"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : GAZİOSMANPAŞA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı vekili, İstanbul ili ..... ilçesi ..... Mahallesi 160 parsel sayılı taşınmazın 1.330 m2 olarak davacının murisi ... ...’in zilyetliğinde iken, 1971 yılında ölümü ile taşınmazı davacının kullanmaya başladığını ve kullanımının en az 20 yıl sürdüğünü, ancak muris ...’in ölümünden sonra taşınmazın İçişleri Bakanlığı lehine Hazine'ye devredildiğini, Hazine'nin de trampa yoluyla İBB’ye devrettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile TMK’nun 713. maddesi uyarınca davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili, Eyüp Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/03/1954 tarihli ve 1953/859 Esas 1954/121 Karar sayılı kararı ile taşınmazın 25/06/1955 tarihli tapu kaydı ile Hazine adına hükmen tescil edildiğini, üzerindeki karakol binasının da o dönem karakol komutanı Mustafa Başer tarafından inşa edildiğini, Hazine adına tescil işlemi yapılırken bina bedelinin de bu kişiye Hazine tarafından ödendiğini, dava dilekçesinde adı geçen kişilerin işgalci konumunda olduğunu, taşınmazın zamanaşımı yoluyla edinilecek yerlerden olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili, TMK’nun 922. maddesi uyarınca tapulu taşınmazların zilyetlikle kazanılamayacağını, TMK’nun 713. madde koşullarının da bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.05.2018 tarihli 2017/542 E. 2018/147 K. sayılı kararı ile mahkemenin yetkisiz olduğu gerekçesiyle verilen usulden red kararının kesinleşmesi üzerine yargılamaya devam eden Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.03.2019 tarihli 2018/505 Esas, 2019/105 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sonucu 06.06.1972 tarihinde Hazine adına tescil edildiği, davanın ise 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde yer alan 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 23.07.2018 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle, tapu tahsis belgesi ile kendilerine ait olan taşınmaza karakol binası yapıldığını, karakol kaldırıldıktan sonra ise kendilerine iade edilmediğini, kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 11.06.2020 tarihli 2020/245 Esas, 2020/873 Karar sayılı kararıyla; Tespit öncesi nedenler bakımından Kadastro Kanununun 12 maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin dolduğu, olağanüstü kazandırıcı zamanaşımının somut olayda uygulama yeri ve koşullarının oluşmadığı, öncesi Hazine adına hükmen tapuya kayıtlı bulunan taşınmaz üzerinde mirasbırakanının ve davacının zilyetliğinin malik sıfatlı kabul edilemeyeceği gibi, muris büyük babasının ölümü tarihi itibariyle terekenin elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması nedeniyle adına tescil istemiyle dava açan davacının tek başına eldeki davayı açmakta aktif husumet ehliyetinin de olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı temyiz dilekçesinde özetle, kararın haksız olduğunu, 160 parsel sayılı taşınmazı 1971 yılından beri kullandığını, 20 yıl sürdüğünü ancak murisinin ölümünden sonra taşınmazın İç İşleri Bakanlığı lehine Hazine'ye devredildiğini daha sonra da ...’na trampa yolu ile devredildiğini ileri sürerek kararın bozulması gerektiğini savunmuştur.
3.Gerekçe
3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucunda Arnavutköy ilçesi Kulüp Mahallesi 160 parsel numaralı taşınmaz, 1330 m2 yüzölçümlü olarak "bahçeli kargir karakol binası ve aile evi ve depo" niteliği ile 06.06.1972 tarihinde Hazine adına tescil edilmiştir. Bilahare taşınmaz 04.09.2014 tarihinde Trampa yolu ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına tescil edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tespit öncesi ve sonrası eklemeli zilyetlik nedeniyle tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir
3.2.İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 713/1. maddesinde "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
713/2. maddesinde “Aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya yirmi yıl önce (…) (1) hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir”
3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” düzenlemeleri yer almaktadır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (III.) numaralı paragrafında yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesine, kararın (IV/3.) numaralı paragrafında yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinin yerinde olmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 24.10.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.