Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5340 E. 2022/7889 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacının zilyetliğinin kazanıma yol açıp açmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının 20-25 yıllık zilyetlik ve tasarruf iddiasını ispatladığı, Medeni Kanun'un 713. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi şartlarını taşıdığı gözetilerek yerel mahkemenin tapu iptali ve tesciline ilişkin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın bir bölümü hakkında tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır.

II. CEVAP

Davalı Hazine, çekişmeli taşınmazın üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 07.07.2015 tarihli ve 2007/222 Esas, 2015/353 Karar sayılı kararıyla, davanın kısmen kabulüne, dava konusu 833 ada 4 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 4.074,30 metrekarelik kısmının davacı adına tapuya tesciline, aynı krokide (B) harfiyle gösterilen kısma yönelik davanın ise reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Hüküm, Yargıtay (Kapatılan 16. Hukuk) Dairesinin, 05.03.2018 tarihli, 2015/21241 Esas, 2018/1545 Karar sayılı kararıyla “3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun keşfen saptanması gerektiği” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 16.12.2020 tarihli ve 2018/550 Esas, 2020/911 Karar sayılı kararıyla, davacının çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde 20-25 yıl zilyetlik ve tasarruf iddiasını ispatladığı ve böylece Medeni Kanun'un 713. maddesi ve 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesi yönünden zilyetlikle taşınmazın davacı adına kazanımı şartları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 833 ada 4 nolu parselde kayıtlı taşınmazın 05.08.2020 tarihli teknik krokide (A) harfi ile gösterilen 11.076,986 metrekarelik bölümü yönünden davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili, temyiz dilekçesinde, çekişmeli 833 ada 4 parsel sayılı taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu ve davacı lehine iktisap koşullarının oluşmadığını ve aynı zamanda davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık, Hukuki Nitelendirme ve Vakıalar

Dava, kadastro öncesi sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır.

Kadastro sonucunda, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 833 ada 4 parsel sayılı 128.675,92 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki tarım alanına dönüştürülmesi mümkün olan yerlerden olduğu gerekçesiyle ve ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesindeki yazılı belgeler, mülkiyet belgesi olmayıp, ispat hukuku bakımından delil niteliği bulunan tasarruf belgeleridir. Kazanmayı sağlayan zilyetlik bakımından tek başına bir değer taşımazlar. Kazanma bakımından dayanılan vergi kaydının nazara alınması için vergi kaydı mükellefi ile zilyet arasında bağlantının kurulması gerekir. Zilyetlikle birleşmeyen vergi kaydına değer verilemez (Sapanoğlu, S: Zilyetlikten Kaynaklanan Tescil Davaları, Ankara 2013, s. 373-374, Özmen, İ. /Çorbalı, H.: 3402 sayılı Kadastro Kanunu Şerhi, Ankara 1995, s. 434, 435).

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesinde, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." denilmiştir.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3.) numaralı bendinde yer verilen Yerel Mahkeme kararının gerekçesinde belirtilen yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.