Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5246 E. 2022/7639 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmaz üzerinde davacının zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmaz üzerinde otuz beş yıldan uzun süredir nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla zilyetliğini koruduğu ve bu durumun kazandırıcı zamanaşımı ile mülkiyet hakkı kazanmaya yeterli olduğu gözetilerek, mahkemenin tapu iptali ve tesciline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında bozma kararına uyularak verilen davanın kabulüne ilişkin karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, davalı Hazine adına tespit ve tescil edilen 192 ada 20 parsel sayılı taşınmazın 1978 yılında babası tarafından üçüncü kişiden satın alınarak zilyet ve tasarruf edilmekte iken bilahare zilyetliğinin kendisine devredildiğini, halen de kendi zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek, taşınmazın tapusunun iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 15.07.2015 tarihli ve 2014/634 Esas, 2015/304 Karar sayılı kararıyla davacının dayandığı satış senedinde yalnızca mevki isminin yazılı olduğu, senette geçen vergi kayıtlarının bulunamadığı, böylece davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.03.2016 tarihli, 2015/15156 Esas ve 2016/3440 Karar sayılı kararıyla; “3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun keşfen saptanması gerektiği” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 04.03.2020 tarihli ve 2016/174 Esas, 2020/132 Karar sayılı kararıyla, dava konusu yerin 35 yıl önce davacının murisi tarafından satın alındığı ve murisin ölümünden sonra davacı tarafça kullanıldığı, halen davacı tarafın hüküm ve tasarrufunda olduğu, davacının davaya konu yere en az 35 yılı aşkın nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla eklemeli zilyet olduğu, böylece davacı taraf yararına kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli 192 ada 20 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaliyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili, temyiz dilekçesinde, çekişmeli 192 ada 20 parsel sayılı taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu ve davacı lehine iktisap koşullarının oluşmadığını, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını ve Hazinenin harçtan muaf olduğu gözetilmeksizin aleyhine harca hükmedildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır.

Kadastro sonucunda Çağlayan köyü çalışma alanında bulunan 192 ada 20 parsel sayılı 2.083,71 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz maliki kim olduğu bilinemediğinden fındıklık ve çalılık niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesindeki yazılı belgeler, mülkiyet belgesi olmayıp, ispat hukuku bakımından delil niteliği bulunan tasarruf belgeleridir. Kazanmayı sağlayan zilyetlik bakımından tek başına bir değer taşımazlar. Kazanma bakımından dayanılan vergi kaydının nazara alınması için vergi kaydı mükellefi ile zilyet arasında bağlantının kurulması gerekir. Zilyetlikle birleşmeyen vergi kaydına değer verilemez (Sapanoğlu, S: Zilyetlikten Kaynaklanan Tescil Davaları, Ankara 2013, s. 373-374, Özmen, İ. /Çorbalı, H.: 3402 Sayılı Kadastro Kanunu Şerhi, Ankara 1995, s. 434, 435).

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca araştırma ve inceleme yapılarak (IV/3.) numaralı paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.