Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5042 E. 2022/6771 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayanarak, davalı adına tescil edilen taşınmazın bir kısmının davacıya ait olduğu iddiasıyla açılan iptal ve tescil davasında, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : SUŞEHRİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Dava konusu edilen .... ilçesi .... köyünde bulunan 136 ada 16 parselin kendisine ait olduğunu, bu taşınmazın bir kısmının Gölova Asliye Hukuk Mahkemesinin numarasını bilmediği bir dosyası kapsamında davalı adına aynı yer 22 parsele katılmak suretiyle yolsuz şekilde tescil edildiğini, aralarında yapılan fiili taksim gereği bu kısmın kendisine ait olduğunu ileri sürerek, 22 parsel sayılı taşınmaza yolsuz olarak eklenen kısmın ifraz edilerek kendisi adına kayıtlı aynı yer 16 parsel sayılı taşınmaza eklenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesiyle; dava konusu taşınmazın kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi gereğince 10 senelik hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Yerel Mahkeme kararına karşı yasal süresi içerisinde davacı tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacı istinaf dilekçesinde, dava konusu taşınmaz ile maliki olduğu 136 ada 16 parselin öncesinde tek taşınmaz olduğunu, hissedarlar arasında yapılan taksim ile paylaşıldığını, kendisine ait olan bir bölümün davalı adına tespit edildiğini, davalının bu kısmı kendisine iade etmesi gerektiğini, davalının sürekli kendilerini oyaladığını, davalı taşınmazının da bir kısmının 23 parsele yazılması nedeniyle beklemek zorunda kaldığını, bu davanın 2011 yılında sona erdiğini, tescil tarihi dikkate alındığında hak düşürücü sürenin geçmediğini belirterek, hükmün kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/541 Esas ve 2020/514 Karar sayılı kararında, davanın açıldığı tarih itibariyle, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b/1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar vermiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin yukarıda sözü edilen kararına karşı yasal süresi içerisinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı temyiz dilekçesinde, açılan bu davada hak düşürücü sürenin uygulama olanağının bulunmadığını belirterek, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2020/541 Esas ve 2020/514 Karar sayılı kararının bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı iptal-tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi

3.3. Değerlendirme

3.3.1. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı hükme bağlanmıştır. Yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.

3.3.2. Somut olayda, 136 ada 16 parsel sayılı taşınmaz belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ..... ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir. Satış, intikal, paylaşma ile mülkiyet ve hisse oranlarının düzeltilmesi sonucunda tam pay ile davacı ... adına kayıtlı hale gelmiştir. Aynı yer 136 ada 13 parsel sayılı taşınmaz belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle....adına tespit edilmiş, askı ilanı 06/05/2008 ila 04/06/2008 tarihleri arasında yapılarak itiraz edilmemesi üzerine tespit 05/06/2008 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir. Sonrasında ... tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası sonucu Gölova Sulh Hukuk Mahkemesinin 05/07/2011 tarihli ve 2010/141 E., 2011/50 K. sayılı ilamıyla 181.94 m2'lik bölümünün ... adına tesciline karar verilmiş olup bu bölümün ifrazı sonucu 136 ada 22 parsel sayılı 181,94 m2 yüzölçümlü taşınmaz ... adına tescil edilmiştir.

3.3.3. Çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği tarih olan 05.06.2008 ile davanın açıldığı 01.04.2019 tarihi arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği kuşkusuzdur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; dosya içeriği ve kararın dayandığı gerektirici nedenlere göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacının temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 17/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.