Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5317 E. 2021/7744 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı mirasçıları tarafından, Hazine adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki zilyetlik iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, zilyetlikle kazanım şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın önceki bozma kararında belirtilen hususlara aykırı olarak, zilyetlik süresinin tespiti için yeterli hava fotoğrafı incelemesi yapmadan, imar-ihya ve zilyetliğin başlangıç tarihlerini ayrı ayrı belirlemeden, komşu parsellerle karşılaştırma yapmadan ve davacı adına usulüne uygun belgesiz araştırma yapmadan hüküm kurması, eksik araştırma ve incelemeye dayalı karar verilmesi sonucunu doğurduğundan, hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Anadolu 24. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 10.11.2020 gün ve 2019/52 Esas, 2020/514 Karar sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalı Hazine vekili ve feri müdahil ... Başkanlığı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü.

Dava tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

Davacı vekili, hudutlarını dava dilekçesinde belirttiği yaklaşık 25.000 m² yüzölçümlü tarla vasıflı taşınmazın davacı tarafından tamamı malik sıfatıyla nizasız ve fasılasız 30 yılı aşkın süredir zilyet olarak ekilip biçildiğini ve buranın tescil harici olup orman, mera, yayla ve kışlak gibi kamu malı niteliğinde yerlerden olmadığını, MK 713/5 maddesindeki koşulların oluştuğunu ancak buranın maliye hazinesi adına 24762,76 m² olarak 14/06/2002 tarihinde yolsuz tescilin yapıldığını, bu sebeple yolsuz tescil nedeniyle hazineye karşı tapu iptal ve tescil davası açmak zorunda kaldıklarını belirterek davaya konu taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescilini talep ve dava etmiştir.

Paşaköy Mahallesi çalışma alanında bulunan çekişmeli taşınmaz bölümleri 1967 yılında yapılan kadastro sırasında çalılık vasfıyla tescil harici bırakılmış, bilahare 14.06.2002 yılında idari yoldan 1236 parsel numarası ile 24.762,76 metrekare yüzölçümlü olarak tarla vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tescil edilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne çekişme konusu 1236 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi tarafından hazırlanan 28.10.2014 tarihli ek raporda (A1) ile belirtilen ve 03.6.2014 tarihli rapor ve eki krokide (A1) harfiyle gösterilen 23.315,84 metrekare yüzölçümündeki bölümün davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, davacının (A2) harfiyle gösterilen bölüm yönünden davasının reddine dair verilen karar dairece “ Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı açıklandıktan sonra, mahallinde yeniden keşif yapılarak, ziraat mühendisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak uzman bilirkişi heyeti aracılığı ile hava fotoğrafı incelemesi yapılması suretiyle taşınmazın idari yoldan Hazine adına tescil edildiği tarihe kadar davacı taraf yararına imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi" gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde İstanbul ili, Sancaktepe ilçesi, Paşaköy Mah. 1236 sayılı parselde kayıtlı taşınmazın 02/10/2019 tarihli fen bilirkişisi raporu ekli krokide mavi zemin üzerine işaretli A ile gösterilen ve pembe zemin üzerine işaretli B ile gösterilen kısımlarının davalı Hazine adına kayıtlı olan tapu kaydının iptali ile davacı mirasçıları adına miras payları oranında tesciline, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.

Davacılar vekilinin hükme esas alınan 02.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda (C), (D), (E), (F) ve (G) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerine ilişkin temyiz itirazları kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde değildir Davalı Hazine ve feri müdahil ... Başkanlığı vekilinin bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde zilyetlikle iktisap koşullarının davacı lehine gerçekleştiği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye elverişli bulunmamaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki, mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan yerel mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (09.05.1960 gün, 21/9 sayılı YİBK).

Somut olayda; uyulmasına karar verilen bozma ilamında, dava konusu taşınmaz bölümüne ilişkin Hazine adına idari yoldan tapu kaydının oluştuğu 2002 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait yüksek çözünürlüklü hava fotoğrafları temin edildikten sonra mahallinde, yeniden keşif yapılarak yöntemince zilyetlik araştırılması yapılması hususlarına işaret edildiği halde, zilyetlik süresini tespitten uzak 1970 ve 1982 tarihlerine ait hava fotoğraflarının incelenmesi ile yetininilmiş, 1970 tarihli hava fotoğrafında parselin tamamının ağaç, çalılık, makilik doğal yapısında olduğu , tarla kullanımının bulunmadığı, 1982 tarihli hava fotoğrafında ise A ve B harfleri ile gösterilen yerlerin tarım arazisi olduğu belirtilmesine rağmen zilyetlik süresinin hesaplanması açısından denetlenmesi zorunlu olan 1970-1982 tarihleri arasında başka uçuşun olup olmadığı Harita Genel Müdürlüğünden sorulup varsa söz konusu hava fotoğrafları temin edilip yeniden belirtilen hususları açıklayan denetime elverişli rapor alınmamış, taşınmaz bölümü üzerinde imar ihya işlemlerine başlandığı tarih ile tamamlandığı tarih ve tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihinin ayrı ayrı tespit edilmesi gerektiği gereğine değinildiği halde, taşınmaz bölümlerinin imar-ihya suretiyle elde edilip edilmediği, bu şekilde elde edilmiş ise imar-ihyanın tamamlandığı tarihten Hazine adına idari yoldan tapu kaydının oluştuğu 2002 yılına kadar 20 yıl süre ile ekonomik amaca uygun kullanım olup olmadığı hakkında yeterli araştırma yapılmamış; 02/10/2019 tarihli Harita Mühendisi bilirkişisi tarafından hazırlanan raporda 1982 tarihli hava fotoğrafında A harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün bir kısmının tarla olarak kullanıldığı, kalan kısmının ise makilik ve çalılıkların bulunduğu belirtilmiş olmasına rağmen , bu bölümün Ziraatçi bilirkişi kurulu raporunda değerlendirilmediği,komşu parsellere ait tespit tutanakları ve dayanak kayıtları getirtilerek çekişmeli taşınmaz bölümü yönünü ne olarak okudukları belirlenmemiş ve bu yolla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmemiş, taşınmaz bölümleri üzerinde davacı lehine zilyetlikle kazanım şartlarının oluşup oluşmadığı somut olarak ortaya konulmadan , ayrıca davacı adına usülüne uygun belgesiz araştırması yapılmadan hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.

Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, A ve B harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerine ait eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmaz bölümlerinin bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre Hazine adına idari yoldan tapu kaydının oluştuğu 2002 yılından 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, komşu parsellere ait tespit tutanakları ve dayanak belgeler celp edilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yerel bilirkişiler ve tanıklar ile üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu, , fen bilirkişisi ve 3 kişilik jeodezi-fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, taşınmaz bölümlerinin önceki niteliğinin ne olduğu, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar- ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların beyanları arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellere ait tutanak ve dayanağı kayıtlarla denetlenmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, hava ve uydu fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre taşınmaz bölümlerinin niteliğini, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığını, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını, zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü belirten rapor düzenlemesi istenilmeli; ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümlerinin evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, varsa üzerindeki bitki örtüsünü, ağaçların cinslerini ve yaşlarını, imar-ihya gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte başlayıp ne zaman tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, taşınmaz bölümlerinin her yönünden çekilmiş ve üzerinde taşınmaz bölümlerinin sınırlarının kabaca işaretlendiği renkli fotoğraflarını içerir, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli haritalı rapor düzenlemesi istenilmeli; mahkeme hakiminin, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.