Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5221 E. 2022/8389 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili istemiyle açılan davada, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın kadastro sırasında hangi nedenle tespit harici bırakıldığı, imar planı durumu, zilyetlik süresi gibi hususların yeterince araştırılmaması, hava fotoğraflarının uzman olmayan bilirkişi tarafından incelenmesi ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili istekli davada, bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne dair verilen karar, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla süresi içerisinde verildiği anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü;

I. DAVA

Davacı ..., Kahramanmaraş ili, .... ilçesi, .... köyü kadastro çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan sınırlarını dava dilekçesinde belirttiği çekişmeli taşınmazın imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak adına tescili istemiyle dava açmıştır.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, yargılamanın oturumlarında taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... vekili, 6360 sayılı Yasa'nın amir hükümleri uyarınca müvekkili idarenin husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur

III. MAHKEME KARARI

Kahramanmaraş 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/12/2013 tarihli 2013/272 Esas 2013/825 Karar sayılı kararıyla, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne; fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 28.06.2013 tarihli rapor ve haritada (A) harfi ile gösterilen 1.302,88 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın ev ve bahçe niteliği ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin bahsi geçen kararı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Birinci Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 10.11.2014 tarihinde verdiği 2014/12788 Esas 2014/12601 Karar sayılı kararı ile: "Kadastro Müdürlüğünden gönderilen 09.05.2013 tarihli yazı ve ekindeki haritada tescili istenen taşınmazın komşu 388 ve 73 parsel sayılı taşınmazlarla mükerrerlik teşkil ettiği bildirildiği halde, taşınmaz başında yapılan keşif sonucu fen bilirkişisi Ural Ay tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan 28.06.2013 tarihli raporda mükerrerlik hususundan bahsedilmediği gibi eki haritanında çekişmeli taşınmazın kadastro paftası üzerinde çevresindeki taşınmazlarla birlikte gösterecek şekilde dahi düzenlenmediği belirtilerek, bu çelişki giderilmeksizin ve yeterli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin isabetsiz olduğuna " değinerek yerel mahkeme kararının bozulmasına hükmetmiştir.

3.İlk Derece Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Kahramanmaraş 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/01/2016 tarihli 2015/818 Esas 2016/12 Karar sayılı kararı ile, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında .... mahallesinin .... ilçesine bağlanması nedeniyle yetkisizlik kararı verilerek dava dosyası Kahramanmaraş Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, öte yandan 6360 sayılı Yasa gereğince tüzel kişiliği kaldırılan köy yerine ... davaya dahil edilmiş olup, yapılan yargılama neticesinde davacı yararına iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 28.06.2013 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile belirtilen 1.302,88 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Kahramanmaraş 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda anılan kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

5. İkinci Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 17.12.2019 tarihinde verdiği 2016/14291 Esas 2019/8628 Karar sayılı kararı ile: 6360 sayılı Kanun'un hükümleri uyarınca, çekişmeli taşınmaz bölümünün bulunduğu Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin sınırlarının il mülki sınırları olarak belirlenmiş olması büyükşehir belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliğinin kaldırılarak köyler mahalle olarak, belde belediyeleri ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmış olmaları nedeniyle büyükşehir belediyeleri tescil davalarında yasal hasım sıfatını kazandıklarından, Dulkadiroğlu İlçe Belediye Başkanlığının yanında Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanlığının da davada yer alması gerektiği halde bu yönün göz ardı edilmesi suretiyle taraf teşkili tamamlanmadan karar verildiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına hükmetmiştir.

6.İlk Derece Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Kahramanmaraş 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.10.2020 tarihli 2020/76 Esas, 2020/191 Karar sayılı kararı ile, taraf teşkili sağlanmak suretiyle yapılan yargılama sonunda davacı yararına iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 28.06.2013 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile belirtilen 1.302,88 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

7. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda bahsi geçen kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteğinde bulunulmuştur.

8. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda mahkemece alınan bilirkişi raporlarının ve yapılan incelemenin yetersiz olduğu, davacı yararına imar-ihya suretiyle mülk edinme koşullarının somut olayda gerçekleşmediği halde esasa etkili deliller toplanmadan sonuca gidildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın davacı adına tescili isteğine ilişkindir.

9.2 İlgili Hukuk

9.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

9.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinin birinci fıkrası, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

9.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesinin birinci fıkrası, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.

9.3. Değerlendirme

9.3.1. Dava, 4721 sayılı TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, hükme esas alınan fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen taşınmaz üzerinde, davacı lehine, Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddesinde belirtilen zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır.

9.3.2. Bilindiği üzere terk edilmiş dere yatakları, kayalık, taşlık, yol ve yol boşluğu gibi taşınmazlar, ancak imar-ihya yolu ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca iktisap edilebilirken; ham toprak, hali arazi, köy boşluğu gibi basit ameliye ile zilyet edilebilecek yerler ise aynı Yasa'nın 14. maddesi gereğince iktisap edilebilir. Ne var ki bir taşınmazın hangi suretle iktisap edileceğinin belirlenmesi öncelikle o yerin kadastro sırasında hangi nedenle tespit harici bırakıldığının yani taşınmazın öncesi itibariyle hangi nitelikte olduğunun tayin edilmesi gerekmektedir. Somut olayda çekişmeli taşınmazın yörede yapılan kadastro sırasında hangi nedenle tescil harici bırakıldığı araştırılmamış, taşınmazın imar planı kapsamına alınıp alınmadığı, alınmış ise imar planının hangi tarihte onaylanarak kesinleştiği sorulup saptanmamış, zilyetlik süresinin belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğraflarından yöntemine uygun şekilde yararlanılmamış, hava fotoğraflarının jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi tarafından stereoskopik aletle incelenmesi gerektiği halde, hava fotoğrafı incelemesi, bu konuda ehliyeti olmayan orman mühendisi tarafından yapılmış, bu bilirkişi tarafından düzenlenen raporda zilyetlik süresini tespite elverişli olmayan 1950 ve 1999 tarihlerine ait hava fotoğrafları üzerinde, monoskopik biçimde inceleme yapıldığı, raporda yalnızca taşınmazın orman vasfında olup olmadığı yönü üzerinde durulduğu halde bu rapora itibar edilmiş, öte yandan çekişmeli yerin evveliyatı, kullanım süresi, niteliği ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığı hususlarına ilişkin açıklama içermeyen yetersiz bilirkişi (jeoloji, orman ve ziraat) raporuna dayanılarak hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmemektedir.

9.3.3. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, taşınmazın hangi tarihte ve hangi nedenle tescil harici bırakıldığı Kadastro Müdürlüğünden, imar planı kapsamında kalıp kalmadığı ilgili belediyelerden sorularak belirlenmeli ve imar planı kapsamında kaldığının anlaşılması halinde imar planının onaylı bir örneği dosyaya getirtilmeli, taşınmaz bölümü imar planı kapsamında ise imar planının onay tarihinden, değilse dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin en az 3 adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğünden getirtilmeli, ayrıca bulunabilecek en eski tarihli yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları da celp edilerek dosya keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak bu keşifte taşınmazın önceki niteliği tespit edilerek, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde, taşınmaz üzerine yapı inşa etmenin imar-ihya anlamına gelmeyeceği, ancak önceki keşifte dava konusu taşınmazın ev ve bahçesi olarak kullanıldığının belirtildiği dikkate alınarak, dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı ve kullanımın imar-ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren 20 yıla ulaşıp ulaşmadığı, taşınmazın kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, taşınmaz bölümü üzerinde sürdürülen zilyetliğin mevcut olup olmadığı ve mevcut ise imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar zilyetliğin hangi tasarrufla sürdürüldüğü hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli, dava konusu taşınmazı komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor düzenlettirilmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, üzerindeki bitki örtüsünü, imar-ihyaya konu edilmişse imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını içerir, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının ve eski tarihli uydu fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, çekişmeli taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, öncesi itibariyle hangi nitelikte olduğunu, imar-ihyası tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmazda sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlemesi istenilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmüştür.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.