"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 231 ada 23 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaliyle adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, İvrindi Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/109 Esas ve 1996/217 Karar sayılı dosyasının eldeki dosya açısından kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 30.12.2015 tarihli ve 2014/11 Esas - 2015/254 Karar sayılı kararıyla, davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın tamamı 144 pay kabul edilerek 16 payının miras payları hüküm fıkrasında gösterilmek suretiyle yargılama sırasında ölen davacı ...'ın mirasçıları adlarına, tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.03.2019 tarihli 2016/5983 Esas, 2019/1988 Karar sayılı kararı ile “İvrindi Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/109 Esas ve 1996/217 Karar sayılı dosyasında davacı ..., kök muris ...'ın diğer mirasçılarını ve Hazine ile köy tüzel kişiliğini hasım göstererek, dava konusu taşınmazların muristen intikal ettiği iddiasıyla taşınmazın kök muris ... mirasçıları adına tescili istemiyle dava açtığı, açılan bu davaya eldeki dava dosyasının davalısı olan ...’ın, dava dilekçesinin (g) bendinde, hükmün 5. bendinde yazılı olan ve bozma öncesi yapılan keşifle dava konusu 231 ada 23 sayılı parsel olduğu tespit edilen taşınmazın adına tescili istemiyle müdahil olduğu, çekişmeli taşınmazın müdahil ... adına tesciline dair verilen kararın, eldeki dosyanın davacısı ve ... mirasçısı ... tarafından temyiz edildiği ve "müdahil ... yararına mülkiyet hakkı doğduğu" gerekçesi ile onandığı, eldeki davanın ise ... mirasçısı ... tarafından, davalı ... aleyhine çekişmeli taşınmazın muris ...'dan intikal ettiği iddiasıyla miras payının adına tescili istemiyle açıldığı; 6100 sayılı HMK'nın 114. maddesinde dava şartları arasında sayılan "kesin hüküm" davanın taraf, sebep ve konusunun aynı olması halinde söz konusu olup, bu haliyle Asliye Hukuk Mahkemesinin bahsi geçen dava dosyası ile eldeki davanın tarafları, konusu ve dava sebebi aynı olduğundan kesin hüküm niteliği taşıdığı, bu sebeple davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 15.01.2020 tarihli ve 2019/140 Esas, 2020/1 Karar sayılı kararıyla, Yargıtay bozma kararı doğrultusunda, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili, temyiz dilekçesinde, taraflar arasında önceki görülen davanın eldeki dosya açısından kesin hüküm teşkil etmeyeceğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1 Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğinden ibaret olup, kadastro sonucu İvrindi Susuzyayla köyü çalışma alanında bulunan 231 ada 23 parsel sayılı 55.112,46 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Kesin hüküm adli gerçeği ifade eder. Kesin hükümle amaçlanan ise; aynı kişiler arasında, aynı dava konusu uyuşmazlık hakkında mahkemelerin sınırsız şekilde meşgul edilmesini engellemektir. Bu şekilde hem kişiler, hem de Devlet için hukuki güvenlik sağlamaktır.
6.2.2. HMK'nın 303. maddesine göre "1- Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. 2- Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder,..." şeklindeki düzenlemeyle, şekli anlamda kesinlik (yani o hükme karşı artık başvurulabilecek bir olağan kanun yolunun kalmaması ya da baştan beri hiç olmaması), maddi anlamda kesinliğin ön şartı olarak kabul edilmiştir. Maddenin devamında ise; bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesini, her iki davanın da taraflarının, dava sebeplerinin ve son olarak dava konularının aynı olması şeklinde belirlenen üç şarta bağlamıştır. Kesin hüküm, öncelikle hükmü veren mahkeme de dahil olmak üzere bütün mahkemeleri bağlar. Bir hüküm maddi anlamda kesinleştikten ve hangi tarafın ne yönde haklı olduğu tespiti yapıldıktan sonra artık tüm mahkemeler, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanılarak, aynı dava konusu hakkında verilmiş bulunan kesin hüküm ile bağlıdırlar. Bunun sonucunda; aynı dava yeniden incelenemeyeceği (kesin hüküm itirazı) gibi, aynı konuya ilişkin yeni dava, önceki davada verilmiş olan kesin hüküm ile bağlıdır (kesin delil). Nitekim, aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 24.12.2014 tarihli ve 2014/17-1656 E., 2014/1099 K. ve 04.12.2013 tarihli ve 2013/20-300 E., 2013/1629 K. sayılı kararları ile de benimsenmiştir.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere göre hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca işlem yapılarak (IV/3) no.lu paragrafta belirtilen kararın verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca İvrindi Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/109 Esas ve 1996/217 Karar sayılı kararının eldeki dosya açısından kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. SONUÇ:
Davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26.30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.