"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : GÜRÜN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, Sivas ili, .... ilçesi, ...... köyü, Kışla mevkiinde bulunan 133 ada 86 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmalarında davalı Hazine adına tespit edilerek tapu kaydı oluşturulduğunu, oysa taşınmazın 60 dönümünün davacıya ait olduğunu, dava konusu iki parça taşınmazın önceden 133 ada 22 parsel sayılı taşınmazın devamı olduğunu, bir bütün olarak kullanılırken taksim sonucu davacıya kaldığını ve 30 yıldır kullanıldığını ileri sürerek, taşınmazın 60 dönümlük kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, zilyetlikle özel mülkiyete konu olmayan yerlerden olması nedeniyle kadastro çalışmaları neticesinde Hazine adına tespit edildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Gürün Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.03.2020 tarihli 2017/148 E. 2020/33 K. sayılı kararıyla; davacının dava konusu üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunduğunu ispatlayamadığı, taşınmazın zilyetlikle edinilmesine ilişkin koşulların oluşmadığı, teknik raporların davacı vekilinin iddialarının aksini gösterdiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların açıkça dava ettikleri 133 ada 86 parsel içinde kalan taşınmazın öncesinde davacının babasına ait olduğu, babası tarafından kullanıldığı, 2006 yılında cevizlik yapıldığının beyan edilerek davacının mülkiyetinin doğrulandığını, taşınmaz üzerinde düzleştirme işlemi yapılması nedeniyle ziraat bilirkişinin taşınmazın niteliğini bilmesinin mümkün olmadığını, davacı lehine kazanma koşullarının oluştuğunu belirterek, hükmün kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 29.09.2020 tarihli ve 2020/423 Esas, 2020/421 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmaz bölümlerinin tarım arazisi olmadığı gibi davacının bu bölümler üzerinde ekonomik amacına uygun ve iktisap sağlayan süreye ulaşan zilyetliğinin bulunmadığının, Mahkemece yapılan keşif ve uygulama, hava fotoğrafları ve toplanıp değerlendirilen delillerle belirlendiği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçelerindeki hususlarını tekrarla ve re'sen araştırılacak sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
3.Gerekçe
3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucunda Sivas ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 133 ada 86 parsel sayılı 1.574.950,52 m2 yüzölçümlü taşınmaz hali arazi vasfıyla Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup emek ve masraf ile tarım alanına dönüştürülmesi ve ekonomik yarar sağlaması mümkün olan yerlerden olduğu belirtilerek, Hazine adına tespit ve hükmen 01/06/2011 tarihinde tescil edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2.İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. "3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesinde, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.” düzenlemeleri yer almaktadır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3.) numaralı paragrafında yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 31/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.