"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satın almaya dayanarak Hazine adına kayıtlı 138 ada 144 ve 145 parsel sayılı taşınmazların tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 31/03/2016 tarihli ve 2010/211 Esas, 2016/264 Karar sayılı kararıyla, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle çekişmeli 138 ada 144 ve 145 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan 16. Hukuk) Dairesinin 14.06.2019 tarihli ve 2016/10304 Esas, 2019/4406 Karar sayılı kararıyla; “...jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, 1954 yılı hava fotoğraflarına göre çekişmeli taşınmazların boş ve doğal görünümde oldukları, sabit sınırlarının bulunmadığı ve çekişmeli taşınmazlar üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyet yapılmadığının belirtildiği, dolayısıyla, davacı taraf yararına Hazine tapusunun oluştuğu 1962 yılı itibariyle 3402 sayılı Yasa’nın 14 ve 46/1. maddesinde yazılı zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığı, bu sebeple Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 24.09.2020 tarihli ve 2019/667 Esas, 2020/339 Karar sayılı kararıyla, Yargıtay bozma kararı doğrultusunda dava konusu taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşulları oluşmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, temyiz dilekçesinde; çekişmeli taşınmazlar üzerinde uzun yıllardır davacının zilyetliğinin olduğunu, Mahkemece delillerin toplanmadığını ve bu sebeple mülkiyet hakkının ihlal edildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucunda Kocasinan ilçesi, Eskiömerler köyü çalışma alanında bulunan 138 ada 144 ve 145 parsel sayılı 8.862,64 ve 10.391,03 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, 4753 sayılı Yasa uyarınca oluşan tapu kaydına dayanılarak Hazine adına tespit ve tescil edilmişlerdir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "–Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere göre, hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.