"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili istekli davada, bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne dair verilen karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, süresi içerisinde verildiği anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü;
I. DAVA
Davacı ... Kahramanmaraş ili, .... ilçesi, .... köyü kadastro çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan sınırlarını dava dilekçesinde belirttiği çekişmeli taşınmazın imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak adına tescili istemiyle dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalı ... vekili yargılamanın oturumlarında taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili 6360 sayılı yasanın amir hükümleri uyarınca müvekkili idarenin husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur
III. MAHKEME KARARI
Kahramanmaraş 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.11.2015 tarihli, 2014/597 Esas 2015/778 Karar sayılı kararıyla, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne; fen bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor ve haritada (A) harfi ile gösterilen 3.354,59 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın ev ve bahçe niteliği ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin bahsi geçen kararı süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi 13.02.2019 tarihinde verdiği 2016/1580 Esas 2019/942 Karar sayılı kararı ile: "6360 sayılı Kanun'un hükümleri uyarınca, çekişmeli taşınmaz bölümünün bulunduğu Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin sınırlarının il mülki sınırları olarak belirlenmiş olması büyükşehir belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliğinin kaldırılarak köyler mahalle olarak, belde belediyeleri ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmış olmaları nedeniyle büyükşehir belediyeleri tescil davalarında yasal hasım sıfatını kazandıklarından, Dulkadiroğlu İlçe Belediye Başkanlığının yanında Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığının da davada yer alması gerektiği halde bu yönün göz ardı edilmesi suretiyle taraf teşkili tamamlanmadan karar verildiği hususuna" değinerek yerel mahkeme kararının bozulmasına hükmetmiştir.
3.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Kahramanmaraş 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.10.2020 tarihli 2020/76 Esas, 2020/191 Karar sayılı kararı ile, taraf teşkili sağlanmak suretiyle yapılan yargılama sonunda davacı yararına iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 22.06.2015 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile belirtilen 3.354,59 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda bahsi geçen kararına karşı süresi içerisinde davalı ... vekili tarafından temyiz isteğinde bulunulmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda mahkemece alınan bilirkişi raporlarının ve yapılan incelemenin yetersiz olduğu, davacı yararına imar ihya suretiyle mülk edinme koşullarının somut olayda gerçekleşmediği halde esasa etkili delillerin toplanmadan sonuca gidildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın davacı adına tescili isteğine ilişkindir.
6.2 İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinin birinci fıkrası, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesinin birinci fıkrası, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dava, 4721 sayılı TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, hükme esas alınan fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen taşınmaz üzerinde davacı lehine Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddesinde belirtilen zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır.
6.3.2. Bilindiği üzere terk edilmiş dere yatakları, kayalık, taşlık, yol ve yol boşluğu gibi taşınmazlar, ancak imar-ihya yolu ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi uyarınca iktisap edilebilirken; ham toprak, hali arazi, köy boşluğu gibi basit ameliye ile zilyet edilebilecek yerler ise aynı Yasanın 14. maddesi gereğince iktisap edilebilir. Ne var ki bir taşınmazın hangi suretle iktisap edileceğinin belirlenmesi öncelikle o yerin kadastro sırasında hangi nedenle tespit harici bırakıldığının yani taşınmazın öncesi itibariyle hangi nitelikte olduğunun tayin edilmesi gerekmektedir. Somut olayda çekişmeli taşınmazın yörede yapılan kadastro sırasında hangi nedenle tescil harici bırakıldığı araştırılmamış, taşınmazın imar planı kapsamına alınıp alınmadığı, alınmış ise imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiği tam ve kati suretle sorulup saptanmamış, zilyetlik süresinin belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğraflarından yöntemine uygun şekilde yararlanılmamış, hava fotoğraflarının jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi tarafından stereoskopik aletle incelenmesi gerektiği halde, hava fotoğrafı incelemesi, zilyetlik süresini tespite elverişli olmayan tarihlere ait hava fotoğrafları üzerinde monoskopik biçimde yapılmış, ayrıca ziraat mühendisi bilirkişi raporunda sayım ve dökümü yapılan çekişmeli taşınmaz üzerinde yer alan ağaçların yaşları itibariyle zilyetlikle iktisap süresini ispata elverişli olmadığı anlaşıldığı halde çekişmeli yerin evveliyatı, kullanım süresi, niteliği ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığı hususlarına ilişkin açıklama içermeyen yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemektedir.
6.3.3. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, taşınmazın hangi tarihte ve hangi nedenle tescil harici bırakıldığı Kadastro Müdürlüğünden, imar planı kapsamında kalıp kalmadığı fen bilirkişi tarafından düzenlenen kroki eklenmek suretiyle ilgili belediyelerden sorularak belirlenmeli ve imar planı kapsamında kaldığının anlaşılması halinde imar planının onaylı bir örneği dosyaya getirtilmeli, taşınmaz imar planı kapsamında ise imar planının onay tarihinden, değilse dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin en az 3 adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğünden getirtilmeli, ayrıca bulunabilecek en eski tarihli yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları da celp edilerek dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak bu keşifte taşınmazın önceki niteliği tespit edilerek, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde, taşınmaz üzerine yapı inşa etmenin imar-ihya anlamına gelmeyeceği, ancak önceki keşifte dava konusu taşınmazın ev ve bahçesi olarak kullanıldığının belirtildiği dikkate alınarak, dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı ve kullanımın imar-ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren 20 yıla ulaşıp ulaşmadığı, taşınmazın kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, taşınmaz bölümü üzerinde sürdürülen zilyetliğin mevcut olup olmadığı ve mevcut ise imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar zilyetliğin hangi tasarrufla sürdürüldüğü hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli, dava konusu taşınmazı komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor düzenlettirilmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihyaya konu edilmişse imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını içerir, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının ve eski tarihli uydu fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, çekişmeli taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, öncesi itibariyle hangi nitelikte olduğunu, imar-ihyası tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmazda sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlemesi istenilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmüştür.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.