Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5475 E. 2022/8409 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacının murisi ile evlat edineninden gelen payda hak iddia edip edemeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının evlat edineninden gelen pay yönünden davalılar lehine Kadastro Kanunu'nun 13/B-c maddesindeki koşulların oluştuğu, davacının babasından gelen pay yönünden ise davalılar lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13/B-b maddesindeki koşulların oluştuğu, davalıların taşınmazları 20 yıldan fazla süredir aralıksız ve malik sıfatıyla kullandıkları gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : ÇAYELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın, davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi ile davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların bir kısmının müvekkilinin kardeşleri, bir kısmının ise amcasının çocukları olduğunu, dava konusu taşınmazlarda hem müvekkilinin babası ... ...’dan hem de müvekkilini evlatlık alan ...’dan gelen hakkı bulunmasına rağmen kadastro sırasında taşınmazların davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, 07.10.1985 tarih, 1 sıra numaralı tapu kaydının bu iddialarının dayanağını oluşturduğunu, bu tapu kaydında hem müvekkilinin babasının hem de müvekkilini evlatlık alan ...’ın payı bulunduğunu, ...’ın tek mirasçısının müvekkili olduğunu, bu tapu kaydının dava konusu taşınmazları kapsadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile taşınmazlardan, dayandıkları tapu kaydındaki müvekkilini evlatlık alan ...’un payı ile müvekkilinin babası ...’ın payından mirasen müvekkiline düşen payın verilmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalılar ... ile ... müşterek cevap dilekçelerinde özetle; davacının abileri olduğunu, adlarına kayıtlı taşınmazların babaları tarafından sağlığında kendilerine hibe edildiğini, davacıya da başkaca taşınmazların verildiğini, davacının dava açmakta kötü niyetli olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.

2. Davalılar ..., ..., ... ve ... müşterek cevap dilekçelerinde özetle; davacının amcasının çocuğu olduğunu, adlarına kayıtlı taşınmazların babaları tarafından sağlığında, 1969 yılında kendilerine hibe edildiğini ve o zamandan beri taşınmazları nizasız ve fasılasız şekilde kullandılarını, davacının dava açmakta kötü niyetli olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.

3. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davacının amcasının çocuğu olduğunu, adına kayıtlı taşınmazların babası tarafından sağlığında kendisine hibe edildiğini ve o zamandan beri taşınmazları nizasız ve fasılasız şekilde kullandığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Çayeli Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.11.2019 tarihli ve 2015/426 Esas, 2019/375 Karar sayılı kararıyla; davanın tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, davacının dayandığı tapu kaydının dava konusu taşınmazları kapsadığı, her ne kadar mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklarca dava konusu taşınmazların tarafların murisi tarafından taksim edildiği beyan edilmiş ise de, davacının dayandığı tapu kaydının hukuki kıymetini koruduğu, tapu kaydının mülkiyet belgesi olduğu gerekçesiyle;

Davanın kabulüne,

Dava konusu 227 ada 9; 229 ada 12, 20; 230 ada 1; 232 ada 2, 8 ve 18 parsel sayılı taşınmazlarda davalı ... adına kayıtlı hisselerin, 21/160 oranında iptali ile iptal edilen hisselerin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline,

Dava konusu 227 ada 8, 10; 229 ada 18, 19; 230 ada 2; 232 ada 1 ve 6 parsel sayılı taşınmazlarda davalı ... adına kayıtlı hisselerin, 21/160 oranında iptali ile iptal edilen hisselerin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline,

Dava konusu 229 ada 13, 21; 232 ada 20 parsel sayılı taşınmazlarda davalı ... adına kayıtlı hisselerin, 21/160 oranında iptali ile iptal edilen hisselerin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline,

Dava konusu 229 ada 14, 22; 232 ada 4 parsel sayılı taşınmazlarda davalı ... adına kayıtlı hisselerin, 21/160 oranında iptali ile iptal edilen hisselerin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline,

Dava konusu 227 ada 5, 229 ada 15 ve 232 ada 19 parsel sayılı taşınmazlarda davalı ... adına kayıtlı hisselerin, 21/160 oranında iptali ile iptal edilen hisselerin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline,

Dava konusu 225 ada 1, 227 ada 7, 229 ada 16 ve 232 ada 5 parsel sayılı taşınmazlarda davalı ... adına kayıtlı hisselerin, 21/160 oranında iptali ile iptal edilen hisselerin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline,

Dava konusu 227 ada 6 ve 232 ada 3 parsel sayılı taşınmazlarda davalı ... adına kayıtlı hisselerin, 21/160 oranında iptali ile iptal edilen hisselerin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline,

Dava konusu 229 ada 17 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmaz 640 hisse kabul edilmek suretiyle, 84/640 hissenin davacı ... adına, 139/640 hissenin davalı ... adına, 139/640 hissenin davalı ... adına, 139/640 hissenin davalı ... adına, 139/640 hissenin davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın yerinde olmadığını, mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklarca, dava konusu taşınmazların müvekkillerinin murisleri tarafından sağlığında müvekkillerine hibe edildiğinin ve taşınmazların müvekkilleri tarafından kullanıldığının beyan edildiğini, davacının dayandığı tapu kaydının Mahkemece yanlış değerlendirildiğini, müvekkillerinin murislerinin taşınmazları müvekkillerine hibe ettiği tarihin tapu kayıt tarihinden daha önce olduğunu, davacının babasından gelen hakkını aldığını ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 12.06.2020 tarihli ve 2020/138 Esas, 2020/177 Karar sayılı kararıyla; davanın, kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı olarak, Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesine göre 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, davacının dayanağı 07/10/1985 tarih, 1 sıra nolu 5.515,00 metrekare yüzölçümündeki tapu kaydının incelemesinde; tapunun geldi kaydının Mart 1948 tarihli, 87 no.lu kayıt olduğu, bu kaydın tamamı 80 hisse itibariyle 36 hissesi...oğlu ...'ın payı olmakla,...’nin hissesinin yarısını uhdesinde bırakarak diğer yarısını kayıtsız şartsız hibe etmesi sebebiyle, tapunun 18 hissesinin ... evlatları ... ve ... ..., 18 hissesinin ise kadimen...oğlu ... adına kayıtlı olduğunun anlaşıldığı; 07/10/1985 tarih 1 sıra nolu kaydına göre ise, tapunun 18/80 hissesi...oğlu ...'ın iken 1953 yılında ölümüyle geriye manevi evladı ... oğlu ...'ı bıraktığı anlaşılmakla, ...'ın 18/80 hissesinin 9/80 hissesini kendi uhdesinde bırakarak, geriye kalan 9/80 hissesini ... oğlu ... ...'a sattığı, tapunun paylı olduğu, 9/80 hissesinin ... oğlu ... ...'a, 18/80 hissesinin ... oğlu ... ...'a, 9/80 hissesinin ise ... oğlu ...'a (davacı) ait olduğunun anlaşıldığı, davacının dayandığı tapu kaydının uygulanmasına ilişkin Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulamanın hüküm kurmaya elverişli ve yeterli bulunmadığı, ne var ki, bir an için dayanılan tapu kaydının dava konusu taşınmazlara uyduğu kabul edilse dahi, davacıyı evlatlık alan...oğlu ...'dan gelen pay yönünden, davalılar lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13/B-c maddesinde yazılı koşulların oluştuğunun açık olduğu, şöyle ki, davacının dayandığı tapunun geldisi olan Mart 1948 tarih, 87 sıra nolu tapu kaydı pay tapusu olup, ...oğlu ...’ın 18/80 paya sahip olduğu, dosyada mevcut veraset ilamına göre...oğlu ... 12.12.1953 tarihinde vefat etmiş olup, tek mirasçısının davacı ... oğlu ... olduğu, yine mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlara göre, dava konusu taşınmazların tarafların babaları ve amcaları ... ... ile ... ... tarafından aralıksız olarak kullanıldığı, onların ölümüyle de davalılar tarafından kullanılmaya devam edildiği, davacının dava konusu taşınmazları kullanmadığı, taşınmazlarda herhangi bir zilyetliğinin bulunmadığı, tapu maliki...oğlu ...'ın öldüğü 12.12.1953 tarihinden itibaren 20 yıl müddetle dava konusu taşınmazlar tarafların babaları ve amcaları ... ... ve ... ... tarafından aralıksız olarak kullanılmakla, 20 yıllık sürenin dolduğu tarih itibariyle tapu kaydının hukuki değerini kaybettiği ve taşınmazların mülkiyetinin zilyetlerine geçtiği, dolayısıyla tapu kütüğünde daha sonradan yapılan (07/10/1985 tarih 1 sayılı tapu kaydı) intikal ve satış işlemlerinin, hukuki değerini yitirmiş olan tapu kaydı üzerinde gerçekleştirilen işlemler olup, taşınmazın mülkiyetini haricen kazanan zilyete karşı herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacağı, hal böyle olunca, davacı ...'ın, kendisini evlatlık olarak alan ... adına olup, 3402 sayılı Yasa'nın 13/B-c maddesi uyarınca hukuki değerini yitirmiş olan pay tapusuna dayanarak dava konusu taşınmazlarda hak iddia etmesine yasal olanak bulunmadığı; yine davacının dava konusu taşınmazlarda babasından gelen hakkı olduğuna ilişkin iddiasına yönelik olarak yapılan incelemede; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından, dava konusu taşınmazların evveliyatında tarafların babaları ve amcaları olan ... ve ... ... tarafından kullanıldığı, babalarının sağlığında taşınmazları paylaştırdığı ve taşınmazların davalılar tarafından kullanılmaya devam edildiği, davacının taşınmazlarda zilyetliğinin bulunmadığı, davacının kullandığı taşınmazların köyün diğer mevkiinde bulunduğu, davacının dayandığı tapu kaydının incelenmesinden, davacının babası ...’ın tapudaki payı yönüyle davalılar lehine 3402 sayılı Yasa'nın 13/B-b maddesindeki koşulların oluştuğu, tapulu taşınmazlara ilişkin olarak muris .....oğlu ....tarafından sağlığında yapılan ve hukuken bağışlama niteliğinde olan paylaştırma işlemi, şekil kurallarına uyulmaması nedeniyle geçersiz dahi olsa, taşınmazların zilyetliği davalılara teslim edildiğine ve taşınmazlar davalılar tarafından 10 yılı aşkın süreyle hatta kadastro tespit tarihine kadar nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla zilyet edildiğine göre, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13/B-b maddesi uyarınca artık paylaştırma ve bağış işleminin geçersizliğinin ileri sürülemeyeceği, yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı birlikte dikkate alınarak, davacının sübut bulmayan davasının reddine karar verilmesi gerekirken, aksi gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle;

Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Çayeli Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 19/11/2019 tarihli, 2015/426 Esas, 2019/375 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1-b.2. maddesi gereğince kaldırılmasına,

Kaldırılan İlk Derece Mahkeme kararının yerine geçmek üzere yeniden hüküm tesisi ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince yapılan incelemenin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazların müvekkilinin babası ile müvekkilini evlatlık alan ...’dan geldiğini, müvekkilinin ....’un tek mirasçısı olduğunu, dava konusu taşınmazların tapulu olduğunu, müvekkilinin babasının sağlığında taşınmazları paylaştırmadığını, muris öldükten sonra murisin müvekkili dışındaki erkek çocuklarının taşınmazları taksim ettiğini ve müvekkilinin buna hiçbir zaman razı olmadığını, dayandıkları tapu kaydının dava konusu taşınmazları kapsadığını, müvekkilinin murisi ile müvekkilini evlatlık alan ...’un dayandıkları tapu kaydındaki hisselerinin hukuki kıymetini yitirmediğini, öte yandan mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların, murisin hangi tarihte, hangi taşınmazlar yönüyle, ne şekilde bir paylaşım yaptığına ilişkin beyanlarının net olmadığını, bu durumda taşınmazların murisin sağlığında paylaştırıldığının kabul edilemeyeceğini, kaldı ki 1985 yılında müvekkilinin babası ve amcası müvekkilinden tapudan hisse satın aldığına göre, 1969 yılında bir taksim yapıldığından da bahsedilemeyeceğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/B-b maddesi; “Tapuda kayıtlı taşınmaz mal:

Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa; zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına tespit olunur.”

3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13/B-c maddesi; “Tapuda kayıtlı taşınmaz mal:

Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa; kayıt sahibinin yirmi yıl önce gaipliğine hüküm verilmiş veya tapu sicilinden malikin kim olduğu anlaşılamamış ise çekişmesiz ve aralıksız yirmi yıl müddetle ve malik sıfatıyla zilyet bulunan kimse adına tespit olunur.” hükümlerini içermektedir.

3.3. Değerlendirme

Kadastro sonucunda Rize ili, ... ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 227 ada 9 parsel sayılı 1.053,76 metrekare, 229 ada 12 parsel sayılı 816,44 metrekare, 229 ada 20 parsel sayılı 408,26 metrekare, 230 ada 1 parsel sayılı 306,64 metrekare, 232 ada 2 parsel sayılı 656,98 metrekare, 232 ada 8 parsel sayılı 288,51 metrekare ve 232 ada 18 parsel sayılı 331,50 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına;

227 ada 8 parsel sayılı 483,43 metrekare, 227 ada 10 parsel sayılı 724,84 metrekare, 229 ada 18 parsel sayılı 142,73 metrekare, 229 ada 19 parsel sayılı 1.180,98 metrekare, 230 ada 2 parsel sayılı 659,22 metrekare 232 ada 1 parsel sayılı 524,94 metrekare ve 232 ada 6 parsel sayılı 603,91 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına;

229 ada 13 parsel sayılı 356,26 metrekare, 229 ada 21 parsel sayılı 437,86 metrekare ve 232 ada 20 parsel sayılı 837,77 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına;

229 ada 14 parsel sayılı 192,86 metrekare, 229 ada 22 parsel sayılı 545,91 metrekare ve 232 ada 4 parsel sayılı 871,84 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına;

227 ada 5 parsel sayılı 768,74 metrekare, 229 ada 15 parsel sayılı 209,71 metrekare ve 232 ada 19 parsel sayılı 749,25 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına;

225 ada 1 parsel sayılı 150,34 metrekare, 227 ada 7 parsel sayılı 400,35 metrekare, 229 ada 16 parsel sayılı 604,90 metrekare ve 232 ada 5 parsel sayılı 710,02 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına;

227 ada 6 parsel sayılı 538,57 metrekare ve 232 ada 3 parsel sayılı 1.036,61 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına;

229 ada 17 parsel sayılı 501,75 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla davalılar ..., ..., ... ve ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

Dosya içeriğine, (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere ve delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 22.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.