Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5080 E. 2022/6752 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan ve Hazine adına kayıtlı bir taşınmazın, davacı tarafından zilyetlikle kazanıldığı iddiasıyla tapu kaydının iptali ve kendi adına tescilinin istenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın aktif bir çay yatağı niteliğinde olduğu ve zilyetlikle iktisap edilemeyeceği, davacının da taşınmaz üzerindeki zilyetliğini ispatlayamadığı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : DİYARBAKIR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : BİNGÖL 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tespit harici bırakılan taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacının başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Bingöl ili ...... ilçesi ..... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda ..... suyunun kenarında olması, sel ve taşkınlar sonucu tahrip olarak taşlık haline gelmesi nedeniyle tespit harici bırakılan davacının maliki olduğu 134 ada 33 parsel sayılı taşınmazın bitişiği ve devamı olan taşınmaza, davacının 40-50 yıldan fazla süredir nizasız, fasılasız olarak malik sıfatıyla zilyet olduğunu, bu yere yonca, buğday ekildiğini ileri sürerek, taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan tapulama harici alan olması nedeniyle zilyetlik ile iktisabının mümkün olmadığını, ayrıca davacı tarafın beyanında da belirtildiği üzere dere yatağında kaldığını, hiç bir zilyetliğin bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

Bingöl 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.10.2019 tarihli, 2017/120 E. 2019/295 K. sayılı kararıyla; TMK'nın 713 v.d. maddelerinde belirtilen tescil koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kadastro tespit çalışması sırasında tespit görmemesi, Göynük suyunun kenarında olması nedeniyle Göynük suyunun sel ve taşkınları sonucu tahrip olmasıyla taşlık hale geldiğini, dava konusu taşınmazı evveliyatta müvekkili ve murislerinin tarla olarak kullandıklarını, tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarının da bu yönde olduğunu ancak yerel mahkemece bu beyanlara itibar edilmediğini, dava konusu taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tescili gerektiğini, verilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığını belirterek, kararının kaldırılmasını ve talebi doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 25.06.2020 tarihli 2020/203 Esas, 2020/243 Karar sayılı kararıyla, Mahkemece toplanan deliller, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarına ve taşınmazı gösterir fotoğraflara göre, çekişmeli taşınmazın halen aktif olan Göynük çayı yatağı niteliğinde olup, taşlık şeklinde geniş çay yatağı olduğu, çayın debisinin yüksek olduğu, keşif günü itibariyle taşınmaz üzerinde DSİ'nin sedde çalışması yaptığı, taşınmazın uzun yıllar taşkınlardan etkilendiği, taşınmazın bir bölümü üzerinde davacıya ait kavak ağaçları olduğu iddia ve beyan edilmiş ise de, taşınmazın tamamının aktif çay yatağı olup zilyetlikle kazanılabilecek nitelikte olmadığı, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile re'sen belirlenecek nedenlerle ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.

3.Gerekçe

3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin tescili istemine ilişkindir.

Çekişmeli taşınmaz 2007 yılında yörede yapılan kadastro çalışmaları sırasında Göynük çayı olarak tescil harici bırakılmıştır.

3.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu 14. maddesi “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.” hükümlerini içermektedir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, (IV/3.) numaralı paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 17/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.