"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ERZURUM BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : YÜKSEKOVA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, ... ilçesi ..... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 117 ada 65 parsel sayılı taşınmazın tarla vasfı ile hatalı olarak davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmaza davacının eklemeli olarak 60 yıldan fazla süre ile zilyet olduğunu ileri sürerek irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın toprak tevziinin 90 no.lu parseline ilişkin tapu kaydının kapsamında bulunduğunu, 1927 yılından bu yana Hazinenin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/04/2017 tarihli ve 2015/824 E., 2017/213 K. sayılı kararıyla davanın kesin hüküm nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Gerekçe ve Sonuç
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 14/12/2018 tarihli ve 2018/521 Esas 2018/2071 Karar sayılı kararıyla, davacı tarafından daha önce Kadastro Mahkemesine açılan davanın, keşif giderlerinin verilen kesin süre içerisinde yatırılmaması nedeniyle davanın reddine karar verildiği, bu ret kararının usulden ret kararı olduğu, genel mahkemelerde dava açılmasına engel olmayacağı, deliller toplanmadan karar verildiği gerekçesiyle HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın delillerin toplanarak davanın yeniden görülmesi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3. Gönderme Kararı Sonucu Verilen Karar Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/02/2020 tarihli ve 2019/31 E., 2020/68 K. sayılı kararıyla davacının davasının kesin hüküm nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.
4. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
5. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçelerinde özetle; Yüksekova Kadastro Mahkemesinin 2007/521 Esas 2009/615 Karar sayılı dosyasının kesin hüküm teşkil etmediğini, usulden davanın reddine karar verildiğini, Yüksekova Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/824 Esas sayılı dosyasında verilen ilk kararın Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2018/521 Esas-2018/2071 Karar sayılı ilamı ile kaldırıldığını, Mahkemenin tekrar usulden ret kararı vermesinin hukuka aykırı olduğunu, delillerin toplanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe ve Sonuç
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 10/11/2020 tarihli ve 2020/1310 Esas, 2020/730 Karar sayılı kararıyla, davanın, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu, çekişmeli taşınmazın hükmen tesciline esas alınan Yüksekova Kadastro Mahkemesinin 09/07/2009 tarihli ve 2007/521 Esas, 2009/615 Karar sayılı dosyasında, eldeki dosya davacısı ... tarafından, çekişmeli taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayalı olarak dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda keşif avansının süresinde yatırılmaması nedeniyle 3402 sayılı Yasa'nın 36/1 maddesi gereğince davanın ispatlanamadığından reddine karar verildiği ve anılan kararın temyiz edilmeksizin 31/08/2009 tarihinde kesinleştiği, istinaf incelemesine konu davada ise; davacı ...’in, çekişmeli taşınmazın murisinden kaldığı, eklemeli olarak 60 yılı aşkın zilyetliğinin bulunduğunu ileri sürerek taşınmazın adına tescili istemiyle dava açtığı, her iki dava dosyasının taraflarının, dava konusunun ve dava sebebinin aynı olduğu ve kesin hüküm bulunduğu, her ne kadar Yerel Mahkemenin 11/04/2017 tarihli ve 2015/824 Esas 2017/213 Karar sayılı kesin hüküm nedeniyle davanın reddine ilişkin ilk kararı Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2018/521 Esas 2018/2071 Karar sayılı kararı ile maddi hataya dayalı olarak kaldırıldığı, anılan BAM 4. Hukuk Dairesinin kaldırma kararının maddi hataya dayalı olması nedeniyle usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı, maddi hatanın kazanılmış hakkın istisnası olduğu gibi dava şartlarına aykırılığın bulunması halinde taraflar yönünden usuli kazanılmış hak oluşmayacağı, Mahkemece kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrarla ve resen araştırılacak sebeplerle ret kararının hükmen bozulmasını talep etmişlerdir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
HMK 303. maddesinde;
“(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
(2) Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder.
(3) Kesin hüküm, tarafların küllî halefleri hakkında da geçerlidir.
(4) Bir dava dolayısıyla ortaya çıkan kesin hüküm, o hükmün kesinleşmesinden sonra dava konusu şeyin mülkiyetini tarafların birisinden devralan yahut dava konusu şey üzerinde sınırlı bir ayni hak veya fer’î zilyetlik kazanan kişiler hakkında da geçerlidir. Ancak, Türk Medenî Kanunu'nun iyiniyetle mal edinmeye ait hükümleri saklıdır.
(5) Müteselsil borçlulardan biri veya birkaçı ile alacaklı arasında yahut müteselsil alacaklılardan biri veya birkaçı ile borçlu arasında oluşan kesin hüküm, diğerleri hakkında geçerli değildir.”hükmünü içermektedir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36/1. maddesi, “Taraflardan her biri dava harcını, dinlenmesini talep ettiği tanık ve bilirkişi ücretini ve diğer yargılama giderlerini karşılamak zorundadır. Davacı hakim tarafından belirlenecek süre içinde gerekli giderleri mahkeme veznesine yatırmadığı takdirde, onunla ilgili delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılır. Bu Kanun gereğince resen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için zaruri giderler, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanır.” hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
Kadastro çalışmaları sonucunda .... ilçesi, ..... köyü çalışma alanında bulunan 117 ada 65 parsel sayılı 11.192,03 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle tarla vasfıyla davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV/6.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesinin kararında dayanılan yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 07/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.