Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5447 E. 2023/1546 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazların davacı tarafından zilyetlikle kazanıldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararına uygun olarak, davacı yararına zilyetlikle kazanma şartlarının oluşmadığına dair tüm delilleri değerlendirerek hüküm kurmasının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Ret

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, kadastro çalışmaları neticesinde Gürün ilçesi, Ağaçlı köyü, ... mevki 133 ada 67, 68 ve 86 parsel sayılı taşınmazların gerçeğe aykırı olarak davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, 67 parselin 2.174 m2’sinin, 68 parselin 7.398 m2’sinin, 86 parselin ise 2.820 m2’sinin babasına aitken kendisine verildiğini, eklemeli zilyetlikle birlikte taşınmazların belirtilen bölümlerine 50 yıldan fazla zamandır malik sıfatıyla zilyet olduğunu, arsa vasfıyla kullanmakta olduğu taşınmazların davalı Hazine ile bir ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiş; aşamada 133 ada 68 parsel sayılı taşınmaz yönünden davasından feragat etmiş; 17.09.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile 133 ada 67 parselin bilirkişi raporunda mavi renkle gösterilen 3.591,82 m2’lik kısmı ile 133 ada 86 parselin bilirkişi raporunda yeşil renkli ve (A) harfi ile gösterilen 2.590,42 m2’lik kısmının tapu kaydının iptaliyle adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, taşınmazların kadimden beri Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu, özel mülkiyete konu edilemeyeceğini, zilyetlikle kazanılamayacağını belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 25.11.2015 tarihli ve 2013/91 Esas, 2015/250 Karar sayılı kararıyla; 133 ada 68 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, fen bilirkişi raporunda çekişmeli 133 ada 86 parsel sayılı taşınmazın (A) harfiyle ve 133 ada 67 parsel sayılı taşınmazın (B) harfiyle gösterilen bölümleri üzerinde davacı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek davanın kısmen kabulü ile çekişmeli 133 ada 86 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi tarafından hazırlanan 14.05.2015 tarihli rapor ve eki haritada (A) harfiyle işaretli 2.590,42 metrekare yüz ölçümündeki bölüm ile 133 ada 67 parsel sayılı taşınmazın (B) harfiyle işaretli 2.355,71 metrekare yüz ölçümündeki bölümünün Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.11.2018 tarihli ve 2016/4016 Esas, 2018/7218 Karar sayılı kararıyla; "Öncelikle tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin en az 3 ayrı evreye ilişkin stereoskopik ... fotoğrafları tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Komutanlığından getirilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıkları, üç kişilik jeodozi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulu, üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisi katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı, ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin ayrı ayrı toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini, taşınmazlar üzerindeki bitki örtüsü, taşınmazların imar-ihyaya konu olup olmadığı, imar-ihyanın tamamlandığı tarihi belirtir toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsünü açıklar nitelikte ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı, gerekçeli ve önceki zirai bilirkişiler tarafından verilen raporlar arasındaki çelişkileri de giderecek şekilde, fen bilirkişisinden keşfi takibe elverişli ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulundan ise dava konusu taşınmazların tespit tarihine göre 15-20-25 yıl öncesine ait ve üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik ... fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazilerin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, çekişmeli taşınmazların ve çevresinde olan taşınmazların nitelikleri hususlarındaki hakim gözlemi keşif zaptına aynen yansımalı, keşifteki tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu yerlerin zilyetlikle kazanılmasına ilişkin kanunda belirtilen şartların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, yapılan keşif, mahkeme gözlemi, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları, jeodezi kurulu raporu, teknik bilirkişi raporu dikkate alındığında dava konusu taşınmazların davacıya ait olduğu, zilyetliğinin 1985 öncesinde başladığı, 2008 yılındaki kadastro tarihine kadar en az 23 yıllık zilyetlik süresiyle iktisabı müruru zaman aşımının şartlarının gerçekleştiği, taşınmazın Hazine ile bir ilgisinin bulunmadığı, zilyetlikle kazanılması mümkün olan taşınmazlardan olduğu sabit olduğu halde, Mahkemece, eksik inceleme, bilimsellikten uzak çelişkili ziraatçı bilirkişi raporuna göre ve delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek davanın reddine karar verildiğini, davanın kabulünün gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.” hükümlerini düzenlemiştir.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

15.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.