"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Yerel Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen davanın kabulüne ilişkin karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, noterde düzenlenen zilyetliğin devri sözleşmesine istinaden satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, kadastro çalışmaları sonucunda; ... ... adına tespit edilen Milas İlçesi Kıyıkışlacık Mahallesi çalışma alanında bulunan 115 ada 261 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ... ...'e ait payın tapusunun iptali ile adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... ..., taşınmazın tapu kaydına dayalı olarak kadastro tespitinin yapıldığını, harici satışla zilyetliğin devrinin mümkün bulunmadığını ve zilyetliğin devri sözleşmesinin çekişmeli taşınmaza ait olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, tapulu taşınmazların haricen satılmasının hukuken geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay 8.Hukuk Dairesi’nin 26.05.2011 tarihli ve 2010/6187 E-2011/3098 K sayılı kararı ile, “...dosyada daha önce dinlenen ve görüş bildiren şahıslar dışında oluşturulacak üç kişilik teknik bilirkişi heyeti ile HUMK.nun 258. maddesine uygun şekilde çağrılacak yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarıyla birlikte mahallinde keşif yapılması, davacının dayandığı noter senedi ve ekli zilyetlik belgeleri okunarak sınırların tespiti, nizalı taşınmaz bölümünün hangi parsel içinde kaldığının net bir biçimde saptanması, dava konusu parsel içinde yer aldığı belirlendiği takdirde uyuşmazlık konusu taşınmaza revizyon gören tapu kayıtlarının yerel bilirkişi ve tanıklar eşliğinde uygulanarak, niza konusu bölümü kapsayıp kapsamadığının açıklığa kavuşturulması, uyuşmazlığa konu taşınmazın tapu kaydı kapsamı dışında bulunduğu tespit edildiği takdirde öncesi itibariyle zilyetliğin kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü, zilyetliğin kimden kime ne şekilde aktarıldığı hususlarının sorulup açıklattırılması, tapu kayıt uygulamasının denetlenmesi bakımından komşu parsellere ve özellikle 642 parsele ilişkin tapu kayıtları, kadastro tutanaklarının onaylı ve okunaklı fotokopilerinin ve varsa revizyon kayıtlarının dosya arasına alınması, tüm bu uygulama ve belirlemelerin tapu fen memuru yetki ve yeteneğine haiz uzman bilirkişiye düzenlettirilecek ölçekli kroki ve rapora yansıttırılması ve hasıl olacak sonuca göre uyuşmazlığın esası bakımından bir karar verilmesi... ”gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 23/10/2018 tarihli ve 2013/330 E – 2015/1071 K. sayılı kararıyla; davacının talep ettiği taşınmaz bölümünün, taraflar arasında düzenlenen sözleşme içeriğinde geçen sınırlar itibariyle dava konusu 115 ada 261 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı; sözleşme tarihi itibariyle 115 ada 261 parsel sayılı taşınmazın tapulu olduğu, tapulu taşınmazların haricen satışının geçersiz olduğu, davacının harici satış için düzenlenen sözleşmeye dayalı olarak adına tescil talep etme hakkının bulunmadığı belirtilerek sözleşme ile davacı tarafın davalı ...'a ödediği ve dava tarihi itibariyle denkleştirici adalet ilkesi gereğince hesaplanan bedelin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili esastan, davalı vekili ise vekalet ücreti yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 23.10.2018 tarihli ve 2016/9495 E-2018/6161 K sayılı kararı ile “...Taraflar arasında imzalanan 25.04.2000 tarihli noter tarafından düzenlenen "Düzenleme Şeklinde Zilyetliğin Devri Sözleşmesi" içeriğinde kök tapu kaydın sınırlarında yer alan zeytincilik taşlarının numaraları belirtilmek suretiyle taşınmazın sınırlarının tarif edilmesine rağmen, davalı tarafından tapusuz olduğu vurgulanarak taşınmazın zilyetliği devredilmiştir. Tapu maliki ... ... tarafından taşınmazın tapulu olduğunu gizlenerek davacı tarafın yanıltıldığı, aslında tapulu olan taşınmazın davalı tarafından, tapusuz gibi gösterilmek suretiyle "satış vaadi sözleşmesi" yerine "Zilyetliğin Devri Sözleşmesi" yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalının, Ağustos 1993 tarih 3 sayılı tapu kaydı ile taşınmazı kayden satın almasından itibaren 04.02.2000 tarihine kadar paylı olarak malik olduğu, ancak davacıya taşınmazı sattığı 25.04.2000 tarihinden 2 ay önce kendisine ait payı 04.02.2000 tarih 13 sayılı tapu ile kardeşi ... ... ...'e kayden sattığı, akabinde 2001 yılında yapılan kadastro tespitinin 2002 yılında kesinleşmesinden sonra 20.06.2005 tarihinde kardeşinden hisseleri yeniden devraldığı ve böylece yeniden kayden malik olduğu anlaşılmaktadır. Davalının kardeşi ile arasında yapılan kayden devirler dahi davalı tarafın iyiniyetli olmadığını açık olarak ortaya koymaktadır.
Diğer yandan taraflarca imzalanan sözleşmeye her ne kadar "Zilyetliğin Devri Sözleşmesi" başlığı yazılmış olsa da, içerik olarak tapu kaydındaki sınırların tarif edilmiş olması da dikkate alındığında "Noter Satış Vaadi Sözleşmesi'nde bulunması gerekli unsurlara göre daha geniş kapsamlı olarak düzenlendiği açıktır. Bu nedenle, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13. maddesinin (C) fıkrasının 2. bendinde düzenlenen "Noter tarafından tespit ve tevsik edilen muvafakat beyanı veya düzenlenen satış vaadi senedi teknisyen huzurunda yapılmış muvafakat sayılır." hükmünden öncelikle istifade edeceği, ayrıca; taraflar arasındaki sözleşme içeriğine göre zilyetlik davacı tarafa devredilmiş olup ve aksinin aynı kuvvette başkaca bir delille ispatı gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; Mahkemece; çekişmeli taşınmazın davalı ... adına kayıtlı bulunan 23/100 payının iptali ile bu payın davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz bulunduğu... ”gerekçesiyle bozulmuş, davalı vekilinin temyiz istemi ise yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.
6. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 30/06/2020 tarihli ve 2019/245 E – 2020/250 K. sayılı kararıyla; bozma ilamında açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazda davalı ... ... adına kayıtlı 23/100 payın iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; sözleşme tarihinde taşınmazın tapulu olduğunu, kaldı ki davalının taşınmazda zilyetliğinin de bulunmadığını, sözleşmenin çekişmeli taşınmaza ilişkin olmadığını ileri sürmüştür.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (13/B-c) 2. maddesinde, “Noter tarafından tespit ve tevsik edilen muvafakat beyanı veya düzenlenen satış vaadi senedi teknisyen huzurunda yapılmış muvafakat sayılır.” hükmü düzenlenmiştir.
9.3. Değerlendirme
Hükmüne uyulan (IV/5.) paragraftaki bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 3581,70 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.