"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesi; .... ilçesi, ..... köyünde bulunan 101 ada 45, 78 ve 120 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında davalı ... oğlu ... adına tespit görerek kesinleştiğini, taşınmazların müvekkilinin murisi .....l'den intikal ettiğini, taşınmazların kadastrodan önce müvekkilinin murisi ile davalının babası arasında 1/2 oranında taksim edildiğini, Sırmalı köyünde bulunan 101 ada 35, 44, 62 ve 81 sayılı parsellerin ise tarafların diğer kardeşleri ...... adına tespit gördüğünü, Sırmalı köyünde bulunan 101 ada 45, 78 ve 120 parsel sayılı taşınmazlarda müvekkilinin nizasız fasılasız zilyetliğinin devam ettiğini, dava konusu ettikleri taşınmazlar ile ilgili olarak Göksun Asliye Hukuk Mahkemesine 2009/69 Esas ve 2010/140 Karar sayılı dosyası ile tapu iptali tescil davası açıldığını, Mahkemece görevsizlik kararı verildiğini, görevli mahkemeye gönderilmesi için müracaat edilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, bu nedenlerle eldeki davayı açtıklarını belirterek, Sırmalı köyünde bulunan 101 ada 45, 78 ve 120 parsel sayılı taşınmazların 1/2 payının iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile davalının üvey kardeş ve amca çocukları olduklarını, dava konusu taşınmazların davacının babasına ait olması ve onun tarafından taksim edilmesinin mümkün olmadığını, böyle bir taksim olsa bile müvekkilini bağlamadığını, kadastro çalışmaları sırasında davacının köyde bulunduğunu ve tapulama tutanaklarındaki beyanlardan haberdar olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Göksun Sulh Hukuk Mahkemesinin 14/02/2014 tarihli ve 2011/755 E., 2014/40 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne, dava konusu K.Maraş ili ...... ilçesi ...... köyünde bulunan 101 ada 45, 101 ada 78 ve 101 ada 120 parsel sayılı taşınmazların 1/2 payına ilişkin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Göksun Sulh Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08/11/2018 tarihli ve 2016/2136 E., 2018/6489 K. sayılı kararıyla; Mahkemece çekişmeli taşınmazların yarısının davacının murisi İsmail’e, yarısının da davalının murisi .......’e ait olduğu kabul edilmek suretiyle taşınmazların 1/2 payının davacı adına tesciline karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemiştir. ..... oğlu ......’ten gelen 1/2 pay davaya konu olmayıp; dava, davacı ...'nün murisi......den geldiğini ve...... mirasçıları arasında yapılan taksimle kendisine düştüğünü iddia ettiği 1/2 paya yöneliktir. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi çekişmeli taşınmazların yarısının davalının murisi ......, yarısının da davacının murisi İsmail'e ait olduğu sübut bulmuştur. Ne var ki; davacı taşınmazların....den gelen 1/2 payının taksimen kendisine verildiğini ispat edememiştir. Bundan ayrı davacının murisi İsmail'in dosyada bulunan nüfus kayıtlarına göre davacının dışında mirasçıları olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda aralarında mirasçılık ilişkisi olmayan tarafların birbirine karşı üçüncü kişi oldukları kuşkusuzdur. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların belirlenmiş payları olmaması nedeniyle terekeye karşı 3. kişi durumunda olanlara karşı miras payı istemi ile dava açmaları da mümkün bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, yöntemince yapılmış taksimin varlığı kanıtlanamadığına ve davacının 3. kişi durumundaki davalıya karşı açtığı davada miras payı da verilemeyeceğine göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamı ile örtüşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsizliğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiş, davacı vekilinin karar düzeltme talebi aynı Dairenin 24/06/2019 tarihli 2019/2161 E., 2019/4763 K. sayılı kararı ile reddedilmiştir.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Göksun Sulh Hukuk Mahkemesinin 08/11/2019 tarihli ve 2019/159 E., 2019/327 K. sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Göksun Sulh Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek dava dilekçesindeki taleplerini tekrar ile Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
6.2.3. Türk Medeni Kanunu 701. maddesi “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.
Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.
6.2.4. Türk Medeni Kanunu 703. “ Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir.
Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerekir.
Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz.
Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.” hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre (IV/3) numaralı paragrafta yer verilen Göksun Sulh Hukuk Mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yapılan 26.30 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 17/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.