Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5160 E. 2022/7490 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki bir nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanağının kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : PAZAR(RİZE) 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacıların istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili, 1984 yılında davacıların murisi... ile...,...,..., arasında "sözleşmedir" başlıklı belge tanzim edildiğini, sözleşme ekinde fen memuru ...tarafından hazırlanan 04/11/1984 tarihli krokinin bulunduğunu, buna göre 152 ada 2 parsel sayılı taşınmazın, sözleşmede yer alan isimlere verilmesi/trampa edilmesi karşılığı, yine aynı haritada gösterilen taralı alanın yol olarak ve kullanımı taraflara münhasır olarak tapuya kaydının yapılacağı/tescil harici bırakılacağının kararlaştırıldığını, sözleşmenin yapıldığı tarihte yolun açıldığı ve kullanılmaya devam edildiğini, kaldı ki yolun zeminde halen mevcut olduğunu, buna rağmen sözleşmede yol olarak ihdası kararlaştırılan alanın, kadastro çalışmaları esnasında davalılar murisi adına kayıtlı 16 parselin bir kısmını da alarak 152 ada 2 parsel sayılı taşınmaza dahil edilerek tescilin gerçekleştiğini, ancak sözleşmede taraf ....'ün ve ....'ın vefat ettikleri ve vefatlarından önce 151 ada 2 parseldeki hisselerinin ....oğlu ...'a satıldığını, benzer durumun .... için de geçerli olduğunu, dava konusu olayda muristen intikal eden taşınmazlarda davacıların miras hissesi oranında hak sahibi olması gerekirken tespit tutanağında davacılara pay verilmediğini, bu nedenle iştirak halindeki taşınmazlardan davacılara düşecek miras hissesi oranında tescil talep etmekte haklarının bulunduğunu ileri sürerek 151 ada 17 parsel ile 151 ada 26 parsel arasında kalan ve 2 nolu parsele ilave edilen, fen memuru ...tarafından hazırlanan 04/11/1984 tarihli krokide taralı kısmın tapusunun iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; açılan davanın 3402 sayılı Kanun'un 12. maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin dolmasından sonra açıldığını, 1984 yılında akdedilen ve aynı yıl ifa edilen sözleşmenin 35 yıl sonra uyuşmazlığa konu edilemeyeceğini, açılan davanın husumet yönünden de reddi gerektiğini, 03/11/1984 tarihli sözleşmenin trampa sözleşmesi olması ve trampa edilen taşınmazların taraflar adına kadastro işlemi ile tespit edilmesi nedeniyle davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yasal süresi içerisinde davacılar vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili, davada konu edilen taşınmazın yolsuz surette iktisap edildiğini, eldeki davanın yolsuz tescile dayalı tapu iptal davası olduğunu, 766 sayılı Yasa'nın 46/2 ve 3402 sayılı Yasa'nın 22/1. maddeleri gereğince yapılan kadastronun yolsuz (TMK.1025.m.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağını ve TMK'nın 1026. maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edilebileceğini, davanın, çekişme konusu taşınmaz kaydının davalı taraf adına oluşumunun illetten yoksun olduğunu, bu nedenle yolsuz tescil niteliğinde bulunduğunu beyan ederek İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 15.09.2020 tarihli ve 2020/356 Esas ve 2020/317 Karar sayılı kararıyla, davanın açıldığı tarih itibariyle, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b/1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar vermiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin yukarıda sözü edilen kararına karşı yasal süresi içerisinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili, temyiz dilekçesinde, bu davada hak düşürücü sürenin uygulama olanağının bulunmadığını, davanın yolsuz tescilden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davası olduğunu, kadastrodan önceki sebeplere dayalı dava açmalarının söz konusu olmadığını belirterek Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin kararının bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı olarak genel mahkemede açılmış tapu iptali ile yol olarak terkin edilmesi istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.

3.3.2. Somut olayda, 151 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği tarih olan 08.12.1992 ile davanın açıldığı 16.07.2019 tarihi arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde belirlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği kuşkusuzdur.

3.3.3. Dosya içeriğine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre, (IV/3.) numaralı paragrafta belirtilen Bölge Adliye Mahkemesi kararı yerinde bulunmaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacıların temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, dosyanın Pazar(Rize) 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 14/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.