"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı ..., tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kadastro çalışmaları sonucunda, ... Köyü çalışma alanında bulunan ve Hazine adına tespit ve tescil edilen dava ve temyize konu ... ada ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile ... Köyü adına tapuya tescilini istemiştir.
Temyize getirilmeyen dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmaz yönünden davalı ..., tespitin doğru olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuş, davalı Hazine ise davaya cevap vermemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, dava ve temyize konu ... ada ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazların ... Köyü’ne ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hükmün davalı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine; ... Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesince istinaf başvurusu ... Köyü Tüzel Kişiliğinin harç yatırılarak açılmış bir davasının ya da yapılmış bir müdahale talebinin olmadığı, kayıt maliki Hazinenin de bu parsellere yönelik istinaf talebinin bulunmadığı gerekçesiyle usulden reddedilmiştir.
Karar, davalı ... temsilcisi tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.11.2021 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... vekili Avukat ... ve ..., davalı Hazine vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşüldü:
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen taraf vekilleri için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 4,90 -TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 02/12/2021 tarihinde kesin olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Dava, kadastro tespiti nedeniyle açılmış iptal tescil isteğine ilişkindir.
Davacı köy tüzel kişiliği, kendilerine ait taşınmazın davalı köy tüzel kişiliği sınırlarında kaldığını, bir taşınmazın davalı köy adına, diğerlerinin de Hazine adına tespit ve tescilinin yapıldığını, bu tespitin doğru olmadığını belirterek iptal tescil istemiştir.
Davalı Hazine davaya cevap vermemiş, davalı köy tüzel kişiliği ise davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesi davanın kabulüne karar vermiş, Bölge Adliye Mahkemesi ise; ... nolu parsel bakımından ilk derece mahkemesi kararını kaldırmış araştırma yapılması gerektiğine değinmiş, hazine adına kayıtlı diğer parseller bakımından ise hazinenin istinaf başvurusu olmadığı gerekçesiyle davalı köy tüzel kişiliğinin baş vurusunu esastan reddetmiştir.
Sayın çoğunluk ile aramızda oluşan ayrılık; öncelikle davalı köy tüzel kişiliğinin temyiz ve istinaf yoluna başvurmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı, buradan varılacak sonuca göre işin esası bakımından verilen kararın doğru olup olmadığı noktasında düğümlenmektedir.
Davaya konu taşınmazlar, davalı köy tüzel kişiliğinin idari sınırları içinde bulunmakta, bu parsellerden biri okul yeri, diğeri sağlık ocağı geri ve kalan üç parsel ise Hazine adına özel mülk olarak tespit ve tescil görmüştür. Köy tüzel kişiliğinin kendi idari sınırları içinde bulunan hazineye ait taşınmazların komşu köy tarafından tapusunun iptali ile adına tescil isteğine ilişkin davada hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir. Zira Hazineye ait taşınmazların tapu kaydı iptal edilerek her hangi bir köyün tapulu malı olacaksa, bu köy taşınmazların idari sınırları içinde bulunan köy olmalıdır. İdari sınırları içinde bulunan köyün bu yönde bir dava açmamış olması bir başka köye bu hakkı vermemelidir.
Yasa koyucu 237 sayılı Köy Kanununun ek 12. maddesinde “ Köy yerleşme plânında konut alanı ve köy genel ihtiyaçlarına ayrılan yerler, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan seyrangâh, yol ve panayır yerleri gibi alanlar ve Hazinenin mülkiyetinde olup kamu hizmetine tahsis edilmemiş taşınmazlardan, 4342 sayılı Mera Kanununun 5 inci maddesi hükümleri uyarınca incelenmesine müteakip mera, yaylak ve kışlak ile otlak ve çayır olarak yararlanılamayacağı anlaşılan yerler köy yerleşme plânının onayı ile bu vasıflarını kendiliğinden kaybeder. Ancak bu madde kapsamında Hazinenin mülkiyetinde olup kamu hizmetine tahsis edilmemiş taşınmazların devri Maliye Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle yapılır ve valilikçe köy tüzel kişiliği adına tapuya tescil edilir.” demek suretiyle bu tür uyuşmazlıkların ne suretle çözümleneceğini de düzenlemiştir. Yasa Koyucu bu düzenlemeyi yaparken özellikle taşınmaz ihtilafları yüzünden köyler arasında çıkabilecek sorunların çözümünü de idareye bırakmıştır.
Söz konusu yasal düzenleme karşısında somut uyuşmazlığın mahkeme vasıtasıyla adli yargıda değil idari yoldan çözümleneceği açıktır. Bu nedenle mahkemece işin çözümünün idari nitelikte olması nedeniyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek iptal tescil hükmü kurulması doğru olmamıştır.
Açıklanan bu nedenlerle kararın bozulması düşüncesiyle sayın çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum.