Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5378 E. 2022/7948 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, dahili davalıya yapılan tebligatın usulsüz olması nedeniyle savunma hakkının ihlal edilip edilmediği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dahili davalıya yapılan tebligatın usulsüz olması ve bu nedenle davada savunma hakkını kullanamaması, adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğundan, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde dahili davalılardan ..... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, .... ilçesi, .... köyü, .... mevkii 111 ada 424 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan babası ...'dan mirasçılarına intikal ettiği halde, bu taşınmaz ve müştemilatının hiç alakası bulunmayan davalıların murisi ..... adına tespit edilerek tapuya kayıt ve tescil edildiğini ileri sürmüş, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile mirasbırakan ... mirasçıları adlarına payları oranında tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılardan ... katıldığı duruşmada alınan beyanında, davacının iddiasının doğru olduğunu, davayı kabul ettiğini, durumun keşif sırasında aydınlanacağını bildirmiş, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 22.04.2010 tarihli ve 2006/264 E., 2010/64 K. sayılı kararıyla; yapılan yargılama ve keşif, alınan bilirkişi raporu, mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişisi beyanları, davalı ... beyanı birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu taşınmazın davacının kök murisi olan babası ...'a ait olduğu, uzun yıllardır malik sıfatıyla nizasız fasılasız kullanıldığı, davalının ve mirasçılarının bu yerde herhangi bir haklarının bulunmadığı, taşınmazın üzerinde bulunan ahşap iki katlı ev, ahır ve bahçenin davacının kök murisi ve mirasçıları tarafından yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davalılardan ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Dahili davalı vekili temyiz dilekçesinde; öncelikle müvekkilinin dava konusu taşınmazın sahibi murisin mirasçısı olmasına ve 15.02.2007 havale tarihli dahili davalı dilekçesi ile davaya dahil edilmesine rağmen UYAP kaydında davalı olarak eklenmediğini, bu nedenle kararın usule aykırı olarak kesinleştirildiğini, mahkemece verilen kararda usul ve esas yönünden eksiklikler bulunduğunu, yargılama aşamasında gerekli tebligatlar yapılıp taraf teşkili sağlanmadan işin esasına geçildiğini, savunma haklarının kısıtlandığını, müvekkilinin dava sürecinden haberdar olamadığını, ayrıca gerekçeli kararın da müvekkiline tebliğ edilmediğini, karar başlığında müvekkilinin davalı olarak gösterilmediğini, kararın esası yönünden de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bilindiği üzere; yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 27. maddesi hükmünde çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre, mahkeme, tarafları dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür. Asıl olan tarafların huzurunda yargılamanın yürütülmesi olmakla birlikte, hukuk mahkemelerinde, taraflar yargılamaya katılmasalar bile mutlaka duruşmadan haberdar edilmelidirler.

3.2.2. Öte yandan, tebligatın nasıl ve kimlere yapılacağı adres araştırması ve tespitinin yöntemi 7201 sayılı Tebligat Kanununda gösterilmiş, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 48 ve diğer maddelerinde de adres bilgilerinin tutulması, güncellenmesi ve kullanılması ile ilgili hükümler öngörülmüştür.

3.2.3. 7201 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.

3.3 Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, 1933 doğumlu muris ...’ın 27.11.2001 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı oğlu ... ile dava dışı eşi ..., dava dışı çocukları ..., ..., .... ve.....’ın kaldıkları, dava konusu 111 ada 424 parsel sayılı, 2.024,39 m2 yüz ölçümlü, ahşap iki katlı ev ve ahır ve bahçesi vasıflı taşınmazın 22.06.2003 tarihinde senetsizden davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve bir kısım davalıların murisleri .... ile .... adlarına tespit edildiği, söz konusu tespitin 01.02.2005 tarihinde kesinleştiği, davacının eldeki davayı davalılar adlarına olan tapu kaydının iptali ile ... mirasçıları adına tescili istemli olarak açtığı, aşamada dava dışı mirasçıların davaya muvafakat ettiklerinin bildirildiği, yine yargılama aşamasında davacının mahkemeye sunduğu 15.02.2007 tarihli dilekçesi ile .... mirasçılarından.... ve ....’ın davaya dahil edilmesini talep ettiği, dava dilekçesinin dahili davalıların tümü adına aynı adrese tebliğe çıkarıldığı, tebliğ mazbatalarında “ Kendisi konutta olmadığından aynı konutta kalan amcası ...’a tebliğ edildi” şerhinin yer aldığı, mahkemece yapılan yargılama neticesinde 22.04.2010 tarihinde davanın kabulüne karar verildiği ve 03.10.2011 tarihli kesinleştirme şerhine göre “ ...tarafların kararı temyiz etmemesi üzerine hükmün 25.07.2011 tarihinde kesinleştiği”, dahili davalıların karar başlığında gösterilmediği ve gerekçeli kararın da dahili davalılar adlarına tebliğe çıkarılmadığı anlaşılmaktadır.

3.3.2. Somut olayda, dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde, müvekkiline 27.02.2007 tarihinde çıkarılan tebligatta yer alan “... 1.cad. Kandil Apt.No: 53/2 ...” adresinin müvekkilinin değil, amcasının adresi olduğunu, aynı konutta ikamet etmeyip, tebliğ tarihinde müvekkilinin yurt dışında yaşadığını, tebligatın bu nedenle usulsüz olduğunu bildirdiği açıktır.

3.3.3. O hâlde, (IV/3.2.) no.lu paragrafta belirtilen işlemler yapılmaksızın ve ilkeler göz ardı edilerek sonuca gidilmiş olmasının doğru olduğu kabul edilemez. Esasen, taraf teşkilinin sağlanması Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının da bir gereğidir. Dava dilekçesinin tebliğinin yöntemine uygun olmadığından bunun sonucu olarak dahili davalının eldeki davada savunma hakkını kullanamadığı ortadadır.

3.3.4. Öte yandan Mahkemece, her ne kadar gerekçeli kararın 25.07.2011 tarihinde kesinleştiğine dair şerh verilmiş ise de, dahili davalıya yapılan tebligatların usûlsüz olması nedeniyle şeklen verilen kesinleşme şerhi de usûlsüz olup, anılan kesinleşme şerhine itibar edilemeyeceği de açıktır.

3.3.5. Hâl böyle olunca, dahili davalılara usûlüne uygun olarak dava dilekçesinin tebliği ile taraf teşkili sağlandıktan sonra toplanan ve toplanacak delillerinin bir bütün halinde değerlendirilmesi ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlanmaksızın işin esası bakımından yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; dahili davalı ... vekilinin değinilen hususlar yönünden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.