"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemine ilişkin açılan davadan dolayı, Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin verilen karar süresi içinde asli müdahale talebinde bulunanlar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; muris ...'un 1975 yılında vefat etmesi nedeniyle amcaları ... ve ... tarafından tarlaların yedi kardeşe taksim edildiğini, ..... köyünde bulunan 168 no.lu parselin taksim sonucu ..., ... ile ...mirasçılarına, 106 ada 8 parselin ... ile ...'e, 101 ada 85 parselin ... ile ...mirasçılarına isabet ettiğini, ancak bu taksime uygun tespit ve tescil yapılmadığını, oysa taksimden bu yana her bir mirasçının kendisine düşen tarlayı kullandığını, taksime dair sözleşmeler ve köy defterinde kayıtların mevcut olmasına rağmen, kadastro çalışmaları sırasında mirasçıların köy dışında olmasından dolayı yanlış kayıtların yapıldığını belirterek tapu kayıtlarının düzeltilmesini, taşınmazların hak sahipleri adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaları kabul etmediğini, davacının iddia ettiği taşınmazların annesi ... ve babası ...’a ait olduğunu, davacının kendi hissesi dışında başka hissesinin bulunmadığını belirterek, davanın reddi talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.11.2015 tarihli ve 2013/271 E., 2015/514 K. sayılı kararıyla; mahalli bilirkişi ve tanık beyanları, bilirkişi raporları, mahallinde yapılan keşif ve dosyaya sunulan taksim sözleşmelerinden mirasçılar arasında geçerli bir taksim sözleşmesi olduğu ve fiili kullanımın da buna uygun olduğu anlaşıldığından, davanın kabulüne; Kocasinan ilçesi ..... köyünde bulunan 112 ada 68 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 36/12 hissesinin davacı ... adına, 36/12 hissesinin ... adına, 36/2 hissesinin ... adına, 36/2 hissesinin ........ adına, 36/2 hissesinin ... adına, 36/2 hissesinin ... adına, 36/2 hissesinin....... (....) adına, 36/2 hissesinin ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 106 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 1/2 hissesinin davacı ... adına, 1/2 hissesinin ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 101 ada 85 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 24/12 hissesinin ... adına, 24/2 hissesinin ... adına, 24/2 hissesinin ... ...... adına, 24/2 hissesinin ... adına, 24/2 hissesinin ... adına, 24/2 hissesinin Selda Yağmur (Göveç) adına, 24/2 hissesinin ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 28.05.2019 tarihli 2016/8503 E., 2019/3982 K. sayılı kararıyla, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, hükme yönelen sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, ne var ki; lehine hüküm tesis edilen ..., ...mirasçıları ve ... tarafından çekişmeli parsellere ilişkin olarak yöntemince açılan bir dava bulunmadığı gibi eldeki davaya usulünce bir müdahaleleri de bulunmadığına göre; çekişmeli taşınmazlarda taksimen davacıya isabet ettiği belirlenen paylarla sınırlı olarak davacı yönünden kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava açmayan paydaşlar ve/veya mirasçıları adına da hüküm tesisi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma kararı sonrasında ...mirasçıları 21.01.2020 havale tarihli dilekçe ile çekişmeli 101 ada 85 ve 112 ada 68 parsel sayılı taşınmazlar yönünden asli müdahale talebinde bulunmuşlardır.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.09.2020 tarihli ve 2019/525 E., 2020/304 K. sayılı kararıyla; bozma kararından sonra davalılardan ....,...,...ve ...... vekili 21.01.2020 havale tarihli dilekçesi ile asli müdahale talebinde bulunduğu asli müdahale başlıklı HMK' nın 65/1. maddesinin "Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir." hükmünü içerdiği, anılan yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere üçüncü kişinin yani davanın tarafı olmayan kişilerin asli müdahale talebinde bulunabileceği bu nedenle bir kısım davalılar vekilinin asli müdahillik talebinin usulden reddine karar verildiği belirtilerek, davanın kabulüne, Kocasinan ilçesi ..... Mahallesinde bulunan 112 ada 68 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı 36 pay kabul edilerek 12/36 hisseye ilişkin tapu kaydının iptaline davacı adına kayıt ve tesciline; 106 ada, 8 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı 2 pay kabul edilerek 1/2 hisseye ilişin tapu kaydının iptaline davacı adına kayıt ve tesciline, 101 ada, 85 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı 24 pay kabul edilerek 12/24 hisseye ilişkin tapu kaydının iptaline, davacı adına kayıt ve tesciline, asli müdahillik talebinin usulden reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asli müdahale talebinde bulunlar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Asli müdahale talebinde bulunanlar vekili temyiz dilekçesinde; dosya içeriğinden de anlaşılacağı üzere ...nın 59. maddesi uyarınca, mecburi dava arkadaşı olmaları sebebiyle davalı olarak gösterildiğini, ilk Mahkeme kararında kendileri lehine karar verilmiş olması nedeniyle müdahil olmadıklarını, ancak bozma kararı sonrasında müdahale talebinde bulunduklarını, Mahkemenin asli müdahale talebinin reddi kararının usule uygun olmadığını, taksimin doğrulandığını ve müvekkillerinin paylarının olduğunun da sabit olduğunu, bu paylar bakımından müdahalede bulunabileceklerini belirterek, müdahale talebinin reddine ilişkin kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. “
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi “Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur….”
6.2.4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi “ Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.”
6.2.5. 6100 sayılı HMK’nın 65/1 maddesi “Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir.”hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asli müdahillerin sair temyiz talepleri yerinde değildir.
Ancak; 6100 sayılı HMK. nın 65. maddesinde düzenlendiği üzere " Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir. Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır." Diğer bir deyişle iki kişi arasında belli bir şey veya hak konu edilerek açılmış ve derdest bir dava mevcut iken, üçüncü bir kişinin, dava konusu üzerinde hak sahibi olduğunu iddia edip aynı mahkemede harç yatırmak suretiyle dava açması halinde ortada asli bir müdahale talebinin (davasının) bulunduğundan söz edilmek gerekir. Böyle bir durumda, asli müdahale davasının ilk davadan bağımsız ve ayrı bir dava olduğu kuşkusuzdur. 3402 sayılı Yasa'nın 12/3 maddesine göre tutanaklarda belirtilen haklara karşı dava açmak için 10 yıllık hak düşürücü süre öngörülmüştür. Somut olayda dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin 29/08/2003 tarihinde kesinleştiği, asli müdahale talebi ise 21.01.2020 tarihli dilekçe ile yapıldığına göre, Kanun'da öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığından, Mahkemece asli müdahillerin davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, usulden reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
V. SONUÇ:
Asli müdahiller vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün (5) numaralı bendinin çıkartılarak, yerine “Asli müdahillerin talebinin, 3402 sayılı Yasa'nın 12/3 maddesine göre hak düşürücü süre nediniyle reddine” cümlesinin eklenmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 28/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.