Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4916 E. 2022/5440 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacının zilyetlikle iktisap iddiasının kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazların etrafının ham toprakla çevrili olması, üzerinde tarım yapılmadığının anlaşılması ve ekili-dikili ürün bulunmaması nedeniyle davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu 101 ada 20 ve 21 parsel sayılı taşınmazların tahminen 35 dönüm miktarındaki bölümünün, müvekkilinin yıllardır kullanımında olmasına rağmen kadastro tespiti sonucunda taşınmazların Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, taşınmazların nizalı bölümlerinin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonrası davacı vekili 03/12/2015 tarihli dilekçesiyle, dava konusu taşınmazların tamamının müvekkilinin kullanımında olduğunu, davayı taşınmazların tamamına yönelik olarak ıslah ettiklerini belirterek, dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu, bu nedenle özel mülkiyete konu olamayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Elbistan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/12/2015 tarihli ve 2014/209 Esas- 2015/816 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişilerin beyanları, keşif sonrası dosya arasına aldırılan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazların davacıya babasından miras yoluyla intikal ettiği ve davacının zilyetliğinde olduğu gerekçesiyle,

Davacının davasının kabulüne, dava konusu 101 ada 20 ve 21 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 28/05/2019 tarihli ve 2016/8769 Esas - 2019/4013 Karar sayılı kararıyla; “Mahkemece, dava konusu taşınmazlarda davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de dava konusu taşınmazların etrafı ham toprak ile çevrili olup, ziraat mühendisi bilirkişisi raporu ekindeki fotoğraflardan, taşınmazlar üzerinde tarım yapılmadığının anlaşılmasına ve yine ziraat mühendisi bilirkişi raporunda da taşınmazlar üzerinde ekili-dikili ürün bulunmadığının bildirilmiş olmasına göre, dava konusu taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığının anlaşıldığı, hal böyle olunca Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, soyut içerikli yerel bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilerek; dosya kapsamına uymayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsizliğine” değinilmek suretiyle bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Elbistan 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, 17/07/2020 tarihli ve 2020/71 Esas - 2020/140 Karar sayılı kararla; davanın reddine karar verilmiştir.

4.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların öncesinde müvekkilinin babası tarafından, daha sonra müvekkili tarafından uzun yıllar boyunca kullanıldığını, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi beyanları ve keşif sonrası dosya arasına aldırılan bilirkişi raporlarıyla davanın kanıtlandığını, kaldı ki dava konusu taşınmazların bazı sınırlarında tarla vasıflı taşınmazlar bulunduğunu, dava konusu taşınmazlarda müvekkili lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Kadastro sonucunda Kahramanmaraş ili, Elbistan ilçesi, Dervişçimli köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 20 parsel sayılı 27.782,98 metrekare ve 101 ada 21 parsel sayılı 24.955,01 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, dava dışı şahıslar tarafından kullanıldığı halde 1985 yılında zilyetliğin terkedildiği gerekçesiyle ayrı ayrı ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi şöyledir.

“Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi şöyledir.

“Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.

İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.”

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine göre, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VIII. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.