Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5306 E. 2022/7772 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın, davacının 20 yılı aşkın süredir zilyetliğinde olduğunu iddia ederek tapu iptali ve tescil talebinde bulunması nedeniyle oluşan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının yirmi yılı aşkın süredir çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyetliğini ispat etmesi ve davalının mülkiyet hakkını ispatlayacak belge sunamaması gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Muğla ili, .... ilçesi, .... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 167 ada 92 parsel sayılı taşınmazın davalı adına kayıt ve tescil edildiğini ancak niza konusu taşınmazın 20 yılı aşkın bir süredir davacının fiili zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının dava konusu taşınmazı 12.12.1992 tarihli köy senedi ile ....’dan satın aldığını, tapu sicil kaydının doğru olduğunun karine olarak kabul edildiğini, tutanağa davacı taraf itiraz etmediğinden davacı yönünden tutanağın kesinleştiğini, davalının ağaç işi yaptığını davacı ile davalının dava konusu taşınmaza bitişik olan taşınmazdaki kestane ağaçlarının davalı tarafa verilmesine karşılık olarak, davacının dava konusu taşınmazı kira ödemeden kullanması konusunda anlaştıklarını ancak, davacı tarafın taahhüdünü yerine getirmediğini, ağaçları davalıya vermediğini, ispat külfetinin davacı tarafa ait olduğunu, aradan 7 yıl geçtikten sonra dava açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/06/2014 tarihli ve 2014/198 E., 2014/336 K. sayılı kararıyla kesin hüküm nedeniyle davanın usul yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26.01.2016 tarihli ve 2015/1207 Esas, 2016/204 Karar sayılı kararı ile; “Milas Kadastro Mahkemesinin 2009/150 Esas sayılı dosyasının davacısının ... olup davanın feragat nedeniyle red ile sonuçlanarak 23.07.2009 tarihinde kesinleştiği, bahsi geçen dosyada davacı ... çekişmeli taşınmazın kendi adına tespit ve tescilini talep etmiş iken, davacı ... tapu kaydının iptali ile taşınmazın kendi adına tescili istemi ile davalı ... aleyhine dava açtığından, tarafların aynı olmaması nedeni ile Milas Kadastro Mahkemesi'nin 2009/150 Esas sayılı dosyasının davacı için kesin hüküm oluşturmayacağı" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/03/2018 tarihli ve 2016/143 Esas, 2018/89 Karar sayılı kararıyla; davalı tanığı ...’ın beyanına üstünlük tanındığı, bu beyana göre davalının; taşınmazın kayden olmasa da esasen davacının "ağaçları versinler devredeyim" şeklindeki şartlı def'i ile mülkiyete ilişkin üstün hakkın varlığını kabul ettiği, davalı tarafından dosyaya sunulan "SATIŞ SENEDİ" başlıklı belgede muhtar ve aza imzası olmadığından köy senedi olarak değerlendirilmediği ayrıca, senedin tanzim tarihinden itibaren yaklaşık 22 yıl süre geçmiş olması ve senedin infazına yönelik hukuki süreç başlatılmaması, dava konusu taşınmazı işaret edecek nitelik ve güçte delil sunulmamış olması nedeniyle senedin hükme esas alınmadığı, TMK'nın 703. ve Kadastro Kanunu'nun 14. maddeleri gereğince, davacının zilyetliğinin kadastro tespitinin yapıldığı tarihe kadar 20 yılı aşkın bir süreyi bulduğu, davacı yararına zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşulları gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, senet tanıklarının dinlenmediğini, dava konusu taşınmaza davalı tarafın zilyet olduğunu, ispat külfetinin davacı tarafa ait olduğunu ve davacı tarafın taşınmazı ne zaman, ne kadar bedel ödeyerek satın aldığının ispatlanamadığını, mahkemece tek bir tanığın beyanı yanlış yorumlanarak karar verildiğini belirterek ve resen tespit edilecek nedenlerle kabul kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi, "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.” hükümlerini içermektedir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." denilmektedir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 763'üncü maddesine göre; taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerekir.

Tapu siciline kayıtlı olmayan taşınmazlarda, zilyetlik mülkiyetin karinesidir. Zilyetliğin konusu taşınır, taşınmaz mallar ve haklardır. Taşınmaz mal tapulu olabileceği gibi, tapusuz da olabilir. Tapusuz taşınmazlarda zilyetliğin ayrı bir önemi ve işlevi bulunmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazlarda tapu sicili mülkiyete karine teşkil ettiği halde tapusuz taşınmazlarda zilyetlik mülkiyetin karinesidir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 15.02.2012 gün, 2011/20-714 Esas, 2012/78 Karar).

6.3. Değerlendirme

Narhisar köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 167 ada 92 parsel sayılı 2.227.26 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

Dosya içeriğine, toplanan delillere, Mahkemece dayanılan yasal ve hukuksal gerekçeye göre bozma kararı uyarınca işlem yapılarak (IV.3.) paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 1.141,07 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 28/11/2022 tarihinde taşınmazın değeri itibariyle kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.