Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5384 E. 2022/7989 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, tapuda kayıtlı olmayan ve kadastro çalışmaları sırasında çalılık vasfında olduğu için tescil harici bırakılan taşınmazın zilyetlikle iktisap yoluyla tapuya tescili istemine karşı Hazine'nin itirazı üzerine taşınmazın mülkiyetinin kime ait olduğunun tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmaz üzerindeki 20 yıllık zilyetliğinin ve taşınmazın imar ve ihyasının davacı tarafından yapıldığının tespit edilmesi ve Hazine vekilinin temyiz itirazlarının yerinde bulunmaması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tescil davası sonunda, Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... dava dilekçesinde özetle; hudutlarını dava dilekçesinde belirttiği taşınmaz bölümünü 1987 yılında ....’dan zilyetliği ile birlikte satın aldığını, taşınmazda eklemeli şekilde 40 yıllık zilyetliğinin olduğunu, taşınmazı bağ olarak kullandığını ve içerisinde evinin de bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili tarafından davaya cevap verilmemiş, bilahare Hazine vekili duruşmalardaki beyanında, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı Dereli köyü tüzel kişiliği tarafından davaya cevap verilmemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.10.2013 tarihli ve 2012/449 Esas, 2013/6 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün davacı tarafından kullanıldığı, bu bölümde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, teknik bilirkişilerin 29.04.2013 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 2.542,27 metrekarelik taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. İlk Bozma Kararı

Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 04.06.2014 tarihli ve 2014/4109 Esas, 2014/7776 Karar sayılı kararıyla; “Mahkemece yapılan uygulama ve araştırmanın hüküm kurmaya yeterli bulunmadığı, tek kişiden ibaret olan ziraat mühendisi bilirkişi raporunda, taşınmazın yer yer % 8 ila 10 ve % 20 ila 25 oranında eğimli olduğu ve üzerinde meyve ağaçları ile bağ omcası yanında, çam ve selvi ağaçlarına rastlanıldığının belirtildiği, taşınmazın ziraat mühendisi bilirkişi tarafından ifade edilen niteliğine göre, imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı ve taşınmazda tarımsal faaliyetin ne şekilde sürdürüldüğü de kesin olarak belirlenmeksizin hüküm kurulduğu, taşınmazın çalılık arazi olması nedeniyle tapulama harici bırakılan yerlerden olduğu, böyle bir taşınmazın iktisap edilebilmesi için 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddeleri uyarınca, emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesinin zorunlu olduğu, bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yönteminin hava fotoğrafları olduğu belirtilerek, hal böyle olunca, Mahkemece dava konusu taşınmazların, dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının Harita Genel Müdürlüğünden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulması, bundan sonra 3 kişilik ziraat ve orman mühendisleri kurulu ile jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetleri aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılması, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılması, tanık ve yerel bilirkişi beyanlarının, bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, 3 kişilik ziraat ve orman mühendisi bilirkişi kurulu vasıtasıyla taşınmazın öncesinin orman olup olmadığı, zirai faaliyete konu olup olmadığı, hangi tarihte imar-ihyasına başlanıldığı, ihyanın ne zaman tamamlandığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususlarının özellikle irdelenmesi, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen İlk Karar

Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.09.2015 tarihli ve 2014/758 Esas, 2015/580 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmaz bölümünün evveliyatının özel mülkiyete konu yerlerden olduğu, Hazineyle veya ormanla bir ilgisinin bulunmadığı, taşınmazın davacı tarafından 1999 yılından önce tarım arazisi olarak bahçe niteliğiyle kullanılmaya başlandığı ve dava tarihine kadar da nizasız ve fasılasız şekilde kullanılmaya devam edildiği, taşınmazda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, teknik bilirkişilerin 24.08.2015 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 2.542,27 metrekarelik taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

5. İkinci Bozma Kararı

Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.03.2016 tarihli ve 2016/64 Esas, 2016/3041 Karar sayılı kararıyla; “ Dava, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayalı tescil davası olup, bu tür davalarda TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca ilgili kamu tüzel kişilerinin de davada taraf olmasının zorunlu olduğu, hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Yasa ile büyükşehir belediye sınırları tüm ilin mülki sınırları haline geldiğinden, ilgili kamu tüzel kişisi olarak ... da davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkilinin tamamlanması gerekirken, bu yön göz ardı edildiği gibi, bozma kararının gereklerinin de tam olarak yerine getirilmediği, bozma sonrası dosya arasına getirtilen hava fotoğraflarının 1948, 1985 ve 1999 yıllarına ait olduğu, 1985 yılına ait hava fotoğrafında dava konusu taşınmazda tarımsal faaliyetin olmadığı, 1999 yılına ait hava fotoğrafında ise tarımsal faaliyetin başladığı ve üzerinde yeni dikilmiş bağ çubuklarının bulunduğunun belirtildiği ancak imar-ihyaya ne zaman başlanıldığı ve tarım arazisi olarak kullanıma ne zaman başlanıldığının açıklanmadığı, bu durumda Mahkemece öncelikle davacıya Büyükşehir Belediyesini davaya dahil ederek taraf koşulunu tamamlama olanağı sağlanması, bundan sonra Büyükşehir Belediyesinin de savunmaya ilişkin beyanı alınıp, varsa delillerinin toplanması, dava tarihi 2012 yılı olduğuna göre imar-ihyanın en geç 1992 yılında tamamlanmış olması gerekeceği nazara alınarak, taşınmazın 1987, 1997 ve 1992 yıllarına ait (ya da bu yıllara yakın) hava fotoğrafları getirtilerek, dosyanın jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye tevdii ile rapor alınması ve dosyadaki diğer deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.

6. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen İkinci Karar

Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.06.2017 tarihli ve 2016/739 Esas, 2017/321 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmaz bölümünün evveliyatının orman olmadığı, taşınmazın imar-ihyasının 1990 yıllarının başında tamamlandığı, taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, teknik bilirkişilerin 24.08.2015 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 2.542,27 metrekarelik taşınmaz bölümünün davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

8. Üçüncü Bozma Kararı

Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 14.09.2020 tarihli ve 2017/4564 Esas, 2020/3009 Karar sayılı kararıyla; “Dosya içeriğine, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, ancak, dava tescil isteğine ilişkin olduğundan, yasal hasım konumundaki Hazine ve ilgili kamu tüzel kişisi aleyhine, vekalet ücreti de dahil hiçbir yargılama gideri yükletilemeyeceği gözetilmeden, yasal hasım konumundaki davalılar aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsizliğine” değinilmek suretiyle vekalet ücreti yönünden bozulmuştur.

9. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.12.2020 tarihli ve 2020/577 Esas, 2020/754 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca, davanın kabulüne, teknik bilirkişilerin 24.08.2015 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 2.542,27 metrekarelik taşınmaz bölümünün davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

10. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

11. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, davacı tarafından imar-ihyaya konu edilmediğini ve davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

12. Gerekçe

12.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

1970 yılında Kahramanmaraş ili, .... ilçesi, .... köyü çalışma alanında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, dava konusu taşınmaz bölümü, çalılık vasfında olmakla tescil harici bırakılmıştır.

Dava; Türk Medeni Kanunu’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tescil istemine ilişkindir.

12.2. İlgili Hukuk

12.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

12.2.2. 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

12.2.3. 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.

İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.” hükümlerini içermektedir.

12.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine ve hükmüne uyulan bozma kararı gereğince karar verilmiş olmasına göre, Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.