Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5307 E. 2022/7903 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu bitişik parseller arasında sınır tespitine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararında belirtilen hususlara aykırı olarak, yeniden keşif yapıp taşınmazlar arasındaki sınırı su arkı ve taş duvar olarak belirlemek yerine, sadece su arkını dikkate alarak ve eksik inceleme yaparak karar vermesi, bozma kararına aykırılık oluşturması nedeniyle karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, Beyşehir ilçesi .... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu davacılar adına tescil edilen 140 ada 14 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının takriben 60-65 metrekarelik kısmının yanlış olarak bitişikte bulunan ve davalı adına tescil edilen 140 ada 6 parsel sayılı taşınmaza dahil edildiğini ileri sürerek, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 140 ada 6 parsel sayılı taşınmaza dahil edilen kısmın iptali ile davacılar adına kayıtlı 14 parsel sayılı taşınmaza dahil edilmek suretiyle 1/2 oranında davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde özetle, kendisine ait 140 ada 6 parsel sayılı taşınmazın batısından kanal geçtiğini, bu kanalın batısında bulunan bir kısım yerin kendisine ait 6 parsel numaralı yerin içinde tespit gördüğünü, kanalın batısında olan ve kendisine ait tapunun içinde görünen yer ile bir ilgisinin bulunmadığını, ancak söz konusu kanalın doğusunda kalan yerde davacı tarafın bir hakkının olmadığını, kanalın doğusunun tamamen kendisine ait olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/12/2015 tarihli ve 2015/124 Esas, 2015/805 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, çekişmeli 140 ada 6 parsel sayılı taşınmazda 02.11.2015 tarihli fen bilirkişi rapor ve eki haritada (A) harfi ile gösterilen ve kırmızı renkle belirtilen 65,00 metrekare yüz ölçümündeki bölümün tapu kaydının iptali ile 140 ada 14 parsel sayılı taşınmaza eklenmek sureti ile davacılar ... ve ... adına 1/2 hisse ile tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz talebinde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12/06/2019 tarihli ve 2016/10034 Esas, 2019/4361 Karar sayılı kararı ile "Mahkemece, davacıların evlerinin kapı ve penceresinin, öncesinde temyize konu 140 ada 6 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümüne açıldığı, bu bölüm üzerinde davacıların eşyalarının bulunduğu ve sonrasında taşınmazın davacılar tarafından küllük olarak kullanıldığı, davacıların davasında haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği ancak yapılan değerlendirme ve varılan sonucun dosya kapsamına uygun bulunmadığı, keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarının, taşınmazlar arasında 30-35 yıldır su kanalı olup bir kısmının üzerinin kapalı bulunduğunu ve taşınmazlar arasındaki sınırın kanal olduğunu beyan etmiş oldukları, inşaat bilirkişisi raporunda taşınmazlar arasında mahalleye ait eski su kanalının mevcut olduğu, bu kanalın bir kısmının açık bir kısmının kapalı olduğu, kapalı alanın üzerinde iki evin arasında eski kuru taş duvar bulunduğu belirtilmiş olmasına rağmen keşif sonrasında fen bilirkişisi raporunda bu su kanalının (ark) ve duvarın gösterilmediği... bu haliyle yerel bilirkişi, taraf tanıkları beyanları, inşaat bilirkişisi raporu ve tüm dosya kapsamından taşınmazlar arasındaki sınırın su kanalı (ark) ve üzerindeki duvarın olduğu anlaşıldığı buna göre fen bilirkişisinden su kanalı (ark) ve duvarın krokide gösterilmesinin istenmesi ve Mahkemece taşınmazlar arasındaki sınırın su kanalı (ark) ve üzerindeki duvar kabul edilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/11/2020 tarihli ve 2019/778 Esas, 2020/686 Karar sayılı kararıyla, bozmadan önceki keşifte dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile ek bilirkişi raporunda su kanalı iki parsel arasında sınır kabul edildiğinden su kanalının batısında kalan turuncu renk ile boyalı (D) harfi ile gösterilen 31,32 m2 lik bölüm ve lila renk ile boyalı (E) harfi ile gösterilen 1,30 m2 lik bölümün davacılara ait olduğu, su kanalının doğusunda kalan sarı ile boyalı (G) harfi ile gösterilen bölüm ve yeşil ile boyalı (B) harfi ile gösterilen bölümlerin davalıya ait olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne; "D" harfi ve "E" harfi ile gösterilen kısımların davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adlarına 1/2 oranında tescili ile bu bölümün davacılar adına kayıtlı 140 ada 14 parsele eklenmesine karar verilmiştir.

4. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, bozmadan önceki kararda 65 metrekarelik yerin kabulüne karar verildiğini, bozma kararında taşınmazlar arasında su kanalı olduğu, kanalın bir kısmının açık, bir kısmının kapalı olduğu, kapalı alan üzerinde taş duvar olduğu belirtilmesine rağmen, fen raporunda bu sınırların gösterilmediği, taraflar arasındaki sınırın su arkı ve kuru taş duvar olduğunun belirtildiği Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde yeniden keşif yapılıp bu sınırlar belirlenmeden fen bilirkişinden ek rapor alınarak eksik inceleme ile karar verildiği, sınırın bozma kararına aykırı olarak su arkı olarak belirlendiği, fen raporunda G harfi ile gösterilen kısmın da davacıların taşınmazına eklenmesi gerektiği ve davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek ve resen görülecek nedenlerle Mahkemenin kısmen kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılmış tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6100 sayılı HMK’nın 190/1. maddesinde; “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. Maddesinde; "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." hükümleri düzenlenmiştir.

3.3. Değerlendirme

Kadastro sonucu Beyşehir ilçesi Sarıköy köyü çalışma alanında bulunan 140 ada 6 parsel sayılı 439,06 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı, hibe, irsen intikal ve satın alma nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

Mahkemece, bozma kararına uyulduğu halde, bozma kararının gerekleri tam olarak yerine getirilmediği gibi, yapılan araştırma ve inceleme de hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Yargıtay bozma kararında dava konusu iki taşınmaz arasındaki sınırın su arkı ve taş duvar olduğu belirtildiği halde Mahkemece sadece su arkı dikkate alınarak sınır belirlendiği, davacının evinin hemen önü olan, önceden pencere ve kapının açıldığı kısmın önündeki fen bilirkişi raporunda (G) harfi ile gösterilen ve temyize konu olan kısmın davacı tarafından kullanıldığı dosya kapsamı ile ispat edildiği halde, hatta davalı tarafından bu kısmın kendisine ait olduğu ancak davacıların kullanımına ses çıkarmadığı yönündeki beyanıyla davacı tarafın zilyet olduğunu zımnen kabul ettiği gözetildiğinde verilen karar bozma kararına aykırılık oluşturmaktadır.

Öte yandan bozma kararı ile belirlenen hususta yeniden keşif yaparak durumun belirlenmesi yerine fen bilirkişisinden ek rapor alarak karar verilmesi hatalıdır. Kabule göre de; taşınmazlar arasındaki su arkının köye ait olduğu belirtildiğinden artık bu kısım tapuya bağlanamayacağından davalının malik olduğu parselden bu kısmın çıkarılarak krokide gösterilmesi ile yetinilmesi yerine bu kısmın davalı taşınmazının içerinde bırakılması isabetsizdir.

Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için, Mahkemece mahallinde fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, iki taşınmaz arasında bulunan su arkı ile taş duvarın kroki üzerinde gösterilmesi istenmeli ve bu ark ile taş duvarın sınır olarak kabul edilerek yukarıda açıklanan hususlara uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın davacı tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.