Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5087 E. 2022/6754 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın mülkiyetinin davacılara ait olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davası ile davalı tarafından davacıların taşınmaza müdahalesinin önlenmesi istemiyle açılan müdahalenin meni davasına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davacıların bu süreden sonra tapu iptali ve tescil davası açmaları nedeniyle, davanın reddine, müdahalenin meni davasının ise kabulüne dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMES : GERZE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ve birleştirilen müdahalenin men-i davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacıların başvurusunun esastan reddine dair karar, süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl davada davacılar-birleştirilen davada davalılar dava dilekçesinde özetle; Sinop ili, .... ilçesi, ..... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 1306 parsel sayılı taşınmazın hatalı olarak ... adına tespit ve tescil edildiğini, bu taşınmazın davacıların murisi ...ve ... 'e ait olduğunu, ... vefat edince mirasçısı olarak davalı ... adına intikal ettirildiğini, ... ile ...'ün kardeş olduklarını, taşınmaz üzerinde iki katlı ahşap ev ve 40 m² yüzölçümünde taştan yapılı bir adet dükkanın bulunduğunu, taşınmazın üzerindeki evin davacıların murisi ve davalının babası ... tarafından yaptırıldığını, dükkanın...ve çocukları tarafından yapıldığını ileri sürerek evin tapu kaydının iptali ile davacılar ile davalı adına tapuya tesciline, dükkanın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Asıl davada davalı-birleştirilen davada davacı vekili, 1306 parsel sayılı taşınmazın davacı ...'e ait olduğunu, davalılar ..., ..., ..., ... ve .....'ün bu taşınmaz üzerinde bulunan ahşap evin bir kısmını işgal etmekte ve davacının rızası hilafına kullanmakta olduklarını, defalarca bu kullanıma son verilmesi istenilmiş olmasına rağmen kullanıma devam ettiklerini, hatta Gerze Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/347 Esas sayılı dosyasında tapu iptali ve tescil davası açtıklarını, davalıların haksız tecavüzlerinin kaldırılması için müdahalenin menine karar verilmesini, Gerze Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/347 Esas sayılı dosyası ile bu dosyanın birleştirilmesine karar verilmesini, tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin geçtiğini, iddiaları kabul etmediklerini belirterek asıl davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

Gerze Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.12.2019 tarihli ve 2018/347 Esas, 2019/301 Karar sayılı kararıyla; asıl davada davanın hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle reddine, birleştirilen davanın kabulüyle çekişmeli 1306 parsel (yeni 167 ada 2 parsel) sayılı taşınmazda 07/07/2019 havale tarihli fen bilirkişi krokisinde (A) ve (B) harfleri ile gösterilen toplam 124,34 m²'lik alana yönelik davalıların müdahalelerinin menine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacılar istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarını tekrarlayıp hak düşürücü sürenin dolmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 18.09.2020 tarihli ve 2020/522 Esas, 2020/1002 Karar sayılı kararıyla; davacıların çekişmeli taşınmazın kendi murislerinden kaldığı iddiasıyla Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra 12/07/2018 tarihinde kadastro öncesi nedene dayalı olarak dava açmış olmasına, birleştirilen davada, çekişmeli taşınmazın 124,34 m²'lik kısmına birleştirilen dava davalılarınca müdahale edildiğinin ve müdahalenin herhangi bir hakka dayanmadığının yapılan keşif ve uygulama sonucunda anlaşılmasına göre, Mahkemece tapu iptali ve tescil davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine, meni müdahale davasının kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle asıl dava davacıları-birleştirilen dava davalıları ..., ..., ..., ... ve ...'ün istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacılar temyiz talebinde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl dava, kadastrodan önceki nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine; birleştirilen dava, aynı taşınmaza müdahalenin men-i istemine ilişkindir.

Kadastro sırasında çekişmeli 1306 parsel sayılı taşınmaz senetsizden ..... oğlu ... adına tespit edilmiş, tespit 06/04/1988 tarihinde itirazsız kesinleşerek tapu siciline kaydedilmiş, davalı 29/07/2015 tarihinde taşınmazı devralmıştır.

3.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi hükmünde, kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağı açıklanmıştır. Bu sürenin hak düşürücü niteliğinde olduğu ve taraflarca öne sürülmese bile mahkemece kendiliğinden değerlendirileceği tartışmasızdır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre (IV/3.) numaralı paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, alınması gereken harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 17/10/2022 tarihinde oybirliği ile kesin olmak üzere karar verildi.