Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5276 E. 2022/7664 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün, davacıya ait komşu parsele dahil edilerek tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu taşınmazın, davacıların dayandığı tapu kaydı kapsamında olmadığı, ziraatçı bilirkişi raporunda tarım arazisi olmadığı ve yol/avlu olarak kullanıldığı, inşaatçı bilirkişi raporuna ekli fotoğraflardan da yol olarak göründüğü gözetilerek, ilk derece mahkemesinin tapu iptali ve tescil kararı bozulmuş, bozmaya uyan mahkemece davanın reddine karar verilmiş ve bu karar, karar ilam harcına ilişkin kısım düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ilişkin verilen karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.DAVA

Davacı ..., Ardahan ili Merkez/.... köyü çalışma alanında bulunan ve 2007 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün, murisi adına tespit ve tescil edilen komşu 114 ada 16 parsel sayılı taşınmaza dahil olması gerekirken, kadastro tespitinde yol olarak bırakılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek bu kısmın 114 ada 16 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Yargılama sırasında tapu kayıt maliki... mirasçıları davaya dahil edilmiş, tapu kaydının davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, dava konusu edilen alanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/A maddesinde yazılı hizmet malları arasında sayılan yerlerden olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.

Davalı köy tüzel kişiliği temsilcisi yapılan usulüne uygun davetiyeye rağmen duruşmalara katılmamış, herhangi bir yazılı beyanda da bulunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Ardahan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.05.2016 tarihli ve 2013/364 E. 2016/215 K. sayılı kararıyla; fen bilirkişisi raporundaki krokide (A) harfiyle gösterilen 386.43 metrekarelik kısmın, davacı tarafça dayanılan ve bahse konu raporda 114 ada 16 parsele uyduğu belirtilen tapu kaydının güney sınırında (bir başka ifade ile davaya konu taşınmaz yönünü) Mülazım Harmanını okuyup yol okumadığı, yine tapu kaydının batı sınırında (dava konusu taşınmazın kalan yönünü) ... arsası okuyup yol okumadığı, dolayısıyla dava konusu edilen yer yol boşluğu olarak tescil harici bırakılmış olsa da keşif mahallinde uygulanan eski tapu kaydına göre burada yol bulunmadığı, dava konusu edilen alanın ana yolla bağlantısının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü 16.03.2016 tarihli kroki ve raporda turuncu renkli kalem ile çevrili (A) harfi ile gösterilen 386,43 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptaline 114 adada yeni parsel numarası verilmek sureti ile... mirasçıları adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26.11.2019 tarihli ve 2016/13948 E., 2019/7727 K. sayılı kararıyla; “Davacının murisine ait komşu 114 ada 16 parsel sayılı taşınmazın belgesiz zilyetlik yoluyla 1.258,57 metrekare yüzölçümlü olarak, davacının murisi... adına tespit ve tescil edilmiş olduğu, bir an için davacının dayandığı tapu kaydının komşu 114 ada 16 parsel sayılı taşınmaza uyduğu kabul edilse dahi, bu tapu kaydının yüzölçümünün yalnızca 250,00 metrekare olup batı hududu “nehir yolu” okumakla değişebilir sınırlar ihtiva ettiğine ve miktarı itibariyle geçerli olduğuna göre davaya konu taşınmaz bölümünün dayanılan tapu kaydı kapsamında yer almadığının anlaşıldığı, ziraatçı bilirkişi raporunda, davaya konu taşınmaz bölümünün tarım arazisi olmadığı, zeminde yol veya avlu şeklinde kullanıldığının belirtilmiş olup, inşaatçı bilirkişi raporuna ekli fotoğraflardan da, davaya konu yerin yol olarak göründüğünün anlaşıldığı, bu durum karşısında Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; davalı Hazine tescil davasında yasal hasım olduğundan aleyhine yargılama giderine hükmedilemeyeceğinin göz ardı edilmesi ve buna bağlı olarak hükmün 3. bendinde başvuru harcı ve peşin harç ile tamamlama harcının da yargılama giderlerine eklenmek suretiyle davalı Hazine aleyhine harç yüklenmesinin de isabetsiz olduğu” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Ardahan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.11.2020 tarihli ve 2020/50 E. 2020/255 K. sayılı kararıyla; bozma ilamındaki gerekçe benimsenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile davalarının ispat edildiğini, davacıların dayanağı 05/07/1938 tarih ve 136 sıra numaralı tapu kaydının dava konusu taşınmaza sınırları itibariyle uyduğunu, ziraat bilirkişisi raporunda zeminde yol ya da ev avlusu olarak kullanıldığının belirtildiğini ileri sürerek kararın bozulması istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun "Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti" başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır...”

"İhya edilen taşınmaz mallar" başlıklı 17. maddesinde “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz."

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun olağanüstü zamanaşımı başlıklı 713. maddesinin birinci fıkrasında “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." hükümlerine yer verilmiştir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Ardahan ili, ../... köyü çalışma alanında bulunan taşınmaz bölümünün 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tespit harici bırakıldığı anlaşılmıştır.

6.3.2. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre kararın (IV/2.) nolu paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.

6.3.3. Ancak harç kamu düzenine ilişkin olduğundan re’sen yapılan inceleme neticesinde, 54,40 TL maktu karar ilam harcının daha önceden alınmış olması nedeniyle yeniden harç alınmasına yer olmadığına karar vermek gerekirken, hükmün harca yönelik 2. fıkrasında dosyanın nevi de dikkate alınarak harç alınmasına yer olmadığına karar verilmesinin isabetsiz olduğu anlaşılmış ise de; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1. (IV/6.3.2.) nolu paragrafta açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. (IV/6.3.3.) nolu paragrafta açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz talebinin kabulü ile hükmün harca ilişkin 2. fıkrası hükümden çıkarılarak yerine "2- Maktu karar ilam harcı alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına" cümlesinin eklenmesine ve 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HMK'nın 438/7. maddesi gereğince hükmün bu hali ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın istek halinde davacılara iadesine, taşınmazın değeri itibariyle kesin olmak üzere, 21.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.