Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5149 E. 2022/7115 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil ile tapulu yere el atmanın önlenmesi taleplerinin birlikte inza edildiği davada, hak düşürücü süre ve elatmanın önlenmesi koşullarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinden itibaren on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davacıların tapulu taşınmazlarına davalı tarafından el atıldığının tespit edilmesi gözetilerek, yerel mahkemenin birleştirilen davayı kabulüne, asıl davayı ise reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta, asıl dava elatmanın önlenmesi, birleştirilen dava ise kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş, asıl dava davacısı-birleştirilen dava davalısı temyiz isteminde bulunmuştur. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl Davada Davacı-Birleştirilen Davada Davalılar ... ve ..., 15.08.2014 tarihli dava dilekçesinde, kendileri adına eşit paylı olarak tapuda kayıtlı olan 105 ada 5 parsel sayılı taşınmazın bir bölümüne yönelik ... isimli şahsın ihlalde bulunduğunu, bu hususta şagile yönelik haksız işgale son vermesi amacıyla ihtarname gönderdiklerini, buna rağmen taşınmaz bölümüne yönelik müdahalenin şagil tarafından devam ettirildiğini belirterek 105 ada 5 parselin işgal edilen bölümü üzerinde haksız el atmanın önlenmesini talep etmişlerdir.

Asıl Davada Davalı-Birleştirilen Davada Davacı ... 23.12.2015 tarihli dava dilekçesinde, kendisine ait 105 ada 17 parselin yüzölçümünün kadastro çalışmaları esnasında eksik tespit edildiğini, bu eksikliğin komşu 105 ada 5 parselin fazla yazılmasından kaynaklandığını, 105 ada 5 parselin bir bölümünün kendisine ait 105 ada 17 parselin devamı olduğunu belirterek çekişmeli 105 ada 5 parselin bir bölümünün tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Taraflar cevap dilekçelerinde; kendilerine yönelik açılan davaların reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davaların birleştirilmesi suretiyle yapılan yargılama sonucunda verilen 2014/326 Esas, 2016/262 Karar sayılı kararda, asıl davada istenen el atmanın önlenmesi talebinin reddine, birleştirilen dava davada istenen tapu iptali ve tescil istemine yönelik açılan davanın ise kabulü ile; çekişmeli 105 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 30.06.2015 tarihli teknik krokde (A) harfi ile işaretli ve kırmızı renk ile taralı olarak gösterilen 2.652,32 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile bu bölümün davacıya ait 105 ada 17 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi suretiyle İbrahin Köse adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Samsun 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yukarıda sözü edilen kararına karşı yasal süresi içerisinde Asıl Davada Davacı-Birleştirilen Davada Davalı ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Asıl Davada Davacı-Birleştirilen Davada Davalı, temyiz dilekçesinde, Mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğu belirtilerek, çekişmeli 105 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kendilerine ait olduğu ve davacının kendi parseline eklenmesi istediği bölüm üzerinde herhangi bir zilyetliğinin bulunmadığını, davacının 105 ada 17 parseli çapa dayalı satın aldığını, kendi adlarına tapuya kayıtlı olan taşınmazına yönelik haksız işgalin söz konusu olduğunu ancak Mahkemece delillerin takdirinde isabetsizlik yapıldığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl ve birleştirilen dosyadaki dava dilekçelerindeki açıklamalar ve iddiaların ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil ile tapulu yere el atmanın önlenmesine karar verilmesi isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Davacının müdahalenin önlenmesi ve kal talepleri bakımından davasının yasal dayanağı Anayasa'nın 35. ve 4721 s. TMK' nın 683. maddeleridir.

Anayasa'nın anılan maddesinde; "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmüne yer verilmiştir.

3.2.2. 4721 s. TMK' nın 683 maddesinde de; "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.

Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir." hükmüne yer verilmiştir.

Aynı kanunun 995. maddesinde ise; “İyiniyetli olmayan zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorundadır.

İyiniyetli olmayan zilyet, yaptığı giderlerden ancak hak sahibi için de zorunlu olanların tazmin edilmesini isteyebilir.

İyiniyetli olmayan zilyet, şeyi kime geri vereceğini bilmediği sürece ancak kusuruyla verdiği zararlardan sorumlu olur.” denilmiştir.

3.2.3. Buna göre malike mülkiyet hakkının sağladığı yetkilerin gereği gibi kullanılmasını önleyen ve üçüncü kişilerden gelen etkilere karşı korunma aracı olarak haksız el atmanın önlenmesi davası hakkı tanınmıştır.

3.2.4. Kadastro öncesi sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil davasına ilişkin ise, 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüştür. Söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Somut olayda, birleşen dosya bakımından; 1995 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında Samsun İli, Tekkeköy İlçesi, Başköy Mahallesi çalışma alanında bulunan dava konusu 105 ada 5 parsel sayılı 20.123,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı ve hibe nedeniyle eşit paylarla davalılar ... ve ... adına tespit ve tescil edilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 11.maddesi gereğince kadastro tutanağı 01.08.1995-31.08.1995 tarihleri arasında askı ilanına alınarak askı ilan süresi içerisinde dava açılmadığından kesinleştirilerek tespit malikleri adına tapuya tescil edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği tarih olan 01.09.1995 ile davanın açıldığı 23.12.2015 tarihi arasında 3402 sayılı yasanın 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği kuşkusuzdur. Bu durumda birleşen davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken esasa girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

3.3.2. El atmanın önlenmesi talepli asıl dosya bakımından ise; 29.06.2015 tarihli teknik krokiye göre asıl dosya davacıları adına eşit paylarla kayıtlı 105 ada 5 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan ve A harfi ile gösterilen 2.652,32 metrekarelik kısmın davalı kullanımında olduğu saptanmış olup, asıl dosya davacılarının mülkiyet hakkı karşısında davanın elatmanın önlenmesi yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi isabetsizdir.

V.SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; asıl dosya davacısı-birleştirilen dosya davalısı ... ve ... vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın istek halinde temyiz eden geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.10.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.