Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5049 E. 2022/8091 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın, davacı tarafından 25 yıldan fazla süredir zilyetlikle iktisap edildiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasının kabul edilip edilmeyeceği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmaz üzerinde 25 yıldan fazla süredir, koşullarına uygun ve kesintisiz zilyetliğinin bulunduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki zilyetlikle iktisap şartlarını sağladığı ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : KONYA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, Davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı, çekişmeli taşınmazı dava dışı .....'dan zilyetlik devir sözleşmesi ile devraldığını, eklemeli, nizasız ve fasılasız olarak 25 yıldan fazla süre malik sıfatıyla zilyet olduğu taşınmazın, kadastro tespiti sırasında kentsel arkeolojik sit alanında kaldığı gerekçesiyle, 103 ada 14 parsel olarak Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, ancak taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden veya 2863 Sayılı Yasa kapsamında zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olmadığını açıklayarak, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir

II. CEVAP

Davalı, çekişme konusu taşınmazın zilyetlikle iktisaba müsait olmayan sit alanı niteliğindeki yerlerden olduğunu, davacının zilyetliği bulunmadığını, 2863 sayılı Yasa'nın geçici 7. maddesi hükmü gereği, önce idareye başvuru yapılması gerektiğini, davacının böyle bir başvurusu da bulunmadığını, idari yollar tüketilmeden dava açılamayacağını açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

Konya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.02.2018 tarihli ve 2017/510 E., 2018/83 Karar sayılı kararıyla, davacının zilyetliğinin 25 senenin çok üzerinde olduğu, alınan bilirkişi heyeti raporu neticesinde taşınmazın kentsel üçüncü derece arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığının belirlendiği, davanın on yıllık hak düşürücü süreye tabi olup, eldeki davayı açmakta davacının hukuki yararı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne ...... köyü 103 ada 14 parsele ait tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1.İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 2863 sayılı Yasa'nın geçici 7. maddesi gereğince öncelikle idareye başvuru yapılması gerektiğini, idari süreç tüketilmeden dava açıldığını, davacının adli yargıda dava açmasında hukuki yararının bulunmadığını, kararın esas bakımından da hatalı olup, taşınmazın arkeolojik sit alanında kaldığını, zilyetlik ve eklemeli zilyetlik bakımından uygun şekilde araştırma yapılmadığını açıklayarak, izah edilen ve resen belirlenecek nedenlerle, kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3.Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 16.06.2020 tarihli 2018/1499 E., 2020/353 K. sayılı kararıyla, bilirkişi raporları ve mahalli bilirkişi beyanlarına göre taşınmazın evveliyatta Meryem Kutlu ve davacının babası tarafından koşullarına uygun tarım arazisi olarak kullanıldığı, murisin ölümünden sonra davacının aynı koşullarda tasarrufu sürdürdüğü, 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile edinme koşullarının davacı yararına gerçekleştiği gerekçesiyle, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun, ...nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile kabul kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

Kadastro sonucu Konya ili, .... ilçesi, ..... köyü çalışma alanında bulunan 145 ada 5 parsel sayılı 565,25 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 1/2 hissesinin davacı......'ın, 1/2 hissesinin dava dışı.....'ın zilyetliğinde olduğu belirtilerek, korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olduğu gerekçesi ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

3.2.İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükmüne yer verilmiştir.

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesi ise “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.” hükmünü haizdir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre; yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 12/12//2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.