"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Gülşehir ilçesi Yalıntaş köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 142 ada 6 parsel sayılı 18.263.93 metrekare yüz ölümündeki taşınmazın hatalı olarak Hazine adına tespit ve tescil ediliğini oysaki taşınmazın 4.800 metrekarelik kısmının davacı tarafından 100 yılı aşkın süredir nizasız ve fasılasız kullanıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazda davacının zilyet olduğu kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi yargılama sırasında özetle, dava konusu yerin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlik şartlarının gerçekleşmediğini belirtilerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Gülşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/03/2015 tarihli ve 2014/337 Esas 2015/62 Karar sayılı kararıyla, davanın kabulüne, çekişmeli 142 ada 6 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4.767.98 metrekarelik kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 05.10.2017 tarihli ve 2015/14777 Esas 2017/6154 Karar sayılı kararı ile; ” yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu açıklanarak, tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesini kapsayacak şekilde ayrı tarihlere ait olmak üzere yüksek çözünürlüklü en az üç adet ... fotoğrafı Harita Genel Komutanlığından getirtilerek dosyaya konulması, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisine belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift ... fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak çekişme konusu taşınmazın, önceki ve şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu konusunda rapor düzenlettirilmesi, daha sonra taşınmaz başında, 3 kişilik zirai bilirkişi ile fen bilirkişisinden oluşacak bilirkişi kurulu ile keşif yapılması, 3 kişilik zirai bilirkişi heyetinden çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ile komşu parsellerin toprak yapısının mukayese edildiği, taşınmazın tamamının ya da bir bölümünün tarıma elverişli olup olmadığı, ne zamandır tarım arazisi olarak kullanıldığı hususlarına dair rapor alınması, fen bilirkişinden keşfi izlemeye elverişli rapor ve harita düzenlemesinin istenilmesi, yerel bilirkişiler ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, tarım arazisi olup olmadığı, kim tarafından nasıl zilyet ve tasarruf edildiği hususlarında olaylara dayalı olarak beyan alınması, taşınmazın öncesinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, imar-ihyası tamamlanmış ise tamamlandığı tarihten tespit tarihine kadar 20 yıllık zilyetlikle kazanma süresinin dolup-dolmadığının saptanması, taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulması, daha sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği ayrıca davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen karar harcının kabul edilen miktar üzerinden değil, reddedilen miktar üzerinden hesaplanması ve reddedilen kısım için davalı Hazine lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu” gerekçesiyle bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Gülşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/05/2019 tarihli ve 2017/239 Esas 2019/87 Karar sayılı kararıyla; dava konusu bölümün davacıya ait olduğu, yaklaşık 35 yıldır davacı tarafından ekilip biçilmek suretiyle fiilen kullanıldığı, dava konusu taşınmaz hakkında kadastro tespit tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerinde gösterilen edinme koşullarının davacı yararına mevcut olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli 142 ada 6 parsel sayılı taşınmazda fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 4.972.89 metrekarelik bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz talebinde bulunmuştur.
E. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle, Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin eksik olduğunu, verilen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ve resen belirlenecek nedenlerden dolayı kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu kaydının iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere terk edilmiş dere yatakları, kayalık, taşlık, yol ve yol boşluğu gibi taşınmazlar, ancak imar-ihya yolu ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca iktisap edilebilirken; ham toprak, hali arazi, köy boşluğu gibi basit ameliye ile zilyet edilebilecek yerler ise aynı Yasa'nın 14. maddesi gereğince iktisap edilebilir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu 14.maddesinde “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesinde “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafın temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davalı Hazine temsilcisinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazine'den harç alınmasına yer olmadığına,
kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.