili davanın reddi ile taşınmazın MK'nın 713/6 maddesi gereğince Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Manavgat 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/03/2015 tarihli ve 2014/77 E. 2015/79 K. sayılı kararıyla; zilyetlikten edinme şartlarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 31/01/2015 tarihli fen bilirkişisi raporu ve ekindeki krokide sarı renkle A harfi ile gösterilen 443,64 m²'lik kısmın davacı adına tapuya teciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve dahili davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 14/12/2017 tarihli 2015/20525 E- 2017/8957 K. sayılı kararıyla; “ .. öncelikle ...'na husumet yaygınlaştırılıp dava dilekçesi ve duruşma gününün yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması, yasal ilanlar yapılarak itiraz süresinin beklenmesi, bundan sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi ” gerektiği gerekçesiyle sair yönler incelenmeksizin bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Manavgat 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/06/2019 tarihli ve 2018/52 E. 2019/340 K. sayılı kararıyla; yapılan inceleme ve araştırmada mevcut zeminde tescili talep edilen kısımda dere ve yol bulunmadığı bu kısmın davacı tarafından kullanıldığı, öncesinde de davacının dedesi ve babası tarafından kullanıldığı, talep edilen taşınmazın bir kısmında davacı tarafından yapılan evin bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 31/01/2015 tarihli fen bilirkişisi raporu ve ekindeki krokide sarı renkle A harfi ile gösterilen 443,64 m²'lik kısmın davacı adına tapuya teciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalılar Hazine vekili ile ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Dahili davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, davacı lehine zilyetlikle kazanma şartlarının oluşmadığını, taşınmazın neden tescil harici bırakıldığının sorulmadığını, orman inceleme ve araştırması yapılmadığını, hava fotoğrafı incelenmediğini, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.
Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, yolun zamanaşımı ile kazanılamayacağını, imar planına dahil edilen alanlarda imar ihya suretiyle mülkiyet kazanılamayacağını, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, TMK’nın 713/1. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir.
6.2. Hukuki Nitelendirme
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”
İhya edilen taşınmaz mallar başlıklı 17.maddesinde “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun olağanüstü zamanaşımı başlıklı 713. maddesinin birinci fıkrasında “ Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın
tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”
7. fıkrasında “ Kararda, tescili istenilen taşınmazın niteliği, yeri, sınırları ve yüzölçümü belirtilir ve karara, uzmanlarca düzenlenen teknik bilgileri içeren krokisi de eklenir.” düzenlemeleri yer almaktadır.
6.3. Değerlendirme
6.3.1.Mahkemece, (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
6.3.2. Davaya konu taşınmazın hangi nedenle tescil harici bırakıldığı araştırılmamış; imar planı kapsamında bulunup bulunmadığı ilgili Belediye Başkanlıklarından sorulmamış; ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın niteliği, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi yönünden ayrıntılı rapor alınmamış; zira yine söz konusu hususların tespiti amacıyla yöntemine uygun şekilde hava fotoğrafı incelemesi yaptırılmamış; dosya arasında yer alan soyut içerikli ve zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda açıklama içermeyen, yalnızca dava konusu taşınmazı değerini belirtilmekle yetinilen bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
6.3.3. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, dava konusu taşınmazın tescil harici bırakılma nedeni Kadastro Müdürlüğü'nden, imar planına alınıp alınmadığı, alınmış ise imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiği ilgili belediyelerden sorularak, imar planın onaylı bir örneği dosya arasına celbedilmeli; ayrıca Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmaz bölümünün bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden ya da taşınmazın dava tarihinden önce kesinleşmiş imar planı kapsamında kaldığının anlaşılması halinde imar planının kesinleşme tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden, bu fotoğraflardan yararlanılarak üretilmiş memleket haritaları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ise ilgili kurumlardan getirtilmeli, komşu taşınmazlara ait kadastro tutanakları celp edilmeli,
6.3.4. Bundan sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, bu keşif sırasında, dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmeli;
6.3.5. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, nizalı taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü belirten, imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip, üzerine taşınmazın sınırlarının işaretlenilmesi istenilmeli; mahkeme hakiminin, taşınmazın konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı;
6.3.6. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmeli;
6.3.7. Fen bilirkişisine, keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor düzenlettirilmeli,bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek taşınmaz üzerine sadece ev yapılmasının imar-ihya anlamına gelmeyeceği dikkate alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir.
6.3.8. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kararda taşınmazın niteliğinin belirtilmemiş olması da isabetsizdir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; dahili davalılar Hazine vekili ile ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden dahili davalı ...’na iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.