Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5454 E. 2023/518 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tescil, tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin verilen kararın temyiz incelemesinin yapılması.

Gerekçe ve Sonuç: Birleştirilen dosyalardan birinin istinaf yoluna, diğerinin temyiz yoluna tabi olması ve davaların birleştirilmesiyle bağımsız dava olma özelliklerini kaybetmemeleri gözetilerek, dosyanın işlemsiz olarak yerel mahkemeye iadesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

Y A R G I T A Y

1 . H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

Y A R G I T A Y İ L Â M I

...

...

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

TARİHİ : 27.06.2019

SAYISI : 2012/235 E., 2019/389 K.

ASIL DAVADA DAVACILAR : Hazine vekili Avukat ...,... vekili

Avukat ...

ASIL DAVADA DAVALILAR : Aydın Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı vekili Avukat ...

...,... vekili Avukat ... vd.

BİRLEŞTİRİLEN DAVADA

DAVACILAR : ... mirasçıları ... v.d.

BİRLEŞTİRİLEN DAVADA

DAVALILAR : Hazine v.d.

DAHİLİ DAVALILAR : Sultanhisar Belediye Başkanlığı v.d.

MÜDAHİL DAVACI : ... vekilleri Avukat ... , Avukat ...

TEMYİZ EDEN : Asıl davada davacı-birleştirilen davada davalı Hazine vekili,

birleştirilen davada davacı ... mirasçıları vekili

Taraflar arasındaki tescil, tapu iptali ve tescil davasından dolayı Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27/06/2019 tarihli ve 2012/235 Esas, 2019/389 Karar sayılı kararın temyizen incelenmesi, asıl davanın davacısı – birleştirilen davanın davalısı Hazine vekili ile yargılama sırasında vefat eden birleştirilen davanın davacısı ... mirasçıları vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği görüşüldü.

Asıl dava, tescil, tapu iptali ve tescil; birleştirilen dava, tescil isteğine ilişkindir.

Mahkemece, asıl dava ile birleştirilen Sultanhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin bozma öncesi 20.09.2011 tarihli, 2006/64 Esas, 2011/101 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiş; temyiz üzerine karar, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 09.10.2012 tarihli, 2012/1985 Esas, 2012/8915 Karar sayılı ilamıyla; “dosya arasında bulunan, dava konusu taşınmaza ilişkin kadastro paftasına, komşu parsel tutanaklarına ve yerel bilirkişi beyanlarına göre, nizalı yerin 1960 yılında yapılan kadastro çalışmalarında Menderes Nehri yatağı niteliğiyle tespit dışı bırakıldığı, dava konusu taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında nehir yatağı niteliğiyle tespit dışı bırakıldığına göre; böyle bir yerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesine müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesiyle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre kazanılmasının mümkün olduğu, bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yönteminin hava fotoğrafları olduğu belirtilerek, sağlıklı bir yargıya ulaşmak için dava konusu taşınmazın tespit dışı bırakılma tarihi olan 1960 yılından sonra, dava tarihine göre 20 – 30 yıl öncesine ait iki ayrı zamanda çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının getirtilerek dosya arasına alınması, dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişi ve tanıkların davetiye ile çağrılması, tescil konusu taşınmaz bölümü üzerinde davacı ve miras bırakanın zilyetliğinin başlangıcı, süreci ve sürdürülüş biçiminin ayrıntılı olarak sorulup belirlenmesi, ziraat mühendisi, jeolog, kadastro fen elemanı, jeodezi ve fotoğrametri uzmanı ve harita mühendisinden oluşacak uzman bilirkişi kurulu marifetiyle stereoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliği, kullanım süresi ve Menderes Nehri'nin aktif yatağında ya da etki alanında kalıp kalmadığının belirlenmesine çalışılması, dava konusu taşınmazın öncesi itibariyle niteliği üzerinde durulması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle bozulmuş; Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 21.05.2015 tarihli, 2013/87 Esas, 2015/232 Karar sayılı kararıyla, davanın, Mahkemenin 2012/235 Esas sayılı dosyasında görülen asıl dava ile birleştirilmesine karar verilmiş, Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, asıl dava ile birleştirilen davaların ayı ayrı reddine karar verilmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesinin 1. fıkrasında bölge adliye mahkemelerinin Resmi Gazete'de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanun'un temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin, yine aynı maddenin 2. fıkrasında ise bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine istinaf yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun'un 427 ile 444. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı, yani bu kararlara ilişkin dosyaların Bölge Adliye Mahkemelerine gönderilemeyeceği belirtilmiştir. Bu durumda 20/07/2016 tarihinden önce verilen kararlar, kanun yoluna başvurma tarihi ne olursa olsun, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427. ve 444. maddelerindeki temyize ilişkin hükümlere tabi olup, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Başkanlığına gönderilmesi gerekmektedir. Buna karşılık, 20/07/2016 tarihinde ve sonrasında verilen temyiz incelemesinden geçmeyen kararlara karşı yasa yoluna gidilmesi halinde ise, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341-360. maddesindeki istinafa ilişkin hükümlerin uygulanması için bölge adliye mahkemesine gönderilmesi zorunludur.

Hemen belirtilmelidir ki, daha önce Yargıtay denetiminden geçen, asıl dava ile birleştirilen Mahkemenin 2013/87 Esas sayılı dava dosyanın “İstinaf” kanun yoluna tabi olmadığı açıktır.

Asıl davanın ise karar tarihi 27/06/2019 olup, bu karar ile ilgili olarak Yargıtayın daha önce bir denetimi de söz konusu olmadığından, anılan kararın ''İstinaf'' kanun yoluna tabi olduğu anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca; davaların birleştirilmesiyle bağımsız dava olma özelliğini kaybetmedikleri gözetilerek, ''İstinaf'' kanun yoluna tabi olduğu anlaşılan asıl dava dosyasının istinaf incelemesi yapılmak üzere ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi, sonucunda verilen kararın temyiz edilmesi halinde dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi (asıl dava dosyası temyiz edilmese dahi, temyize tabi olan Mahkemenin birleştirilen 2013/87 Esas sayılı dava dosyasının gönderilmesi) için dosyanın İlk Derece Mahkemesine iadesi gerekmektedir.

KARAR

Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın Yerel Mahkemesine işlemsiz İADESİNE,

peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

26/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

...

...

...

...

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.