"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; mevki ve yüz ölçümünü belirttiği tarla, ev ve kavaklık niteliğindeki 17 parça taşınmaz mirasçılar arasında yapılan taksim sonucu davacıya kaldığı halde kadastro çalışmaları sonucu hatalı olarak davalılar adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, ırsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tapu iptali ve davacı adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar yargılama sırasında, davanın reddini talep etmişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Pınarbaşı(Kayseri) Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.06.2013 tarihli ve 2008/111 E., 2013/142 K. sayılı kararıyla, dava konusu edilen taşınmazların taksimen davacıya kaldığı, daha sonra davacı tarafından davalılara satılarak zilyetliğinin devredildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 30.11.2015 tarihli ve 2015/241 Esas, 2015/14412 Karar sayılı kararıyla, “...davacının, dava dilekçesinde ve yargılama sırasında davaya konu ettiği taşınmazların hangileri olduğunun ada ve parsel numarası belirtilmek suretiyle bildirilmediği, Mahkemece bu taşınmazlara ait tapu kayıtları dosyaya getirilmediği gibi gerekçeli kararda da hangi parsellere yönelik hüküm kurulduğunun açıklanmadığı, bu sebeple davacıya davaya konu ettiği taşınmazların hangi ada ve parsel numaraları ile kayıtlı olduğunu bildirmesi için kesin süre verilmesi, verilen süre içinde davaya konu ettiği taşınmazları ve ada/parsel numaralarını bildirmesi halinde çekişmeli taşınmazlara ait tapu kayıtlarının dosya içerisine getirtilmesi, davaya konu olan taşınmazların netleştirilmesinin ardından toplanan ve toplanacak deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi, verilen kesin süre içinde davaya konu ettiği taşınmazların hangileri olduğunu ve ada/parsel numaralarını bildirmediği takdirde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
C. Bozma Sonrası Mahkeme Kararı
Pınarbaşı(Kayseri) Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.12.2019 tarihli ve 2016/68 E., 2019/202 K. sayılı kararıyla, davacı tarafın iddiasını ispatlayamadığı, sadece çekişmeli 123 ada 6 parselde bulunan fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen yerin ...'a ait olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul-kısmen reddine karar verilmiştir.
D. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, Mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu, Mahkemece eksik inceleme ile kısmen ret kararı verildiğini, mahalli bilirkişi ve tanıkların dava konusu taşınmazların davalılara satıldığını beyan ettiklerini, ancak taşınmaz satışlarının ispatı için resmi şekilde yapılan sözleşme gerektiğini, bu hususta tanık dinlenemeyeceğini, dinlenen tanık beyanlarının geçersiz olduğunu, tapusuz taşınmazların satışının geçerli olabilmesi için satış ve devirin gerekli olduğunu, davalı tarafın devre ilişkin belge sunamadıklarını, sadece tanık deliliyle karar verildiğini, dava konusu taşınmazlar yönünden satışın geçerli kabul edilmesinin HMK'ya aykırı olduğunu, HMK'nın 200. maddesi gereği davanın değerinin senetle ispat sınırının çok üzerinde olduğunu, bu sebeple davanın senetle ispatı gerektiğini, tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini belirterek, kararın ret edilen kısım yönünden bozulmasını talep etmiştir.
E. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dava konusu taşınmazların bir kısmının tarafların ortak kök murisi ...’dan geldiği ve terekesinin taksim edildiği hususunda tarafların arasında ihtilaf yoktur. Uyuşmazlık davacı tarafın taksimen kendisine kalan taşınmazları davalı kardeşlerine satıp zilyetliği devredip devretmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." düzenlemeleri yer almaktadır.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin, yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 125,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
17/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.