"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın açılmamış sayılmasına ilişkin karar davacı tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;
I. DAVA
Davacı dilekçesinde; kadastro sonucu .... İlçesi, .... Köyü çalışma alanında bulunan 114 ada 178 parsel sayılı 3.236,93 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, aynı çalışma alanında bulunan ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tespit ve tescil edilen 114 ada 177 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün ise eksik tespit edildiğini ileri sürerek 114 ada 178 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile kendi adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı tarafından cevap dilekçesi verilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Tavşanlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/10/2014 tarihli ve 2014/1028 E. 2014/677 K. sayılı kararıyla; dosyaya celbedilen tutanaklar uyarınca kadastronun kesinleştiği 2006 yılından dava tarihine kadar geçen 8 yıllık süreçte hak arama yoluna başvurulmadığı, kadastronun kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin de dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuran
Tavşanlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/10/2014 tarihli ve 2014/1028 E. 2014/677 K. sayılı kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 23/01/2019 tarihli ve 2014/1028 E. 2014/677 K. sayılı kararında; davacı ...'un dava dilekçesi içeriğine göre dava, kadastro tespitinden önceki hukuki sebebe (zilyetliğe) dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, çekişmeli 114 ada 178 sayılı parselin kadastro tespitinin kesinleştiği 30.05.2006 tarihi ile davanın açıldığı 05.09.2014 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süre geçmediğine göre mahkemece işin esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemece Bozma Kararı Sonucu Verilen Karar
Mahkemenin 24/12/2020 tarihli ve 2019/1639 E. 2020/522 K. sayılı kararıyla; 24/09/2020 tarihinde takipsiz bırakılan dosyanın işlemden kaldırıldığı yasal 3 aylık süre içerisinde dosyanın yeniden işleme alınması için müracaat edilmediği gerekçesiyle, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
4. Bozma Kararına Sonucu Verilen Karara Karşı Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı temyiz dilekçesinde; her ne kadar duruşma günü kendisine tebliğ edilmiş ise de verilen duruşma gününün 24/09/2020 günü olduğu, dünya çapında etkisi devam eden covid-19, yaşlılığı ve hastalığı sebebi ile dışarıya çıkamadığı için duruşmaya katılamadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro tespitinden önceki hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun;
14. maddesinin birinci fıkrası şöyledir; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
17. maddesinin birinci fıkrası şöyledir; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’
6.2.3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 150. maddesinin (1) ve (5) numaralı fıkraları sırasıyla şöyledir; “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.”
“İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.”
7. Değerlendirme
Somut olayda üçüncü duruşma için davacı tarafa usulüne uygun duruşma gün ve saatini bildirir tebligat yapılmasına rağmen, davacının mazeretsiz olarak duruşmaya katılmadığı ve HMK'nın 150/1. maddesi gereği dava dosyasının 24/09/2020 tarihinde işlemden kaldırıldığı ve üç aylık yasal süre içerisinde başvuru yapılmadığı anlaşıldığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.