Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4915 E. 2022/5919 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, kadastro öncesi nedene dayanarak tapu iptali ve tescil istemektedir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların taşınmazlar üzerinde yirmi yılı aşan, davasız ve aralıksız zilyetlikleri bulunduğu ve davacıların mülkiyet iddialarını ispatlayamadıkları gözetilerek, yerel mahkemenin davacıların tapu iptali ve tescil taleplerinin reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istekli davanın yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine dair verilen önceki tarihli kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde bozulması üzerine, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş olup, iş bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla süresi içerisinde verildiği anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü;

I. DAVA

Kadastro sonucu Arıcak ilçesi Cumhuriyet Mahallesi çalışma alanında bulunan 463 ada 1 parsel ve 464 ada 7 parsel sayılı 6.671,38 ve 6.545,29 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına, 201 ada 9 parsel sayılı 3.891,28 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ve birleştirilen dosyada davacı ,...rı dava açmışlardır.

II. CEVAP

Davalı ... taşınmazları 55-60 yıldır bizzat ekip biçtiğini, zilyetliğin kendisinde olduğunu, davacı yahut murislerinin taşınmazlar ile bir ilgisinin bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Davalı ..., adına tapuda kayıtlı çekişmeli 201 ada 9 parsel sayılı taşınmazın dava dışı ...’e ait olduğunu, taşınmaz ile bir ilgisinin bulunmadığını, taşınmazın davacılar Hasan ve Ali Tok tarafından kadastrodan önce bu kişiye satıldığını, davacıların taşınmazda herhangi bir hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece önceki tarihli karar ile menkul mal hükmünde olan çekişmeli taşınmazların zilyetliğin devri yoluyla intikal ettiği, davalıların iktisaba elverişli süreye ulaşan zilyetliklerinin bulunduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine hükmedilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Mahkemenin önceki tarihli kararı, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.11.2016 tarihli, 2016/7136 Esas 2016/8819 Karar sayılı kararıyla; “Davacı ..., 11.09.2012 tarihli dava dilekçesi ile çekişmeli taşınmazların tamamına yönelik olarak tapu iptal ve tescil davası açmış, ancak yargılama sırasında talebini küçülterek taşınmazların 1/2 payına yönelik olarak davasını devam ettirmiştir. Birleştirilen dosyada davacı Ali Tok ise, çekişmeli taşınmazlara yönelik olarak ve aynı nedene dayanarak taşınmazların asıl dosyada davacının talebi dışında kalan 1/2 payına yönelik olarak tapu iptal ve tescil davası açmış, anılan dava dosyasının 2013/56 Esas üzerinden yapılan yargılaması sırasında 14.5.2013 tarihinde eldeki dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Birleştirme kararına rağmen, Mahkemece birleştirilen dava hakkında olumlu ve olumsuz bir hüküm kurulmaması isabetsiz olmuştur. ” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 12.02.2020 tarihli 2017/322 E. 2020/34 K. sayılı kararıyla; bozma kararında belirtilen gerekçeye riayet edilerek yapılan yargılama sonunda 201 ada 9 parsel yönünden yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından ve halihazırda 201 ada 9 parselin tapuda maliki olarak kayıtlı ...’in beyanından, dava konusu taşınmazın davacı ve kardeşleri tarafından harici satış sözleşmesi ile dava dışı ...'e satıldığı, ancak kadastro sırasında davalı ... adına tescil edildiğinin anlaşıldığı, şu halde davacı tarafından iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle 201 ada 9 parsele ilişkin hem asıl davanın hem de birleştirilen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiş, öte yandan dava konusu 463 ada 1 parsel ve 464 ada 7 parsel yönünden dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına göre dava konusu taşınmazların davacının annesi olan Medine’den davacıya ve kardeşine kaldığı sabit ise de; davacının annesi olan Medine’nin 1955 senesinde vefat ettiği, bu tarihten sonra mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarıyla sabit olduğu üzere bu taşınmazların davacı ve kardeşi tarafından hiç kullanılmadığı, taşınmazların davalı ... tarafından bugüne kadar nizasız ve fasılasız olarak kullanıldığının anlaşıldığı, öte yandan bu taşınmazların 22.03.2007 tarihli sözleşme ile davacı ... ve ...tarafından bedeli alınarak davalı ...'e satılmış olması ve satış tarihinde tapu kaydı olmayan bu taşınmazlar için yapılan sözleşmenin hukuken geçerli olması karşısında iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, çekişmeli taşınmazların murisleri Medine’den intikal ettiği hususunun tüm yerel bilirkişi ve tanık anlatımları ile ispat edildiğini, her ne kadar bu taşınmazların kadastrodan önce satılıp zilyetliğin devredildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, Mahkemenin delillerin takdirinde yanılgıya düştüğü, dosya kapsamında yer alan belgelerden anlaşılacağı üzere davacıların babası ...’un çekişmeli 463 ada 1 ve 464 ada 7 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak davalı ...’in ağabeyi olan...aleyhine müdahalenin meni için 1948 yılında idari yoldan şikayette bulunduğu, böylelikle fuzuli işgalcilerin taşınmazdan el çektirildiği bu hususun dahi taşınmazın kadim zilyetliğinin muris Medine’nin ölümüyle davacılara geçtiği iddiasını doğruladığı, yine davalının bu taşınmazlara ilişkin olarak tutunduğu satın alma senedinde yazılı satışa konu taşınmazlar ile çekişmeli taşınmazların aynı mevkide olmadığının bilirkişi raporuyla belirlendiği, öte yandan çekişmeli 201 ada 9 parselin ise dava dışı ...’e satıldığına dair anlatımların da gerçeği yansıtmadığı, dava dışı ...’e satılan yerlere eldeki davanın konusu 201 ada 9 parselin dahil edilmediği, Mahkemenin salt davalıların zilyetliği gerekçesiyle davanın reddine hükmettiği ancak davalıların zilyetliğinin meşru ve haklı bir dayanağı olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili isteğinden ibarettir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, ‘’Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ‘’

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, ‘’ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. " hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, (IV/2.) nolu bentte yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, (IV/3.) nolu bentte yer verilen Mahkeme kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya, bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.