"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Küçükköy Yaylası ile Yukarıkaraman Yaylası arasındaki Koru Dağı olarak bilinen dağın doruk noktasının sınır olduğunu, 2003 yılında yapılan kadastro tespiti çalışmaları sırasında 207 ada 5 parsel sayılı taşınmazın yanlışlıkla Yukarıkaraman Yaylası adına tespit ve tescilinin yapıldığını belirterek yapılan hatalı kadastro tespitinin iptaline, 207 ada 5 parsel sayılı taşınmazın ifraz edilerek Küçükköy Yaylası sınırları içerisinde kalan bölümün Küçükköy Yaylası adına tespit ve tesciline, ifrazı mümkün olmadığı takdirde yaylaların idari sınırları gözetilerek Yukarıkaraman ve Küçükköy Yaylası adına müştereken tespit ve tesciline karar verilmesini talep ederek Yukarı Karaman Köyü tüzel kişiliği aleyhine dava açmış, taşınmazın Hazine adına olduğunun anlaşılması sonucu aynı talepler ile Hazine aleyhine ek dava açmış ve dosyalar birleştirilmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili duruşmadaki beyanında davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Korkuteli Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/11/2013 tarihli ve 2006/368 E. 2013/526 K. sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalı köyün idari sınırları içerisinde bırakıldığı, davaya konu taşınmazın bir kısmının davacı köye ait mera olduğu ve davacı köy idari sınırları içerisinde bırakılması gerektiği iddiası ile dava açılmış ise de; davacının Hazine adına yapılan tespite herhangi bir itirazının bulunmadığı, sadece mera vasfında olduğu iddia olunan yerin davacı köy idari sınırları içerisine alınmasının talep edildiği, Mer'a Kanunu 29. maddeye göre bu talebin tahsis çalışmaları süren yerin mera olarak tahsisinde ve aidiyetinin belirlenmesinde önemli olmadığı, idari sınırların sırf bu sebeple değiştirilmesini talep etmekte davacının hukuki yararının bulunmadığı, yargılama sürecinde yapılan yazışmalarda bu yerin mera olarak tahsisi yönünde çalışmaların sürdüğü, tahsisin idari sınıra bakılmaksızın bir yada birden fazla köye yapılabileceği, bir an için davacı tarafın talepleri kadastro çalışma alanına itiraz niteliğinde kabul edilse dahi açılan davanın 3402 sayılı Yasanın 4. maddesinde belirtilen süre içerisinde açılmadığı şu hale göre davanın dinlenemeyeceği, çalışmalar tamamlandıktan sonra bu yönde bir itirazın yapılamayacağı gerekçesiyle davacının açtığı her iki davanın da hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 28/03/2014 tarihinde verdiği 2014/1237 E., 2014/3458 K. sayılı kararı ile "taşınmazın yayla olduğuna ilişkin davacı iddiasına yönelik araştırma yapılmadığı" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.
3.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar
Korkuteli Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/11/2015 tarihli ve 2014/545 E. 2015/620 K. sayılı kararıyla; yargılama sürecinde yapılan yazışmalarda bu yerin mera olarak tahsisi yönünde çalışmaların sürdüğü, tahsisin idari sınıra bakılmaksızın bir yada birden fazla köye yapılabileceği gibi dava tarihinden sonra Küçükköy Belediye Başkanlığı'nın ve Yukarı Karaman Köyü'nün tüzel kişiliklerinin kaldırıldığı, Korkuteli ilçesine mahalle olarak bağlandığı, yine Antalya Valiliği İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'nün 10/02/2015 tarihli yazısında Korkuteli İlçesi Yukarı Karaman Köyü 207 ada 5 parselin mera olarak tespit edilen yerler içinde kaldığının belirtildiği, Ziraatçi bilirkişi heyetinin 28/09/2015 tarihli raporunda dava konusu taşınmazın 1957 ve 1992 tarihli hava fotoğraflarında açık alan içinde kaldığını, 1957, 1992 ve dava tarihinde ile keşif tarihinde mera olarak kullanıldığını, dava konusu taşınmazın yaylak olarak kullanılmadığını, dava konusu yerin Küçükköy Yaylasına 5 km, Çığlık Yaylasına 7 km mesafede olduğunu, köylülerin yaz aylarında hayvanlarını otlatmak için dava konusu meraya getirdiklerinin bildirildiği anlaşıldığından asıl ve birleştirilen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5.Bozma Kararı
Kararın (IV/3.) paragrafında yer verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 17/12/2018 tarihli 2016/4588 E., 2018/7778 K. sayılı kararı ile "jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi tarafından hava fotoğrafları üzerinde yapılan incelemeler sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda ve üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu raporunda da çekişmeli taşınmazın mera vasfında olduğunun açıkça belirtildiği, dolayısıyla, çekişmeli taşınmazın mera niteliği taşıdığı dosya kapsamı itibariyle sabit olup, bu husus mahkemenin de kabulünde olduğuna göre, davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi gerektiği " gerekçesiyle bozulmuştur.
6.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar
Korkuteli Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/06/2020 tarihli ve 2019/1208 E. 2020/220 K. sayılı kararıyla, 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 3. maddesinin (d) bendi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/B maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, kamu orta malı olarak sınırlandırma noktasında, taşınmazın mera ya da yaylak olması arasında herhangi bir fark bulunmadığının görüldüğü, kaldı ki, davacı tarafın çekişmeli taşınmazın yaylak olarak sınırlandırılmasına ilişkin talebi, çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince aynı zamanda mera olarak sınırlandırma istemini de içerdiği, mahallinde yapılan keşifte dinlenen tanık ve yerel bilirkişi beyanlarına göre, çekişmeli taşınmaz üzerinde yılın belli dönemlerinde dahi olsa herhangi bir yerleşimin bulunmadığı ve taşınmazın yaylak olarak değil, civar köylerde ikamet eden köylüler tarafından hayvan otlatmak amacıyla mera şeklinde kullanıldığının anlaşıldığı, öte yandan, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi tarafından hava fotoğrafları üzerinde yapılan incelemeler sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda ve üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu raporunda da çekişmeli taşınmazın mera vasfında olduğunun açıkça belirtildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, Antalya ili Korkuteli ilçesi Yukarıkaraman Yaylası 207 ada 5 parsel sayılı taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına ve mera niteliği ile özel siciline kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
7. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
Davalı hazine vekili temyiz dilekçesinde; mahkemenin eksik inceleme neticesinde karar verdiği davacı ... Belediye Başkanlığı ve davalı Yukarıkaraman Köyünün tüzel kişilikleri kaldırılıp Korkuteli Belediye Başkanlığına bağlanmış olması nedeniyle davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre dava konusu taşınmazın mera olarak kendi köy idari sınırları içerisine alınması isteğine ilişkindir.
9.2. Değerlendirme
Mahallinde yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarından çekişmeli taşınmazın mera olduğunun anlaşılmasına, dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararlarında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre kararın (IV.6) numaralı paragrafında yer verilen Mahkeme kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.