Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4927 E. 2022/6242 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tescil harici bırakılan taşınmazın zilyetlik yoluyla iktisap edilip edilmediği ve adına tesciline karar verilip verilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazda davacı lehine yirmi yıllık nizasız ve kesintisiz zilyetliğin bulunduğuna dair delil bulunmadığı ve hava fotoğrafları incelemelerinde taşınmazın dere yatağı içerisinde kaldığı, imar ve ihyanın bulunmadığı, ekili-dikili alan olmadığının tespit edildiği gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAHİLİ DAVALI : GÖKDERE KÖYÜ TÜZEL KİŞİLİĞİ

DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasında görülen tescil davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiş olmakla, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... dava dilekçesinde özetle; babası Riza Keskin adına kayıtlı dava dışı 173 ada 34 parsel sayılı taşınmazın sınırında bulunan 3,5 dönüm miktarındaki taşınmaz bölümünün, kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakıldığını ancak bu yere yıllardır kendisi tarafından malik sıfatıyla zilyet edildiğini, taşınmazın adına tescil edildiğini zannettiğini, tescil harici bırakıldığını sonradan öğrendiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmaz bölümünün adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek, Mahkemece yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddi ile taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Dahili davalı ... tüzel kişiliği davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Palu Sulh Hukuk Mahkemesinin 16/05/2012 tarihli, 2011/48 Esas, 2012/67 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın keşfen belirlenen değeri itibariyle Mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesiyle, Mahkemenin görevsizliğine, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiş ve karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Görevsizlik kararı üzerine yargılamaya Palu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/149 Esas sayılı dosyasında devam olunmuş, Mahkemenin 24/09/2013 tarihli, 2012/149 Esas, 2013/319 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarınca, taşınmazın önce davacının babası, daha sonra davacı tarafından eklemeli olarak 40 yıldır kullanıldığının beyan edildiği, ziraat mühendisi bilirkişiden aldırılan raporda, taşınmaz üzerinde yaşları 1 ila 5 arasında değişen çok sayıda meyve ağacı ve çeşitli sebze bitkileri kalıntılarının bulunduğu, taşınmazda uzun yıllardır tarımsal faaliyet yapıldığı, mevcut durumda toprak yapısı itibariyle imar-ihyasının da tamamlanmış olduğunun belirtildiği, yine jeoloji mühendisi bilirkişiden aldırılan raporda, dava konusu taşınmazın toprağının gerek jeolojik gerek litolojik olarak dere yatağı malzemesiyle aynı özellikte olmadığı ve dere yatağının dışında kaldığının belirtildiği, hal böyle olunca dava konusu taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, teknik bilirkişi Şehmus Öztürk tarafından düzenlenen 13/01/2012 havale tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen 3.373,20 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 03/04/2014 tarihli, 2013/14397 Esas, 2014/3855 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece, dava konusu taşınmazda davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın hüküm için yeterli bulunmadığı, Kadastro Müdürlüğünden gönderilen cevabi yazıda, dava konusu taşınmazın 2008 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında “dere yatağı” olması nedeni ile tespit dışı bırakıldığının belirtildiği, dosyaya sunulan bilirkişi raporları ile bilirkişilerce raporlara eklenen taşınmaza ait fotoğraflar birbiri ile uyumlu olmadığı gibi, taşınmazın imar-ihyaya konu olan yerlerden olup olmadığı yönünde de kanaat oluşturmadığı, ayrıca bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yönteminin hava fotoğrafları olduğu, hava fotoğraflarının dosya arasına konulması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerektiği, ancak Mahkemece uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli olan hava fotoğraflarından yararlanılmadığı belirtilerek, Mahkemece öncelikle, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulması, bundan sonra taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi ve taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi, jeolog, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ile teknik bilirkişiden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden intikal ettiği ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği hususlarının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, dava konusu taşınmazın hava fotoğraflarında gösterilmesi, bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılması, ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazın tamamı üzerinde ekonomik amaca uygun şekilde zilyetlik bulunup bulunmadığını belirtir, taşınmazın toprak yapısı, eğimi ve niteliğini açıklar şekilde, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınması, jeolog bilirkişiden taşınmazın aktif dere yatağı vasfında olup olmadığı, derenin etkisinde bulunup bulunmadığı hususlarında rapor alınması, teknik bilirkişiye keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmesi, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Palu Asliye Hukuk Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, 18/12/2019 tarihli, 2014/447 Esas, 2019/429 Karar sayılı kararla; yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının beyanları, bozma öncesi ve sonrası dosya arasına aldırılan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, ziraat mühendisi bilirkişi kurulu raporunda, dava konusu taşınmazda dava tarihinden geriye doğru 20 yıllık nizasız ve fasılasız kullanım koşullarının oluşmadığının bildirildiği, jeodezi ve fotogrametri bilirkişi raporunda, 1982, 1984 ve 2002 tarihli hava fotoğraflarına göre, dava konusu taşınmazın sınırlarının oluşmadığı, imar-ihyanın gerçekleşmediği ve taşınmazda ekili-sürülü alana rastlanılmadığı, 2008 yılına ait hava fotoğrafında ise taşınmazın dere içerisinde kaldığı, herhangi bir parsel sınırının oluşmadığı, imar-ihyanın olmadığı ve ekili-dikili alana rastlanılmadığının bildirildiği, bu durumda dava konusu taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı ... tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede 1982 ve 1984 yıllarında aşırı yağışlar olduğunu ve bu yağışlar sonucunda dava konusu taşınmaz üzerinde ekili olan yonca mahsulünde ciddi tahribat meydana geldiğini ancak gerekli çalışmalar yapılarak taşınmazın eski haline getirildiğini, 1982 ve 1984 tarihli hava fotoğraflarının, fotoğrafların çekildiği tarihte yağış sonrası oluşmuş olan tahribat sebebiyle aleyhine değerlendirildiğini, bilirkişi raporlarını kabul etmediğini ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

2007 yılında Elazığ ili, Palu ilçesi, Gökdere köyü çalışma alanında yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazın bulunduğu yer, dere yatağı vasfında olmakla tescil harici bırakılmıştır.

Dava; Türk Medeni Kanunu’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.

İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.” hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinin yerinde olmasına göre, Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı fazla alınan 178,42 TL harcın talep halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 29/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.