Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5381 E. 2022/8383 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın zilyetliği ve tescili talebine ilişkin açılan davanın reddine dair verilen kararın Yargıtay'ca bozulmasının ardından, mahkemece verilen kısmi kabul kararına karşı yapılan temyiz başvurusu.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan taşınmaz üzerinde 20 yıldan fazla süredir zilyetliğini koruduğuna dair mahkemece yapılan değerlendirmenin ve bu hususun bozma kararına uygun olduğunun gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen kararın Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmasına dair verilen karara Mahkemece uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, . ilçesi, ..... köyü çalışma alanında ve kendisine ait 180 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kuzey ve güneyinde bulunan, 2005 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil isteğinde bulunmuştur.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine, davanın süresinde açılmadığını, davaya konu taşınmazın tespit dışı bırakılma tarihinden itibaren dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap süresinin dolmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı Köy Tüzel Kişiliği, savunma getirmemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, davanın, çekişmeli taşınmazın tescil harici bırakıldığı tarihten itibaren 2-3 yıllık makul süre geçtikten sonra açıldığı ve yine tespit tarihinden itibaren dava tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12/03/2019 tarihli, 2016/7197 Esas, 2019/1670 Karar sayılı kararıyla; "...3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde, kadastro sırasında haklarında tutanak düzenlenen taşınmazlar yönünden, kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma hakkı 10 yıl ile sınırlanmış ise de, kadastro sırasında haklarında kadastro tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlar yönünden kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma hakkını sınırlayan herhangi bir yasa hükmü bulunmamaktadır... tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller birlikte değerlendirilerek TMK'nın 713/4 ve 5. maddeleri de göz önünde bulundurulmak suretiyle sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeksizin yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz (dir)." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 22/12/2020 tarihli, 2019/392 Esas, 2020/856 Karar sayılı kararıyla; 180 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kuzeyinde bulunan 43,21 m2 yüz ölçümlü, güneyinde yer alan 50,00 m2 yüz ölçümlü maliki belli olmayan taşınmazları davacının 20 yılı aşkın süredir kullandığı, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 180 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kuzeyinde bulunan 43,21 m2 yüz ölçümlü alan ile güneyinde yer alan 50,00 m2 yüz ölçümlü alanın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, Kadastro Fen Bilirkişisi ...'in 09/10/2020 düzenleme tarihli krokili raporu ile Ziraat Bilirkişisi Erhan Güçlü, Kadastro Fen Bilirkişisi ...'in ve İnşaat Bilirkişisi Salih Yılmaz'ın 09/10/2020 tarihli kök raporunun kararın eki sayılmasına karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili, taşınmazın tespit harici bırakılma işlemine karşı davacı tarafından yasal süre içerisinde itiraz edilmediğini veya dava açılmadığını, işlemin kesinleştiğini bu nedenle davacının kadastro tespiti öncesi zilyetliğe dayalı olarak dava açma hakkının bulunmadığını, 20 yıllık yasal zilyetlik süresi dolmadığından davanın reddi gerekirken kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

(IV/2.) no.lu paragrafta belirtilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/3.) no.lu paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya, bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince Hazine'den harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.