Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5371 E. 2022/8352 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin kesilip kesilmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespit tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve bu süre içerisinde açılan davanın hak düşürücü süreyi kesmediği gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemli dava sonunda Ayvacık Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 10/07/2019 tarihli, 2019/142 Esas ve 2019/194 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; .... köyünde bulunan 583 ada 5 parsel sayılı taşınmazı tarafların babaları olan ...’ın 1966 yılında ölmeden evvel oğulları ve aynı zamanda davalı taraf olan ... ile ...'a 1/2 hisseli olarak bağışladığını, ancak İbrahim'in bağış tarihinde henüz 13 yaşında olması ve hukuki işlem yapma ehliyeti bulunmadığından taşınmazın 1/2 hissesinin annesi ..... adına tescil edildiğini, kadastro tespitlerine de durumun bu şekilde yansıdığını, 08/12/2004 tarihinde davalı ...'ın dava açarak 1/2 hisseyi adına tescil ettirdiğini, Ayvacık Asliye Hukuk Mah. 2004/403 E - 2006/87 K sayılı dosyasında da durumun anlatıldığını ileri sürerek, 583 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 1/2 hisseli ...... adına olan tapusunun iptali ile ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... ve ..., 2004 yılında açılan davaya iştirak etmediklerini ve sessiz kaldıklarını, Nazife Aytaç'ın davacının iddiasını destekler beyanının bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, davalı ..., mirasçılar arasında yapılan rızaen taksim sözleşmesinin davacı ... reşit olduktan sonra gerçekleştiğini, davacının iddiasını ispat için bunca süre sessiz kaldıktan sonra dava açmasının dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlar, davalı ... duruşmadaki beyanında; '' 583 ada 5 parseldeki taşınmaz öncesinde babam... ait idi, babam 1966 da evi 1/2 hisseli olarak kardeşlerim ... ve kardeşim İbrahim'e velayeten annem...'a tapuda bağış olarak gösterdi, her ne kadar babamın tapuda yapmış olduğu bağış anneme gibi görünsede bağışın asıl sahibi davacı ...'dir, benim 583 ada 5 parselde herhangi bir hakkım yoktur, 583 ada 5 parsel ... ve ...'ındır, bana yöneltilen davanın benim ile ilgili kısmını kabul ediyorum.'' şeklinde beyanda bulunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 14/10/2015 tarihli ve 2014/232 E. 2015/267 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın evveliyatında 3 nolu parselden ifrazen oluştuğu, 3 nolu parselin 02/09/1999 tarihinde kadastro çalışmaları kapsamında muris... adına senetsizden '' ... oğlu ... ceddinden intikal ve taksimen 20 yılı aşkın süreden beri aralıksız ve çekişmesiz olarak malik sıfatıyla senetsiz olarak zilyet ve tasarrufunda iken eşi...'a şartsız ve bedelsiz olarak hibe ettiği'' şerhi düşülmek suretiyle tespit gördüğü, tespitin 04/09/2003 tarihinde kesinleştiği, ...'ın, davacı ile birlikte tapu kaydında malik görünen davalıların babası, .....'ın eşi olduğu, Ayvacık Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen 2004/403 Esas sayılı davasında, kök muris ...'ın dava konusu taşınmazın 1/2 hissesini ...'a bağışladığını davalısı...'ın kabul ettiği, anılan davada...'ın kabul içeren beyanı ile dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarının örtüştüğü, dinlenen mahalli bilirkişiler, tanık beyanları ve ...'ın tespit edilen zilyetlik durumuna göre kök muris ...'ın davacı ... ile davalı ...'a dava konusu taşınmazı 1/2 oranında bağışladığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 06.12.2018 tarihli 2016/925 E. - 2018/747 K. sayılı kararıyla, “ .... Mahkemece, kök muris ...'ın, davacı ... ile davalı ...'a dava konusu taşınmazı 1/2 oranında bağışladığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti 02.09.1999 tarihinde yapılmış ve 04.09.2003 tarihinde itirazsız kesinleşmiştir. Davacı, çekişmeli taşınmazın 1966 yılında ölmeden evvel babaları ... tarafından, davalı ... ile kendisine seviyyen hibe edildiği iddiasına, bir başka deyişle kadastrodan önceki hakka dayalı olarak dava açmıştır. Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca, kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra artık, "kadastrodan önceki nedenlere" dayanılarak dava açılamaz. Dosya kapsamına göre tutanağın kesinleştiği 04.09.2003 tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıldan fazla zaman geçmiştir. Bu durumda davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken esasa girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 10/07/2019 tarihli ve 2019/142 E., 2019/194 K. sayılı kararıyla; davanın kadastrodan önceki nedene dayalı olduğu, dava konusu taşınmazın kadastro tespit kesinleşme tarihinin 04/09/2003, iş bu davanın açıldığı tarihin ise 10/10/2014 olduğu gözetildiğinde davanın 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra açılmış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde, eldeki davanın ketmi verese iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğunu, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 30.11.1998 - 13046/13543 numaralı kararı gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava konusu taşınmaza ilişkin açılan davaların hak düşürücü süreyi kestiğini, davalılardan ... tarafından açılan dava konusu taşınmaza ilişkin Ayvacık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/403 E. Numarası ile görülen dava dosyasının 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğunu ve 2006 yılında karara bağlandığını, bu nedenle 10 yıllık hak düşürücü sürenin kesilmesi gerektiğini, ayrıca davalılardan ...’ın, dava konusu taşınmazın 1/2 hissesinin davacıya ait olduğunu beyan ederek ikrarda bulunduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. ” hükmünü içermektedir.

6.3. Değerlendirme

(IV/2.) no.lu paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle davacı mirasçıları vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.