"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : AKKUŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda başvurunun esastan reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde, Ordu ili, .... ilçesi, ...... köyü hudutları dahilinde bulunan 226 ada 70 no.lu parselin ahşap ev ve tarla, 238 ada 3 no.lu parselin tarla, 320 ada 3 no.lu parselin bahçe, 221 ada 10 no.lu parselin ise tarla vasfıyla davalı ... adına kayıtlı olduğunu, dava konusu edilen tüm parsellerin müvekkilinin mirasbırakanı...'tan intikal ettiğini, taşınmazların taksime tabi tutulmadığını belirterek; dava konusu olan parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile verasetteki paylar oranında adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların 16 Haziran 1983 tarihli düzenleme şeklinde ölünceye kadar bakma vaadi sözleşmesi gereğince davalıya temlik edildiğini, 17 Haziran 1983 tarihinde tapuda temlik işleminin gerçekleştiğini, bu tarihten beri davacının zilyetliğinde olduğunu, 221 ada 10 parsel sayılı taşınmazın ise davalıya ait olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Akkuş Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/02/2020 tarihli ve 2017/237 E., 2020 /40 K. sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı, taraf tanıkları ve mahalli bilirkişi beyanları bir bütün olarak incelendiğinde; dava konusu taşınmazların ortak muris...'tan kaldığı, bu taşınmazları sağlığında kendisine bakan ve nüfus kayıtlarına göre oğlu olarak görünen davalı...'a ölünceye kadar bakma sözleşmesine binaen devrettiği, yörede yapılan kadastro tesis çalışmaları sırasında taşınmazların malik sıfatıyla zilyet olan davalı adına tespit ve tescil edildiği anlaşıldığından, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Akkuş Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
2.1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; bakım sözleşmesinin tamamen mal kaçırmak için yapılan muvazaalı bir işlem olduğunu, sözleşmeyi kabul etmediğini, Mahkemenin bu sözleşmeyi kabul etmesi halinde sözleşmede iki parça taşınmazdan bahsedildiğini, davaya konu dört taşınmazın bulunduğunu, müvekkilin ve diğer mirasçıların ölünceye kadar bakım sözleşmesinden haberleri olmadığını, sözleşmenin kötü niyetle yapıldığını, dava konusu edilen tüm parsellerin mirasbırakan...'tan intikal ettiğini, tüm mirasçıların payları oranında taşınmazlarda hakkı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2.2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazların davalıya ölünceye kadar bakma akdi gereğince intikal ettiği ve bu durumun dosya kapsamındaki delillerle ispat edildiğini, davacı tarafça ölünceye kadar bakma akdinin usulüne uygun olmadığı ve muvazaalı olduğunun iddia edildiğini, dilekçeler aşamasında cevap dilekçesi ile sözleşmenin varlığı açıkça ortaya konulmasına rağmen davacı tarafından cevaba cevap dilekçesi verilmemiş olması nedeniyle söz konusu sözleşmeye karşı muvazaa iddialarının da incelemeye dahi alınamayacağını, ölünceye kadar bakma akdinde herhangi bir muvazaanın söz konusu olmadığını belirterek, söz konusu kararın vekalet ücreti yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 13/11/2020 tarihli ve 2020/769 E., 2020/1364 K. sayılı kararıyla; dosya içeriğine kararın dayandığı gerekçeye, davalı tarafından sunulan tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazlara ait olmadığı hususunda davacı tarafından herhangi bir itirazda bulunulmamasına, çekişmeli taşınmazların ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davalıya kaldığının, davalının da ölünceye kadar bakma sözleşmesindeki bakma edimini yerine getirdiğinin tüm dosya kapsamından anlaşılmasına, dava konusu değerin (201.997,83 TL) davacıya düşen pay (64/8) üzerinden hesaplandığında, davalıya verilen 3.400 TL vekalet ücretinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... vekili ve davacı ... vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereği ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK'nın;
119/1. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"Dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur:
...
g) Dayanılan hukuki sebepler.
..."
140/3. maddesi şöyledir:
“…Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür...”
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Bilindiği üzere hukuki sebepleri belirtmek 6100 sayılı HMK'nın 119/1-g maddesi gereğince davacıya aittir. Diğer yandan ...nın 140/3 maddesi gereğince ön inceleme tutanağında tarafların anlaşamadıkları hususların neler olduğu açıkça belirlenip, tutanağın altının taraflarca imzalanacağı ve bu tutanak esas alınmak suretiyle tahkikatın yürütüleceği kabul edilmiştir.
Ne var ki; Mahkeme ön inceleme duruşmasında davanın hukuki sebebi tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmediği gibi, gerekçeli kararda da kadastro öncesi hukuki sebep yanında ölünceye kadar bakım aktinden söz edilmiş, kararın temyizinde ise davacı tarafından muris muvazaasından bahsedilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, muris muvazaasına dayanıldığının anlaşılması halinde, asıl olanın tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanması olacağı unutulmamalıdır (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunu değil de bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
3.3.2. Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilke ve düzenlemeler gözetilmek suretiyle öncelikle davanın hukuki sebebinin açıkça belirlenmesi, bundan sonra belirlenen hukuki sebep çerçevesinde taraf delilleri toplanıp tüm dosya içeriği ile birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar gözetilmeden eksik inceleme neticesinde karar verilmesi isabetsizdir.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin değinilen yönden yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 HMK'nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Akkuş Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 07/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.