Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5151 E. 2022/7116 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, dava dilekçesindeki eksiklikler nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacıya dava dilekçesindeki eksiklikleri gidermesi için yaptığı ihtarların usulüne uygun tebliğ edilmediği, davacının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği ve hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediği gözetilerek, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında davanın açılmamış sayılmasına ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ..., Sivas ili, .... ilçesi, ..... köyü çalışma alanında bulunan dava dışı 175 ada 43 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin muristen intikalen kendisi ve kardeşlerine ait olduğunu, bu taşınmazın yüz ölçümünün 9.000 metrekare olması gerekirken eksik tespit edildiğini, bu eksikliğin ...'nin maliki olduğu komşu parselde kaldığını ileri sürerek, davalılar adına olan tapunun iptali ile kendi adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Bir kısım davalılar cevap dilekçesinde, davacılara ait 175 ada 43 parselin elbirliği mülkiyeti ile kayıtlı olduğunu, davacının tek başına dava açma ehliyetinin bulunmadığını belirtip, aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 04.02.2013 tarihli ve 2012/255 Esas, 2013/23 Karar sayılı kararıyla, dava dilekçesinin netice ve talep kısmında dava konusu edilen taşınmazın belirtilmediği, davacıya bu eksikliği ikmal etmesi için verilen süreye rağmen eksikliğin giderilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı, temyiz dilekçesinde, Mahkemece verilen ara kararın açık ve net olmadığı, davacı tarafından ikmal edilmesi istenilen hususların usule uygun şekilde ihtar edilmediği ve böylece davacının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bilindiği üzere, hakimin davayı aydınlatma ödevini düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesinde, “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir." denilmektedir. Yine aynı Kanun'un dava dilekçesinin içeriğini düzenleyen 119/1. maddesinin e, g ve ğ bentlerine göre, dava dilekçesinde davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerinin, dayanılan hukuki sebeplerin ve açık bir şekilde talep sonucunun bulunması gerektiği belirtilmiştir.

3.2.2. Tebligat Kanunu'nun 10 uncu maddesinin birinci fıkrası gereğince tebligat, tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bununla birlikte, kendisine tebliğ yapılacak kişinin müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması mümkündür. 6099 sayılı Kanun'la bu maddeye eklenen ikinci fıkraya göre, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya herhangi bir nedenle tebligatın yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip tebligat buraya yapılacaktır.

3.2.3. Tebligat Kanunu'nun uygulanmasına dair yönetmeliğin 21. maddesi şöyledir: "(1) Tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişiler, herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğ, tüzel kişinin o yerdeki sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. (2) Ancak, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gereklidir. (3) Bu kişilerin de bulunmaması halinde, bu husus tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebliğ, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır.”

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Somut olayda, davacı tarafından ileri sürülen maddi vakıaların yeterince aydınlatılamadığı, dava konusu edilen taşınmazların tam anlamıyla tespit edilemediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesinde “Hakimin davayı aydınlatma ödevi” başlığı altında; “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

3.3.2. Yukarıda anılan yasal düzenleme karşısında somut olaya bakıldığında, mahkemece; davacının hangi taşınmazlar yönünden ne istediğinin tam ve şüpheye mahal bırakmayacak şekilde açıklattırılmadığı, bu hususta davacıya yapılan ihtaratların usule aykırı şekilde doğrudan mernis adresine tebliğe çıkarıldığı, böylece ara karar davacıya usulüne uygun tebliğ edilmeyerek davacının hakkının kısıtlandığı anlaşılmış; öte yandan davacının dava dilekçesinin açıklama bölümünde, çekişmeye konu olan kısmın kendisi ve diğer kardeşlerinin de malik olduğu 175 ada 43 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi talebiyle tüm malikler adına tescilini talep ettiği, ancak sonuç kısmında çekişmeli bölümün kendi adına tescilini talep ederek çelişki yaratılmış olmasına rağmen maddi gerçeğe ulaşılması ve sağlıklı bir yargılama yapılabilmesi için davacı talepleri tespit edilmeden karar verildiği görülmüştür. 3.3.3. O halde Mahkemece; 6100 sayılı HMK’nın 119/1. maddesinde, dava dilekçesinde belirtilmesi zorunlu unsurların sayıldığı, davalının ad ve soyadı ile adresinin zorunlu unsur olarak gösterildiği, aynı maddenin 2. fıkrasında ise buna uyulmamasının müeyyidesinin belirtildiği, 6100 sayılı Kanun'un 119/2. maddesi hükmünün uygulanmasının kamu düzenine ilişkin emredici nitelikte bir usul kuralı olduğu, mahkemece, bu usul kuralı çerçevesinde davacı tarafa davalıların adreslerini ve çekişme konusu yaptığı parselleri bildirmesi için kesin süre verilmesi ve bu ihtaratın davacıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesinin akabinde, HMK'nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında davacının dava dilekçesinde dava konusu taşınmaz bölümünün tüm paydaşlar adına mı tescilini istediği yoksa kendi adına mı tescilini istediği hususları ve kendi adına tescil istediği takdirde davacıdan çekişme konusu yapılan taşınmaz bölümünün kimden intikal ettiği hangi nedenle (taksim, satış, hibe vb.) adına tescilini istediği açıklattırılmalı, var ise iddiaya ilişkin delilleri toplanmalı, toplanan ve toplanacak deliller değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.

V. SONUÇ:

Davacı vekilinin değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, alınan peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 31/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.