Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5143 E. 2022/7136 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmazın davacı adına tesciline ilişkin davada, yol olduğu iddia edilen kısmın davacıya tescil edilip edilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, bozma kararına uygun olarak yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu davacının zilyetlik şartlarını taşıdığı ve taşınmazın yol olmadığı kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmesi, HMK'nın ilgili maddeleri gözetilerek usul ve yasaya uygun bulunmuş, ancak tapu kaydının iptaline ilişkin kısım ile yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına ilişkin hüküm bozulmuş ve düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair kararın süresi içinde davalı Hazine vekili ile feri müdahil ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; ..... ilçesi, ...... köyü, Köyiçi mevkiinde bulunan 115 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kuzeyinden geçen yolun, dava dilekçesine ekli krokide kırmızı kalem ile taralı kısmın, kadastro tespiti öncesi yerine alınarak, bu kısma ilişkin yolun iptaline, dava konusu taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

2.1. Davalı Hazine vekili davanın reddini savunmuştur.

2.2. Feri Müdahil ... vekili beyan dilekçesinde; çekişmeli bölümün yol olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/07/2013 tarihli ve 2010/208 E. 2013/230 K. sayılı kararıyla; dava konusu yörede 2008 yılında kadastro tespitinin yapıldığını ve makul süre içerisinde davanın açılmadığını, ayrıca ekonomik amaca uygun kullanımın da ispat edilememiş olması nedeniyle, açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22/06/2015 tarihli 2014/21490 E. 2015/8770 K. sayılı kararıyla, tespit öncesi zilyetliğe dayalı davaların her zaman açılabileceğinin kabulü zorunlu olup, Mahkemece; taraflara varsa delillerini bildirmek üzere süre ve imkan tanınmalı, HMK'nın 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca yerel bilirkişi, davacı tanıkları ve bildirildiği takdirde davalı tanıkları davetiyeyle çağrılmak suretiyle mahallinde keşif yapılmalı, uyuşmazlık konusu taşınmazın niteliği, taşınmazda zilyetliğin kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü hususlarının tespiti ile tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

3. Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen karar

Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/05/2018 tarihli ve 2015/454 E. 2018/163 K. sayılı kararıyla; 15/09/2017 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 4,50 m²'lik alan yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, (A) harfi ile gösterilen 22,09 m²'lik alan yönünden davanın kabulü ile A harfi ile gösterilen yolun tapu kaydının iptaline, 115 ada 5 Parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde feri müdahil ... vekili ile davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Feri müdahil vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın yol olduğunu, davacılar lehine zilyetlik koşulların oluşmadığını belirterek, Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

5.2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Mahkeme kararının yerinde olmadığını, hüküm yerinde (A) harfi ile gösterilen yolun tapu kaydının iptaline ifadesini kullanıldığını oysa yolların tapuya kayıtlı olmadığını, açılan davanın tescil davası olup kendilerinin de yasal hasım konumunda olmalarına rağmen yargılama giderlerinin davalılar üzerine bırakılmasının yerinde olmadığını, davacı lehine zilyetlik şartlarının da oluşmadığını belirterek mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “ Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.”hükümlerini içermektedir.

6.4. Değerlendirme

6.4.1. Dosya içeriğine, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre davalı Hazine vekili ve feri müdahil vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.

6.4.2. Ancak davanın tapusuz taşınmazın tesciline yönelik olması karşısında Mahkemece tapu kaydının iptaline karar verilmesi ayrıca tescil davalarının mahiyeti gereği yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerekirken, yargılama giderlerinin ve 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi doğru değil ise de bu yanlışın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

V. SONUÇ:

Davalı Hazine vekili ve feri müdahil vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesi kararında hükmün 2. maddesinde yer alan “Tapu kaydının iptaline ve” kelimelerinin hükümden çıkarılmasına, cümlenin sonuna “bu şekilde tapuya tesciline” kelimelerinin eklenmesine, 5. ve 6. maddelerin hükümden çıkarılmasına, yerine 5. madde olarak "Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına" cümlesinin eklenmesini, sonraki maddenin buna göre teselsül ettirilmesine, hükmün 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi gereğince DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİYLE ONANMASINA, sair temyiz itirazlarının reddine, feri müdahil tarafından yatırılmış olan temyiz harcının istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 31/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.