"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, çekişmeli taşınmazın zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalı, çekişmeli taşınmazın üzerinde kendi lehine eklemeli zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 14.12.2017 tarihli ve 2015/20751 Esas, 2017/8926 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 148 ada 93 parsel sayılı taşınmazda fen bilirkişisi ...'in 26.12.2014 tarihli rapor ve krokisinde A:53,36 ve B:1.207,57 metrekare olarak belirtilen yerler açısından davalı .... kızı, ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, (C) harfi ile belirtilen yere ilişkin açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 14.12.2017 tarihli, 2015/20751 Esas ve 2017/8926 karar sayılı kararıyla “davalı vekilinin çekişmeli taşınmazın bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerine yönelik temyiz itirazlarının reddi ile, davacı Hazine vekilinin bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz itirazlarının kabulüne; temyize konu (C) bölümü üzerinde tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları temin edilerek mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, bir jeodezi ve fotogrametri uzmanı ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişisi kurulu ile keşif icra edilmesi, hava fotoğrafları üzerinde jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişilere inceleme yaptırılması, zirai bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin toprak yapısı ile komşu parsellerin toprak yapısı mukayese edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz bölümlerinin tarıma elverişli olup olmadığı konusunda ayrıntılı rapor alınması” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 24.10.2019 tarihli ve 2018/86 Esas, 2019/160 Karar sayılı kararıyla, 13/12/2018 tarihli rapor ve krokisinde temyize konu (C) bölümü üzerinde davalı taraf yararına kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın reddine, aynı krokide (A) ve (B) bölümleri yönünden bozma öncesi gibi davanın kabulüne, ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı Hazine vekili, temyiz dilekçesinde, çekişmeli 148 ada 93 parsel sayılı taşınmazın teknik krokide (C) harfi ile gösterilen bölüm yönünden davalı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ve bu bölümün de devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kadastro sonucu Uzundere ilçesi, Çağlayan köyü çalışma alanında bulunan 148 ada 93 parsel sayılı 3.569,65 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz beyanlar hanesinde doğal sit alanı olduğu belirtilerek, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Taştan Özen adına tespit ve satış nedeniyle ... adına tescil edilmiştir
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde, ‘’Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ‘’ denilmiştir.
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde ise, ‘’ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” hükmüne yer verilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesindeki yazılı belgeler, mülkiyet belgesi olmayıp, ispat hukuku bakımından delil niteliği bulunan tasarruf belgeleridir. Kazanmayı sağlayan zilyetlik bakımından tek başına bir değer taşımazlar. Kazanma bakımından dayanılan vergi kaydının nazara alınması için vergi kaydı mükellefi ile zilyet arasında bağlantının kurulması gerekir. Zilyetlikle birleşmeyen vergi kaydına değer verilemez (Sapanoğlu, S: Zilyetlikten Kaynaklanan Tescil Davaları, Ankara 2013, s. 373-374, Özmen, İ. /Çorbalı, H.: 3402 Sayılı Kadastro Kanunu Şerhi, Ankara 1995, s. 434, 435). ‘’
6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, ‘’Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.’’ hükmüne haizdir.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV-3) numaralı bendinde yer verilen Yerel Mahkeme kararının gerekçesinde belirtilen yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunuun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.