Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5141 E. 2022/4974 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Miras yoluyla intikal eden taşınmazlar üzerindeki mülkiyet hakkının tespiti ve tapu kayıtlarının iptali ile tesciline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, miras yoluyla intikal eden taşınmaz üzerinde davacıların miras paylarının hesaplanmasında ve tapu kayıtlarının buna göre düzeltilmesinde isabetsizlik bulunması ve davalıların bağış iddiasını ispatlayamamaları gözetilerek, davalıların temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde bir kısım davalılar tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras hisseleri oranında adlarına tapuya tescili istemiyle dava açmışlardır.

II. CEVAP

Davalılar ... ve ... cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, 11 ada 64 ve 15 ile 112 ada 176 ve 180 parsellerin kadastro ölçüsünde tapuda kayıtlı olup, kayıt maliki olan ... Kosova'dan üç kardeş olarak satış sureti ile tapudan satın alındığını, yine dava konusu edilen 112 ada 164 parsele konu taşınmazın kadastro tespiti öncesinde, İsmail oğlu ...'dan 23/05/1979 tarihinde zilliyetliğin devri sureti ile senetli olarak, aynı surette üç kardeş tarafından satın alındığını, kadastro çalışmaları sırasında babaları ...'a ait yan komşu taşınmaz ile birleştirilerek tek tapu olarak yazıldığını, bu parselde davacıların babalarından gelen miras sebebiyle veraset hakları bulunmadığını, 112 ada 203 parsele kayıtlı taşınmazda ise Kadastro Mahkemesinin 2005/3 Esas ve 2005/44 Karar sayılı ilamı ile hükmen tescil tapusu olduğunu, 20 yılı aşkın sürece kendileri tarafından kullanıldığını, belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 31.01.2013 tarihli ve 2009/342 Esas, 2013/53 Karar sayılı kararıyla, 111 ada 2, 14, 15, 112 ada 166, 203, 176, 180 parsel sayılı taşınmazlara yönelik açılan davanın reddine, 112 ada 164 parsel sayılı taşınmaza yönelik açılan davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 112 ada 164 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının davacıların miras hissesi oranında iptali ile, taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4.671,50 metrekare yüzölçümündeki bölümünün veraset ilamındaki hisseleri oranında davacılar adına, kalan hisselerin davalılar adına tapuya tesciline, aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 2.874,84 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 06.03.2014 tarihli, 2013/12107 Esas, 2014/2163 Karar sayılı ilamıyla “çekişmeli 111 ada 2, 14, 15, 112 ada 164, 176, 180 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle 111 ada 2, 14, 15, 112 ada 164, 176, 180 parsel sayılı taşınmazlara yönelik usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına; çekişmeli 112 ada 166 ve 203 parseller yönünden ise eksik araştırma yapıldığı belirtilmek suretiyle taksim ve hibe olgusunun araştırılması gerektiği” gerekçesiyle bozma yapılmıştır.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 06.02.2020 tarihli ve 2014/414 Esas, 2020/46 Karar sayılı kararıyla, temyize konu 112 ada 166 parsel sayılı taşınmaz yönünden muris ... ...'ın ...'ye yönelik tasarrufta bulunduğunun ispat edilemediği, ... ...'ın bu taşınmazda eşinin terekesindeki miras payı oranında pay hakkı olduğu; yine diğer dava konusu taşınmaz olan 112 ada 203 parsel sayılı taşınmazın ise ... oğlu ...'den kaldığı ve mirasçıları arasında herhangi bir paylaşım yapılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, Ayancık Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2009/346 Esas, 2009/306 Karar sayılı ilamı doğrultusunda çekişmeli taşınmazlar 112 pay kabul edilerek, 16 payın ... ... ... adına, 16 payın davacı ... ... ... adına, 16 payın davacı ... adına, 64 payın önceki tapu malikleri davalılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Verilen Karara Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ..., davalı ..., davalı ... ve ... temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı ... temyiz dilekçesinde, hükmün infazının mümkün olmadığını, çekişmeli taşınmazların kadastro mahkemesi kararıyla adına tescil edildiğini, öte yandan yargılama gideri ve vekalet ücretinin Mahkemece usule aykırı şekilde hesaplandığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalılar ..., ... ve ... temyiz dilekçesinde, hissedar oldukları çekişmeli 112 ada 166 parsel sayılı taşınmaz yönünden aleyhlerine verilen tapu iptali ve tescil kararının hukuka aykırı olduğunu, taşınmazların değerinin dava tarihine göre belirlenmesi gerekirken keşif tarihine göre belirlendiğini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yanlış hesaplandığını belirterek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m.33). İddianın ileri sürülüş şekli ve dosya kapsamına göre dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı açılan tapu kayıtlarının iptali ile tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun “Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti” başlıklı 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.’’ Olağanüstü zamanaşımı yolu ile taşınmaz mülkiyetinin kazanılması ve taşınmazın zilyedi adına tespitine ilişkin temel koşulların 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Buna göre; tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmaz, aralıksız ve nizasız yirmi yıllık süreyle malik sıfatı ile elinde bulunduran ve zilyedi olan kişi adına tespit ve tescil edilecektir.

6.2.2 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ve 17. maddesi, "-Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.’’

6.2.3. Zilyetlik, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 973. maddesinde, "Bir şey üzerinde fiilî hâkimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir. Taşınmaz üzerindeki irtifak haklarında ve taşınmaz yüklerinde hakkın fiilen kullanılması zilyetlik sayılır" şeklinde tanımlanmıştır. Bir şeye malik olmayan kimsenin zilyetliği zamanla o şeyin mülkiyetinin kazanılmasını sağlayabilir. Mülkiyetin kazanılma sebeplerinden biri olan zilyetliğin konusu ancak maddi şeylerdir. Zilyetliğin tanımında da görüleceği gibi, zilyetlik olması için bir şeyin bulunması ve ayrıca o şey üzerinde fiili hâkimiyetin kurulması ve kullanılması gerekir (İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.12.1998 tarihli ve 1996/4 E., 1998/3 K. sayılı kararı).

6.2.4. Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince zilyedi lehine taşınmazın tespiti koşullarına ilişkin yapılan açıklamaların yanında, 3402 sayılı Kanun'un "Hazine adına tespit" başlıklı 18. maddesinde;

"Yukarıdaki maddelerin hükümleri dışında kalan ve tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur.

Orta malları, hizmet malları, ormanlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunları uyarınca Devlete kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez" hükmüne yer verilmiştir.

6.2.5. 3402 sayılı Kanun'un 18. maddesinden önce gelen 13, 14 ve 17. maddelerinde mülkiyet hakkının tespitine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Kanun'un önceki maddelerinde özel veya tüzel kişiler adına taşınmaz malların tespit ve tescil şartlarına yer verilmişken, Kanun'un 18/1. fıkrası ile bunların dışında kalan ve tescile tabi olan malların Hazine adına tespit ve tescil edileceği, diğer bir deyişle özel ve tüzel kişiler lehine iktisap şartları oluşmayan malların Hazineye ait olması esası getirilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında ise kamunun yararlanmasına mahsus orta malları ile hizmet mallarının (3402 sayılı Kanun'un m. 16/1), ormanların (6831 sayılı Orman Kanunu m. 1 vd), devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da (TMK'nın m.715) kamu hizmetine tahsis edilmeyen yerler ile kanunlar uyarınca devlete kalan yerlerin olağanüstü zamanaşımı zilyetlik yolu kazanılamayacakları açıkça ifade edilmiştir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Kadastro sonucunda ... Köyü çalışma alanında bulunan 111 ada 2, 14, 15 parsel, 112 ada 164, 166, 203, 176, 180 parsel sayılı sırasıyla 6.093.28, 6.306.27, 4.581.01, 7.546.34, 2.747.08, 7.571.65, 930,76 ve 1.252,29 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 111 ada 2, 14, 15 parsel sayılı taşınmazlar tapu kaydı nedeniyle, 112 ada 164, 166, 203, 176, 180 parsel sayılı taşınmazlar miras yoluyla gelen hak, paylaşma, satın alma, bağışlama ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenleriyle davalılar ... ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir.

6.3.2. Mahkemece mahallinde yapılan keşif ve uygulama, dinlenen bilirkişi ve tanık sözleri ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ..., ... ve ..., temyize konu 112 ada 203 ve 112 ada 166 parsel sayılı taşınmazlarda kök murisleri ...’dan gelen miras payları olmasına rağmen erkek kardeşlerinin taşınmazı sadece kendileri adına yazdırdığını belirterek ...’dan gelen miras paylarını istemişler, davalılar ise anneleri ...’nin bu taşınmazdaki paylarını kendilerine hibe ettiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Temyize konu 112 ada 203 parsel sayılı taşınmazın tetkikinde; çekişmeli taşınmazın, tarafların kök murisi ...’dan geldiği ve ölümünden sonra terekesinin usulüne uygun bir şekilde taksim edilmediği belirlenerek bu parsele yönelik davanın kabul edilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalı ...’ın bu parsele yönelik temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine,

6.3.3 Davalılar ..., ..., ... ve ...’ın temyize konu 112 ada 166 parsele yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tarafların kök murisi ...’dan geldiği ve ölümüyle terekesinin taksim edilmediği gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Temyize konu 112 ada 166 parsel sayılı taşınmaz ... ... evlatları ..., ..., ... ve ...'ın cedlerinden intikalen ve verese arasında taksimen gelen bir taşınmaz olup, davacılar,dedeleri ... ...’tan babaları ...’a miras payı intikal ettiğini, babaları ...’dan da kendilerine düşen miras payı olduğunu ancak taşınmazın tespiti esnasında kendilerinin miras payının görmezden gelindiğini belirterek dava açmış, davalılar ise çekişmeli taşınmazın kök muris ... ...’tan gelini ...’ye kaldığı ve ...’nin de bu taşınmazı kendilerine hibe ettiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Öncelikle belirtmek gerekir ki; çekişmeli taşınmazın ... ...’tan geldiği sabit olup, ..., kök murisin gelini olmakla beraber, dinlenen kişilerce ... ... tarafından gelini ...’ye yapılan bir bağış işlemi de kanıtlamadığına göre, ...’nin taşınmazdaki payı, ancak eşi ...’ın ... ...’tan gelen miras payı ile sınırlıdır. Bu durumda bağışlamayı ispat yükü üzerinde olan davalının, bu taşınmazı ...’nin sağlığında kendilerine bağışladığını ve zilyetliğin devri olgusunu kanıtladığından söz edilemez.

6.3.4. Hal böyle olunca; Mahkemece, kök muris ... ...’tan, tarafların yakın mirasbırakanları ...’a intikal eden miras payından, davacıların uhdesine zümre esasıyla geçecek payların ayrı ayrı hesaplanması suretiyle, her davacı yönünden miras payı ile bağlı kalmak suretiyle ayrı ayrı davanın kabulü ile iptal-tescile, bakiye payların ise davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davalı ...’ın 112 ada 203 parsel sayılı taşınmaz yönünden yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,

2-Davalılar ..., ..., ... ve ...’ın 112 ada 166 parsel sayılı taşınmaz yönünden, yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 Sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.06.2022 gününde oy birliği ile karar verildi.