Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5417 E. 2022/7312 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacılar lehine kazanılmış hak iddiasının ve Hazine'nin mülkiyet iddiasının değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davalı Hazine lehine bozma öncesi kararda oluşan usuli kazanılmış hakkı gözetmeksizin, davacılar lehine hüküm kurması doğru görülmeyerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davanın kabulüne ilişkin karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, dava konusu taşınmazın kendilerine ait 1936 tarihli 402 sayılı vergi kaydı kapsamında kaldığı iddiasıyla, miras yoluyla intikal, taksim ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak 3622 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaliyle, ... ve ... adlarına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı Hazine, çekişmeli taşınmazların üzerinde davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 17.09.1996 tarihli ve 2011/710 Esas, 2011/4418 Karar sayılı kararıyla, dayanak vergi kaydının çekişme konusu edilen taşınmazı kapsadığı ve zilyetlikle iktisap koşullarının davacılar lehine gerçekleştiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 3622 parsel kapsamında kalan ve teknik bilirkişi raporunda A ile gösterilen 50.000 metrekarelik yerin tapu kaydının iptaliyle davacılar adına tapuya tesciline, B harfiyle gösterilen bölüme ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 19.09.2011 tarihli, 2011/710 Esas, 2011/4418 Karar sayılı kararıyla; tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğraflarının temin edilerek mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, bir jeodezi ve fotogrametri uzmanı ve ziraat bilirkişisi ile keşif icra edilmesi, hava fotoğrafları üzerinde jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye inceleme yaptırılması, ziraat bilirkişisine taşınmazın zirai durumuna ilişkin rapor tanzim ettirilmesi, komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının nizalı taşınmaz yönünü ne okuduğunun belirlenmesi ve dayanak vergi kaydının 3 hududunun hali arazi okuması nedeniyle usulüne uygun mera araştırması yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 10.07.2020 tarihli ve 2012/231 Esas, 2020/218 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazın tarla niteliğinde olduğu, yaklaşık 50 yıldır davacılar ve murislerinin zilyetliğinde bulunduktan sonra taksimen davacılara intikal ettiği, taşınmazın mera vasfının olmadığı, zilyetlik süresince tarımsal amaçlı kullanıldığı, 1955 yılına ait hava fotoğraflarının inceleme raporunda da belirtildiği üzere 3622 no.lu parselin sınırlarının oluştuğu, işlendiği ve komşu 3621 no.lu parsel ile birlikte kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli 3622 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaliyle, davacılar ..., ... ve ... adlarına eşit paylar oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davacı vekilinin tavzih talebi üzerine hüküm “10.07.2020 tarihli hükmün 1. maddesinin ".... ilçesi, .... Mahallesi 3622 sayılı parselin davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar ... ve ... adlarına müştereken kayıt ve tesciline” şeklinde düzeltilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, çekişmeli taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu ve davacılar lehine iktisap koşullarının oluşmadığını, dayanak vergi kaydının taşınmaza uymadığını, Mahkemece verilen hükmün usule aykırı şekilde tashih edildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi sebeplere dayalı tapu iptal ve tescil isteğinden ibarettir.

Kadastro sonucu .... ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 3622 parsel sayılı 52.400,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, sınırındaki 3621 parselle birlikte kullanıldığı, her iki taşınmazın ..... zilyetliğinde bulunduğu, ölmesi üzerine mirasçılarına kaldığı gerekçesiyle 11.05.1984 tarihinde 3621 parselin miktar fazlası olarak Hazine adına tespit edilmiş, Komisyon kararının 27.07.1987 tarihinde kesinleşmesi üzerine tapu kaydı oluşmuştur.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde olmasına, (IV/2.) no.lu paragrafta yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, (IV/3.) no.lu paragrafta yer verilen Mahkeme kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

Ancak, Mahkemenin bozmadan önceki kararında, 07/12/1993 tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen 2.400,00 metrekarelik taşınmaz bölümü hakkında verilen ret kararı davacı tarafından temyize getirilmediği için davalı Hazine lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu halde, bu kez hükme esas alınan 31/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda bu kısma tekabül eden aynı bölümün davacı adına tesciline karar verilmesi doğru olmamıştır.

Hal böyle olunca; fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 07.12.1993 tarihli rapor ekinde yer alan krokide (A) ile gösterilen 2.400,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümüne yönelik açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davalı taraf yararına doğan usuli kazanılmış hakkı ortadan kaldıracak şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

V. SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.