"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 8. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : BUCAK SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Burdur ili .... ilçesi ..... köyü çalışma alanında yapılan kadastro çalışması sonucu davalı Hazine adına tespit ve tescil edilen 159 ada 32 parsel sayılı taşınmaza davacının zilyet olduğunu ileri sürerek tapu kaydı, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davaya konu 2081,54 metrekare yüzölçümlü 159 ada 32 parsel sayılı taşınmazın Hazinenin özel mülkiyetindeki tapulu taşınmazlardan olduğunu, Haziran 1334 tarihli, 10 sıra nolu tapu kaydı ile tespitinin yapıldığını, tapulu bir taşınmazın malikinden başkasına tespitinin yapılmasının mümkün olmadığını, dava konusu taşınmazın devlete ait yerlerden olduğunu, zilyetlik, vergi kaydı, tapu kaydı gibi nedenlere dayanılarak başkası lehine mülkiyet edinilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bucak Sulh Hukuk Mahkemesinin 13.02.2019 tarihli ve 2011/451 E. 2019/158 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Hazineye ait Haziran 1334 tarihli, 10 sıra nolu tapu kaydının kapsamında kaldığının bilirkişi raporları ile sabit olmakla, Hazinenin tapusunun eski ve öncelikli olduğundan tescilin şahıs adına yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, İlk Derece Mahkemesince doğru sonuca ulaşılabilmesi için tapu kayıtlarının tesisinden itibaren tedavülleri, ifrazen oluşan tapu kayıtları ve ifrazen oluşan bu kayıtların revizyon görüp görmediğinin araştırılması gerektiği, bilirkişiler tarafından sunulan raporların yeterli olmadığı gibi hüküm kurmaya da elverişli bulunmadığı, davacının eski tapu kaydına dayanarak hak iddia edebilmeleri için eski tapu malikleri ile akdi ya da ırsi ilişkilerini ispat etmesi gerektiği, mahkemece bu araştırmaların yapılmadığı, dava konusu taşınmazın devlete ait yerlerden olup zilyetlik, vergi kaydı, tapu kaydı gibi nedenlere dayanılarak başkası lehine mülkiyet edinilmesinin hukuken kabul edilemeyeceği gerekçeleriyle hükmün kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 08.10.2020 tarihli 2020/351 E. 2020/376 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın tespitinin tapu kaydına dayanılarak Hazine adına yapıldığı, davacının dayandığı tapu kaydının geldisinin Hazine'nin tespite esas tapu kaydı olduğu, başka bir ifade ile davacının dayanak kaydının Hazine'nin temliki ile oluştuğu, aynı kayda dayanılarak dava dışı komşu 158 ada 15 parsel sayılı taşınmaza davacının dayısı tarafından açılan davanın kabulüne karar verildiği, bu dosyadaki tapu kaydı uygulamasında kabul edilen sınırlar ile eldeki dosyadaki uygulamanın birbiri ile uyumlu olduğu, bu kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, kesinleşen bu dosyada tapu kayıt maliki Hüseyin'in, davacının annesinin babası Hüseyin olduğunun ve kayıtta gayri sabit hudut bulunmadığının kabul edildiği ve nüfus kayıtları ile kayıt maliki ve davacı arasında ırsi bağın kurulabildiği, hal böyle olunca kesinleşen dava dışı komşu 15 parsel sayılı taşınmaza ilişkin dosyada ve eldeki incelemeye konu dosyada yapılan uygulamaya göre, Hazine'nin temliki ile oluşan davacı tapusuna değer verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, yerel mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile kabul kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık Hukuki Nitelendirme ve Vakalar
Dava, tapu kaydına, miras yoluyla gelen hakka ve paylaşmaya dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kadastro çalışmaları sonucu .... ilçesi .... köyünde bulunan 159 ada 32 parsel sayılı 2.081.54 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle tarla vasfı ile davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesinin birinci fıkrası, "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.”
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13. maddesi uyarınca tapuda kayıtlı taşınmaz mal: "A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa; a) Kayıt sahibi adına, b) Kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına, c) Mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına…tespit olunur. "
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20.maddesinde – "Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde;
A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.
B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.
C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır. D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir. Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14 üncü ve 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, IV./3. numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi’nin dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 370'inci maddesi uyarınca ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı Hazine'den harç alınmasına yer olmadığına 31/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.