Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4921 E. 2022/1845 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine'nin kadastro öncesi nedene dayanarak açtığı tapu iptali ve tescil davasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki on yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki on yıllık hak düşürücü sürenin, tapulama işleminin kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, somut olayda ise tapulama kararının kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık süre dolmadan dava açıldığı gözetilerek, yerel mahkemenin hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında bozma kararına uyularak verilen davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Kadastro sonucu Kilisi Köyü çalışma alanında bulunan 84 parsel sayılı 920800 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu ve vergi kayıtları nedeniyle Yümnü Üstün adına tespit edilmiş, Silvan Tapulama Mahkemesinin 1975/242-1980/154 sayılı Esas ve Karar sayılı ilamı ile Hazinenin itiraz etmemiş sayılmasına karar verilmiş, hüküm temyiz incelemesinden geçerek 20.3.1981 de kesinleşmiştir.

I. DAVA

Davacı Hazine 12.4.1989 tarihli dava dilekçesi ile, taşınmaza uygulanan tapu ve vergi kayıtlarının taşınmazı kapsamadığını, taşınmazın öncesinin kayıp ve yitik kişilerden kanunları uyarınca Hazineye kaldığını, çevresindeki taşınmazların da aynı nitelikte olduğu gözetildiğinde kayıtların miktarı ile geçerli olduğunu ileri sürerek miktar fazlasına ilişkin tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.

II. CEVAP

Davalılar, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Silvan Asliye Hukuk Mahkemesi 1989/89 Esas ve 2013/205 Karar sayılı kararında, davacı Hazinenin 6100 Sayılı HMK’nın 119/ğ bendi uyarınca dava dilekçesinde talep sonucunu açık bir şekilde göstermediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairece “Hazinenin verdiği 27.3.2013 havale tarihli dilekçede davacı Hazinenin talep sonucunu açıkça bildirdiği, davacı Hazinenin çekişmeli taşınmaza uygulanan dayanak tapu ve vergi kayıtlarının taşınmazı kapsamadığı, kapsamış olsa dahi miktarı ile geçerli olduğu, miktar fazlasının Hazineye ait olduğu nedenleriyle dava açtığının anlaşıldığı, bu sebepten davacının talep sonucunu açıkça bildirmiş olduğu gözetilerek davanın esasına girilerek karar verilmesi” gerektiği gerekçesiyle bozma yapılmıştır.

3. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 10.07.2019 tarihli ve 2015/159 Esas, 2019/300 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazların kadastro çalışmaları sonucu 27/11/1956 tarihinde kesinleşerek tapu siciline kaydedilldiği, davacı tarafın söz konusu iddialara dayanarak 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre sonrası 12/04/1989 tarihinde dava açtığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı Hazine, temyiz dilekçesinde özetle, delillerin takdiri ve olaya uygulamasında hataya düşüldüğünü, çekişmeli taşınmazla ilgili olarak Silvan Tapulama Mahkemesinin 1975/242 - 1980/154 Esas - Karar sayılı kararının 20.03.1981 tarihinde kesinleştiğini ve 12.04.1989 tarihinde eldeki davayı açtıklarını, davanın Tapulama Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten sonraki on yıllık süre içerisinde açıldığını ve Yasa'daki on yıllık hak düşürücü sürenin geçmediğini, öte yandan Mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde bu hususta araştırma ve inceleme yapılmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi

6.3. Değerlendirme

6.3.1. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu Yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.

6.3.2 Somut olayda, çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti tescile esas Silvan Tapulama Mahkemesinin 1975/242 Esas, 1980/154 Karar sayılı ilamı ile 20.03.1981 tarihinde kesinleşmiş olup, eldeki dava ise 12.04.1989 tarihinde açılmıştır. Bu durumda davanın açıldığı tarihte kararda sözü edilen hak düşürücü sürenin kesinleştiğinden söz edilemez. Hal böyle olunca, Mahkemece davanın esasına girilerek toplanmış ve toplanacak deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile taşınmazın kadastro tespit tarihi esas alınarak davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.